Iraklı adli tıp ekipleri, ülkenin güneyindeki Necef kentinin uzak mahallelerinde konut projesinin bitişiğindeki uçsuz bucaksız bir tarım arazisinden 30 yıldan fazla zaman önce Saddam Hüseyin rejimi tarafından öldürülen kurbanların kemiklerini çıkarmak için sabırla ve sessizce çalışıyor.
Iraklılar bu manzaraya neredeyse alıştı. Ülkenin toprakları, 1980 İran-Irak savaşından, Saddam Hüseyin rejiminin baskı dönemine ve İŞİD hakimiyetine kadar uzanan süreçte peş peşe yapılan savaşlarda kazılan çok sayıda toplu mezarla dolu.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi’ne göre, zaman zaman bazı toplu mezarların açılması, çocuklarının akıbetinden hala habersiz olan binlerce aileye bir umut ışığı oluyor.
Ancak mezarların açılması ve kurbanların kimliklerinin tespit edilmesi, pahalı ve teknik açıdan komplike bir iş. Bu iş kemiklerin korunması sürecini zorlaştıran sert iklim koşulları nedeniyle uzun zaman alabiliyor. Ayrıca mezhep çatışması yaralarının henüz kapanmadığı bir ülkede hükümetin sağlayamadığı fonlar ve bazen de siyasi irade gerektiren bir süreç. AFP’ye konuşan İntisar Muhammed, kardeşinin ortadan kaybolmasından 40 yıl sonra umudunu kaybetmediğini söyledi. Necef'te yaşayan İntisar, 1991'deki halk ayaklanması sırasında 100 kişinin gömüldüğü toplu mezardaki kurbanlarının kemikleriyle eşleştirilmek üzere kan örneği vermek için toplanan birkaç aile üyesi arasındaydı. Söz konusu toplu mezar Mayıs ayında bulundu. Haziran 1980’de ailesi Suriye’ye göç ettiğinde İntisar’ın 20 yaşındaki kardeşi Hamid Tıp Fakültesi sınavlarını tamamlamak için ülkede kaldı. İntisar, “Onu çok bekledik. Gelmedi. Hamid’in Bağdat’taki halamın evinden alındığı bilgisi geldi. (Ağlayarak) onu aldılar ve o zamandan beri ondan haber alamadık” dedi. İntisar’ın ailesi 2011’de Irak’a döndüğünde Hamid’i aramaya başladı ancak bu çabaları sonuç vermedi.
Sahada çalışan Visam Radi, maktulün yakınlarından kan örneği alınarak adli tıptan gelen ikinci ekibin çıkardığı cesetlerle uyuşma durumunun incelendiğini söyledi. Aileler beyaz bir kağıda kaybettiği yakınlarıyla ilgili detayları yazıyor: yaşı, kaybolma tarihi, kaybolma yeri, en son görüldüğü tarih.
Kardeşi Hamid’in bulunması için kan örneği vermeyi bekleyen İntisar Muhammed (AFP)
Gelmedi
Toplu mezarın bulunması aylar ve belki yıllar boyunca devam edecek sürecin sadece ilk adımı. Şehitler Vakfı Toplu Mezar Şehitleri İşleri Dairesi Başkanı Dargam Kamel, “Aslında önümüzde birçok engel var. Bunların en önemlisi ise maddi engeller” dedi.
DNA testinin sadece bir merkezde yapılıyor olması da bu engellerden biri. Toplu mezarlar uçsuz bucaksız ülkenin bir bölgesiyle sınırlı kalmazken, kurbanların kemik ve kan örnekleri sadece Bağdat'ta incelenebiliyor. Necef'te yaklaşık bin 500 metrekarelik bir alanı kaplayan mezarlık “Giriş yok” yazılı sarı bantlarla kapatıldı. İki traktör kavurucu güneşin altında toprağı kaldırmak için çalışıyor. Devlet tarafından işletilen Şehitler Vakfı'nın çalışanlarından biri dikkatli bir şekilde kafatasındaki ve kemiklerin üzerindeki toz toprağı siliyor.
Kamel, çalışmaların yapıldığı arazinin bir tarım arazisi olduğunu ve mezarlık bulunana kadar arazi üzerinde inşaat için hazırlıklar yapıldığını ifade etti. Kamel, “Yere en yakın kalıntılar daha önce çiftçiler tarafından mezardan çıkarılmış olabilir” dedi. Bu da söz konusu kemiklerin sağlam durumda olmayabilecekleri veya başka bir ceset kalıntılarıyla karışmış olabileceği ve dolayısıyla tanımlama sürecini zorlaştırabileceği anlamına gelir. Kamel'e göre, toplu mezarlar konusunda yetkili mercilerden biri olan Toplu Mezar İşleri ve Koruma Dairesi, 2016-2021 yılları arasındaki çalışmaları için hükümetten hiçbir bir fon almadı. Kamel geçen yılın bütçesinde Daire’ye iki milyar dinar (yaklaşık bir milyon dolar) ayrıldığını belirterek, bunu geç alınmış bir karar olarak nitelendirdi.
‘Evladınız öldü’
Adli Tıp Dairesi Müdürü Zeyd Ali, Şubat ayında Irak resmi haber ajansı INA’ya verdiği demeçte, Daire’nin modern teknolojilere sahip olmasına rağmen, “tetkik yapmada kullanılan materyalleri satın almak için yeterli kaynaktan” yoksun olduğunu söyledi. Kurbanları aramak, zaman istiyor. Yetkili merciler Ninova vilayetinde 2014’te İŞİD tarafından öldürülen ve Baduş Hapishanesi yakınlarına gömülen kurbanlar için bir veri tabanı oluşturmaya çalışıyor. Ninova Adli Tıp Müdürü Hasan el-Anzi, bu veri tabanının Musul’u kapsayacak şekilde tüm vilayeti kapsamasını talep etti. Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre, İŞİD Musul’da arkasında 200’den toplu mezar bıraktı. Anzi, “Binlerce ceset var. Bize günde yaklaşık 30 aile gelerek akrabasını soruyor. Maalesef henüz açılmamış büyük bir toplu mezar var. Bu mezar el-Hasafa’da. Mezarda örgütün katlettiği Ninova’nın subay, doktor ve bilim insanı evlatları var. Bu mezarda yaklaşık 4 bin kişinin olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.
Ummu Ahmed, evlatlarını aramaya devam eden binlerce Musullu anneden biri. Örgüt unsurları 2014’te polis olan evlatları Ahmed ve Faris’i alıkoydu. Ummu Ahmed o tarihten bu yana evlatlarından bir daha haber alamadı. Ummu Ahmed’in evinde gazetecilerin olduğunu öğrenen komşular haber alamadıkları evlatlarının fotoğraflarıyla birlikte eve giriyor. Bir kadın, “Çalmadık kapı, gitmedik yer bırakmadım. İşlemleri tamamlamak için Bağdat’a (Musul’a 400 kilometre uzaklıkta) gittim. Şu ana kadar bir cevap yok” dedi. DEAŞ tarafından öldürülen babalar, oğullar ve kardeşler çoğu zaman evin geçimin sağlayan kişilerdi. Babası DEAŞ tarafından öldürülen 27 yaşındaki Dalya el-Mimari, "Human Line" organizasyonundan bir grup kadın avukatla birlikte ailelerin tazminat almaları için işlemleri tamamlamalarına yardımcı oluyor
Mimari, “Merkezi hükümet çok geç cevap veriyor. Bize ‘evladınız öldü Allah rahmet eylesin’ veya ‘evladınız El-Hasafa’da ve El-Hasafa henüz açılmadı’ diyorlar. Ancak insanlar ümit etmeye devam ediyor” dedi.