Girê Spî’deki yerel kaynaklar, son dönemde 300’ü aşkın IŞİD üyesinin şehir içinde dolaştığının görüldüğünü iddia ettiler. Kaynaklar, IŞİD’in YPG, Peşmerge ve ÖSO’dan oluşan Ortak Güçler eliyle uğradığı yenilgiler sonrasında, bu güçlerin Girê Spî şehrine doğru ilerlemeleri üzerine şehirdeki savaşçı ve sempatizanlarının morallerini yüksek tutmaya çalıştığına dikkati çekiyorlar.
Bölgedeki kaynaklar, “Örgütün her hafta savaş cephesine yeni askeri komutanlar atadığını,” ilave ediyorlar.
Örgüt kademeli olarak bölgedeki Arap aşiretleri arasındaki gücünü ve destekçilerini kaybediyor.
Medya kaynakları, Girê Spî civarında, Türkiye ile IŞİD kontrolü altında bulunan bölgeler arasında 9 gayri-resmi sınır geçiş noktasının varlığından bahsediyorlar. Bu geçiş noktalarında her türlü mal, tıbbi malzeme ve petrol ürünlerinin rahatlıkla sınırdan geçirildiği iddia ediliyor. Yanısıra, bu noktalarda illegal olarak Türkiye’ye geçmek isteyen siviller örgüte 3.000 Suriye Poundu ödemek zorundalar.
Türkiye-Suriye sınırında bilhassa Girê Spî şehrinin batısında bulunan Girê Sor, Susik, Til Fender ve Munbatih köylerinde kaçakçılık faaliyetlerinin gerçekleştirildiği müteakip zamanlarda çeşitli medya kuruluşlarında dile getirilmişti.
Türkiye sınırına yakın bölgelerde, IŞİD kontrolü altında bulunan köylerde yaşayan bazı Arap toplulukları, motosikletlerine yerleştirdikleri kaçak yükleriyle, ellerini kollarını sallayarak, sınırı geçerek Türkiye’de mallarını satıyorlar. Bu noktalarda sınırı geçerek Irak’ta Musul’a gitmek ve burada temin edilen malzemelerle birlikte Türkiye’ye dönmek neredeyse çocuk oyuncağı gibi bir şey ve hiçbir riski de yok.
Girê Spî’de bulunan çok sayıda Arap aşiretleri 2013 yılının Haziran ayında bölgede bulunan Kürt ailelerin zorla göçettirilmeleri esnasında IŞİD teröristlerine destek sunmuşlardı. Kürt ailelerin evlerini terk etmeleri sonrasında bu evlere el koyan Araplar IŞİD’in finansal ve manevi olarak desteklenmesi konusunda etkin bir rol oynuyorlar.
Bölgedeki Türk devlet yetkililerinin IŞİD örgütü ile işbirliği içerisinde bulunduğu ve teröristlerin sınır geçişlerine yardım ettikleri, yaralıların illegal yollarla tedavi ettirildiği ve örgüte silah dahil lojistik destek sunduğu bilinmesine rağmen, Türk hükümeti devekuşu misali kafasını kumlara gömmeye devam ediyor.