Rûdaw Tv’den Senger Abdulrahman’ın sorunlarını yanıtlayan KDP Politbüro Üyesi Dr. Roj Nuri Şawes, Erbil-Bağdat hattında yaşanan sorunlar ve yapılan müzakereler hakkında konuştu.
KDP’nin tek başına Bağdat ile müzakerelerini sürdürdüğünü bu şekilde daha fazla konunun müzakere edilebileceğini ifade ederek, “ Açıkçası bu kez durumun karışıklığı ve Kürdistan ile Irak üzerinden tehlikelerden dolayı parti olarak tek başımıza Bağdat’ta gitmeyi uygun gördük. Yalnız gitmemizdeki amaç neydi? Diğer partilerle gitmemiz ile yalnız gitmemiz arasındaki fark ne? Eğer birçok parti ile gidersek konuşulan konular hakkında bir uzlaşma sağlanmalı. Bu da konular hakkında açık yorum yapmanıza bir tür sınırlama getiriyor. Bağdat ile hiçbir perde olmadan açık bir şekilde konuşmaya karar verdiğimiz için yalnız gitmeye karar verdik. Bu tür heyetler meseleleri açık sözlülükle dile getirme konusunda diğerlerinden farklı kılıyor. Toplantılarda farklı konularda konuşulabilir” dedi.
Başarıda ortak başarısızlıkta ise sorumluğun KDP’ye yüklendiğini belirten Şawes, “Bir diğer husus ise, çok partili heyetlerin Bağdat ile görüşmelerinde elde edilen başarılar, bütün tarafların başarısı olurdu. Ancak heyetin çalışmaları başarılı olmadığında bütün sorumluluk KDP’nin omuzuna yükleniyordu. Bu nedenle bu kez tek başımıza gitmeye karar verdik. Amacımız açık konuşmak ve bizimle çalışmanın nasıl bir şey olduğunu kendilerine anlatmak. Heyetimiz KDP’nin heyeti olmalı. Bu kararımız farklı partilerinde yer aldığı büyük heyetlerle birlikte Bağdat’ta gitmek istemediğimiz anlamına gelmiyor” diye konuştu.
Irak, 15 yıl önceki Irak değil. Şu anda yeni bir nesil politikada ve Parlamentoda, Kürdistan başkanlığıyla ilişkileri yok denebilecek. Uzlaşma konusunu önem vermiyorlar. Kendileri Parlamentoda konuları geçirmeye çalışıyorlar. Siz bu yeni süreçle nasıl davranacaksınız? Sorusunda Şawes, “Bu çok yerinde bir soru, bu bir kısmı olabilir. Dünya değişti, 2003 yılı ile 2021 değil. Her parti değişimleri göz önünde bulundurmaz dönemle ilerlemezse kendisi zarar eder ve tarih onu cezalandırır. Ancak şu açıktır, bu sürece başkanlık edenler aynı şahsiyet ve dini partilerdir. Maliki, Eyad Allawi, Abadi ve Mukkteda Sadr’dir. Onlar başkanlık ediyorlar aynı düşünce ile çalışıyorlar. Bu Kürdistan Bölgesi’ni zayıflatma veya yok etmek için yürütülen örgütlü bir politikadır. Kürtlerin rüyalarını bozup başka bir yöne çekmeye çalışıyorlar” yanıtını verdi.
Kürtlerin Bağdat yönetimine karşı neden giderek etkisini ve kartlarını kaybettiğine ilişkin de konuşan Dr. Roj Nuri Şawes, bazı Kürt partilerinin kendilerini vatani lanse edip KDP’yi ayrılıkçı göstermesinin Şiilerde Kürtler hakkında farklı bir düşünmesine sevk ettiğini söyledi:
Dr. Roj Nuri Şawes şunlar söyledi:
“Şiiler yavai yavaş öğrendiler ve iktidarın tadını almaya başladılar. Kanaatimce şunu düşündüler, biz neden federal bir yapı isteyelim neden bütün Irak’ı yönetmeyeyim ki diye düşündüler. Şiiler bu düşünce nedeniyle evet zulüm görmüş olabilir, bu bir gerçektir. Ancak bu başkalarına zulüm yapma anlamına gelmiyor. İktidarın tamamının ele almayı amaçlayan bir sistem yapma düşüncesine girdiler. Tabi ki bunu dar mezhepçilik düşüncesiyle. İçerisinde kazanç ve yolsuzluklar da vardı. Böylece herkes Irak’ın kazanımlarından yiyebilecekti. Bu da zirve yaptı. Nasıl zirve yaptı? ABD güçlerinin çekilmesiyle Maliki ile bir anlaşma yaptılar. Bu da güç dengesini farklı bir şekilde değişti. İkincisi de o dönem Bağdat’ta olan şahsiyetler KDP’den değillerdi. Bizim gibi iktidardalardı. Ancak tek başlarına bir parti olarak güçlendirmenin yoluna girdiler. KDP’yi ayrılıkçı kendilerini de vatani bir parti olarak lanse etmeye çalıştılar. Bir çok ortamda bu konu dile getirildi biz de duyduk. Tutumlarından da açık görülüyordu. Bu nedenle Şiilerin yanında ‘Evet biz bunları yönetiriz, kandırırız ve istediğimi şekilde yönetiriz’ düşüncesi oluştu.”
