Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek imzasıyla yapılan açıklama da şu ifadelere yer verildi;
Tüm Kürdistanlı halklar ve inançlar olarak; tıpkı bağımsızlık referandumunda başardığımız gibi, partiler ve parçalar üstü bir duruşla “Kerkük Kürdistan’dır” diyerek Kerkük’e yapılacak saldırıya karşı birleşelim.
Kürdistan’da IŞİD’in yerine almaya hazırlanan Haşdi Şabi çetelerine ve onları harekete geçiren arkasındaki fesat güçlere karşı partiler üstü kimlikte davranma zamanıdır!
Peşmerge ve Kürdistan halkları ağır bedeller ödeyerek, IŞİD ile savaş sürecinde Diyala-Hanekin-Kerkük gibi 140. Madde konusu olan Kürdistan kentlerini denetimi altına almışken;
Kürdistan’daki tüm halklar ve inançlar, 25 Eylül bağımsızlık referandumunda barışçıl ve demokratik yoldan bağımsız Kürdistan yönünde %93 evet ile özgür iradelerini ortaya koymuşken;
Yani gerek komşu sömürgeci devletlerden, gerek Irak rejiminden gelen baskı ve askeri işgal tehditleri altında ve gerekse uluslar arası kimi devletlerin “zamanı değil” çağrılarına rağmen, Kürdistan halkları sandık başına gidip ve yüzde yüze yakın bir oranla bağımsız Kürdistan’a evet demişken;
Kerkük, kendisine çevrilmiş Irak namluları ve komşu sömürgeci rejimlerin tehditkar bakışları altında sandığa gidip herkesi şaşırtan bir oranla “zengin halkları ve inançlarıyla Kürdistan kentiyim” yönünde evet demişken;
Bu sonucun ardından Kürdistan iktidarı, tehdit üstüne tehdit savuran Irak’a ve komşu devletlere ısrarla diyalog çağrılarını sürdürürken…
Baskı ve askeri işgal tehditleri asla kabul edilemez!
İran ve Türkiye’nin ısrarla, "Irak Bölgesel Kürt yönetiminin bağımsızlık referandumu ulusal güvenliğimiz için tehlike oluşturuyor kabul etmeyiz" deyip “iptal edin” baskısını sürdürmeleri kabul edilemez.
Irak rejiminin; “Kerkük Havaalanı ve tüm petrol rafinerilerinin Irak'a teslimi, Irak ordusunun IŞİD ile savaş öncesi tüm bölgelere yerleşmesi” vb. 6 talebi Kürtlere dayatması asla kabul edilemez. Bunları istemek, Kürdistan hükümetinin kayıtsız-şartsız Irak rejimine teslim olması demektir ki bunları Kürdistan hükümetinden isteyenin aklından zoru var demektir. Çünkü ne Kürdistan hükümeti ne de hiçbir Kürdistanlı kendilerini inkar ile özdeş olan bu dayatmaları asla kabul etmez. Kabul etseydi neden bağımsızlık referandumuna gitti ki?
Görülen şudur; Irak rejimi, Türkiye ve İran’ın kışkırtmasıyla Kürdistan halkına açıkça savaşa hazırlanıyor.
Uluslar arası kamuoyunu, BM ve AB’ni, bu açık saldırganlığa karşı tutum almaya çağırıyoruz.
Irak rejimini fitre-fesatların kışkırtmalarına kulak asmadan, on yıllarca birlikte yaşadığın ve önemlisi baskılara birlikte göğüs gerdiğin Kürdistan halkıyla barış ve diyalog ile sorunlarını çözmeye çağırıyoruz.
Halkımızı/halklarımızı, ulusal demokratik ittifakla davranma çağırıyoruz!
Kerkük Kürdistan’dır!
Özgürlük ve Sosyalizm partisi