Sadr’ın boykot kararı ardından Irak siyasi haritasında beklenen muhtemel değişiklikler

Sadr, erken seçimlerin hemen öncesinde seçimleri boykot etme kararı aldı ve Sadr Hareketi milletvekilleri bu boykota katılarak seçim kampanyası yürütmeyeceklerini duyurdu.
12.06.2022, Paz - 08:08
Sadr’ın boykot kararı ardından Irak siyasi haritasında beklenen muhtemel değişiklikler
Haberi Paylaş

Irak’taki siyasi harita, etnik kimlik ve mezhepler üstü iki koalisyon (Üçlü İttifak ve Koordinasyon Çerçevesi) üzerinde istikrar sağlamasına rağmen Ekim 2021 erken seçimleri birinci sırada tamamlayan Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr tüm siyasi taraflara seçeneklerini dayatabilecek güce sahip tek isim olarak öne çıkıyor.

Sadr, erken seçimlerin hemen öncesinde seçimleri boykot etme kararı aldı ve Sadr Hareketi milletvekilleri bu boykota katılarak seçim kampanyası yürütmeyeceklerini duyurdu. Siyasi gruplar Sadr’ın boykot kararının tüm siyaseti etkileyecek çapta bir karar olduğunu fark ederek Sadr’ı bu kararından vazgeçirmek için herkesin katıldığı bir siyasi hareket başlattı. Fakat inadıyla bilinen Sadr, tüm siyasi tarafları, seçimlerin adil olacağını ve sonuçlarına bağlı kalacaklarını taahhüt ettikleri bir belge imzalamaya zorladı.

Bu belgenin imzalanmasının ardından Sadr seçimlere girme kararı aldı ve seçime az bir süre kala bir seçim kampanyası yürüttü. Seçim sonuçları Sadr’ın beklediği gibi çıktı. Nitekim Sadr Hareketi 329 sandalyeli Meclis’te 75 sandalye kazanarak seçimi birinci sırada tamamladı.

Sadr’ın, seçim sonuçlarının açıklanmasının üzerinden çok geçmeden ulusal çoğunluk hükümeti kurmak istediğini açıklaması, ülkenin siyasi haritasında bir dizi değişikliğin habercisi oldu. Bu açıklamanın ardından Şii siyasi cephede keskin bir bölünme yaşandı. Seçim sonuçlarını reddeden Şii parti ve gruplardan Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Kays el-Hazeli liderliğindeki Asaib Ehlil Hak Hareketi, Ammar el-Hekim liderliğindeki Devlet Güçleri Koalisyonu, Haydar el-İbadi liderliğindeki Nasr Koalisyonu ve Falih el-Feyyad liderliğindeki Ata Hareketi’nin bir araya gelerek Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni kurdu. Sadr Hareketi ilk başta bu koalisyonun içinde yer alırken daha sonra koalisyondan çekildi. Şii Koordinasyon Çerçevesi ülkede önceki seçimlerde olduğu gibi uzlaşıya dayalı bir hükümet kurulmasını talep etti.

Bunun ardından siyaset sahnesinde gelişmeler birbiri ardına geldi. Bu kapsamda Koordinasyon Çerçevesi’nin seçim sonuçlarına itiraz etmesi sonucu bu grubun destekçileri Yeşil Bölgeyi iki taraftan kuşattı, bölgeye giden yolları kapattı ve aylarca bölgenin önünde gösteriler düzenledi. Koordinasyon Çerçevesi’nin bu hamlesinin amacı, Sadr’ın yeniden Şii cephesine dönmesini sağlamak ve sadece Şii vekillerden oluşan en büyük meclis grubunun kurmaktı. Zira Koordinasyon Çerçevesi ülke nüfusunun Şii ağırlıkta olması dolayısıyla en büyük meclis grubunu kurmayı ve dolayısıyla da yeni başbakanı seçmeyi Şii parti ve grupların hakkı olduğunu savunuyor.

Fakat Sadr Kürtler ve Sünnilerle ittifak kurdu. Bu bağlamda Sadr Hareketi Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki Sünni Egemenlik İttifakı ve Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Üçlü İttifak olarak da bilinen Vatanı Kurtarma İttifakını kurdu. Şii, Sünni ve Kürt partilerden oluşan Üçlü İttifak’ın en büyük meclis grubunu kurmasında ve dolayısıyla yeni başbakanı seçmesinde ısrar eden Sadr bu adımı atarak ülkedeki hükümet kurma geleneğini kırdı.

Sadr daha sonra kuzeni ve 1980’de Saddam Hüseyin döneminde idam edilen Şii dini mercilerden Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlu Muhammed Cafer es-Sadr’ı başbakan adayı ilan etti. Muhammed Cafer es-Sadr Irak’ın İngiltere Büyükelçiliği görevini yürütüyor. Mukteda es-Sadr, 1950’lerde Şii siyasal İslam’ın bugünkü doktrinlerinin temelini atan Muhammed Bakır es-Sadr’ın oğlunu aday göstererek Şii cephenin buna itiraz etmemesini bekliyordu. Nitekim Muhammed Bakır aynı zamanda İslami Davet Partisi’nin kurucusu. Fakat Koordinasyon Çerçevesi adayın en büyük meclis grubundan çıkması gerektiğini gerekçe göstererek Cafer’in adaylığını reddetti.

Irak’ta devlet makamlarının Şii, Sünni ve Kürt partiler arasında paylaşılması geleneği olmasaydı Sadr Hareketi Meclis’teki çoğunluğunu kullanarak hükümeti kurabilir ve sunduğu yasa tekliflerini Meclis’ten geçirebilirdi. Nitekim bu geleneğe göre Cumhurbaşkanlığı makamı Kürtlere veriliyor. Fakat KDP ile YNK arasındaki ciddi anlaşmazlıklar sebebiyle yeni cumhurbaşkanı adayı seçilemiyor. KDP ve YNK cumhurbaşkanı adaylarını meclisten geçirmek için 220 milletvekilinin oyuna ihtiyaç duyuyor. Bu sayı uzlaşmayı zorlaştırıyor. Zira KDP Sadr’ın liderliğindeki Üçlü İttifak’ta yer alırken, YNK Koordinasyon Çerçevesi’nde yer alıyor. Bu durum Sadr’ın cumhurbaşkanı adayı seçimi için istenilen sayıya ulaşmasını zorlaştırıyor. Çünkü Koordinasyon Çerçevesi Meclis’in üçte birini elinde tutuyor. Cumhurbaşkanı seçim oturumunun düzenlenebilmesi için de Meclis’in üçte ikisinin (220 vekil) katılımı gerekiyor.

Sadr tüm bu gelişmeler karşısında siyasi taraflara iki seçenek sundu: Muhalefet saflarına geçme veya Sadr Hareketi milletvekillerinin istifasını sunmasının ardından Meclis’ten tamamen çekilmek. Sadr bu iki seçenekten hangisini tercih ederse etsin siyasi harita değişecek. Çünkü siyasi gruplar Sadr olmadan bir hükümet kurmak istemesi halinde ortada ne Üçlü İttifak ne de Koordinasyon Çerçevesi olacak. Bu durumda ise uzlaşıdan uzak bir yeni harita çizilecek. Koordinasyon Çerçevesi en büyük meclis grubu olması dolayısıyla başbakan adayını kendi üyeleri arasından seçebilirken, KDP ve YNK uzlaşıya varamazsa 2018’deki senaryo bir daha tekrarlanacak. Zira 2018 seçimlerinden sonra iki parti cumhurbaşkanlığı yarışına kendi adaylarıyla katılmıştı.

Sadr siyasi süreçten tamamen çekilme kararı alırsa Meclis’ten çekilecek olan 75 Sadr Hareketi’nin yerine 75 yeni milletvekilinin gelmesi gerekecek ve siyasi harita yine değişecek. Sadr, Meclis’ten çekilse de sokaktan çekilmeyecek. Bu durumda ülke siyaseti her türlü olasılığa açık hale gelir. Bedeli ne olursa olsun Sadr’ı kurulması muhtemel bir hükümetin dışında bırakmanın zor bir seçenek olduğunu bilen siyasi gruplar da bunun farkında.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 2462 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:55:03