Ankara’da yaşayan ve kimliğini gizlemek isteyen A. E., 3 kardeşini IŞİD’e kaptırdığını söyledi. Kız kardeşinin eşi ve onun 15 yaşındaki çocuğunun Ürdün’ün yaptığı son bombalamalarda öldüğünü söyleyen A. E., Ankara Sincan’dan çok sayıda insanın IŞİD’e katıldığını vurguladı.
A.E. örgütün nasıl çalıştığını şu sözlerle anlattı: “Hicret edin diyerek çağırdılar. Kardeşlerim eşleri ve çocuklarıyla evini, köyünü ve toprağını sattı; sırayla gitti. Yollar açık. Her şey açık serbest. Engelleyen de olmadı. Sonra hepsi IŞİD’çi oldu. Kime güveneceğim?”
Sincan’daki şeriatçı örgütlenmenin yıllar öncesine dayandığını söyleyen A.E., hikâyesini şu sözlerle anlattı: \"8 sene önce bunlar çalışmaya başladılar Hizbut Tahrir diye Sincan’da. Benim 3 kardeşim Hizbut Tahrir’e girdi. 2 erkek kardeşim, bir de kız kardeşim. Ailecek çoluk çocuk Hizbut Tahrir’e katıldılar. Binlerce insan da bu örgüte üye oldu. IŞİD kurulduktan sonra örgüte katılımlar başladı. Sadece Sincan’da binden fazla insanın IŞİD’e katıldığı biliniyor. Suriye’de Ürdünlü pilotun yakılmasının ardından yaşanan bombalamalar sırasında Sincan’dan giden 30 kişi bir günde öldü. Genç olanları Suriye’ye çağırdılar.\"
Kardeşim tehdit etti
Kardeşlerimden ölen yok ama eşleri öldü. 15 yaşındaki çocuklarıyla hepsi Ürdün bombardımanında yaşamını yitirdi. Onun halası da öldü. Bunlar zengin insanlar, mal varlıkları iyi. Bunları hipnoz yoluyla bir şekilde ikna ediyorlar. Onun için uzak durdum kardeşlerimden.
Ortanca kardeşim beni tehdit ediyor ‘Seni öldüreceğiz. Kelleni keseceğiz,’ diye. Bana kendi resmini Whatsapp’tan yolladı birisinin kafasını kesmişler. Onu işaret ediyor. Altına da yazmış “Allah seni bu hale getirmesin inşallah” diye. Ben de ona “Allah insanlara böyle yapın mı diyor” diye yanıt verdim.
En küçük kardeşim de beni Terörle Mücadele Şubesi polisleri önünde tehdit etti. O da Ankara’da burada Suriye’ye insanları götürüyor. Ben zaten bu kadar şikayeti bunların giriş çıkışları engellensin diye yaptım. Şimdi sanırım Meclis’te bir kamuoyu oluşturacaklar. Benim amacım kız kardeşimi getirmek. Kocası çocuğu öldü, sınıra kadar gel ben seni oradan alırım diye söylüyorum ama ulaşamadım hala. Şimdi ben de devlet koruması altındayım.
Diyanet’e gittim
Bu durumu artık protesto etmek için Diyanet İşleri Başkanlığı’na gittim. Dedim ki; Hıristiyan olacağım! Bir sakız çiğneyince oruç bozuluyor mu bozulmuyor mu diye 100 tane hoca toplanıyorsunuz. IŞİD Müslüman mı kâfir mi niye tutup da açıklamıyorsunuz. Hayır, iyi bir şeyse hadi gidelim hepimiz katılalım. Var mı İslam’da böyle bir tavır.”