YPG, Süleyman Şah operasyonuna aktif olarak katıldığını belirtti. Ne boyutta katıldı? Türkiye’yle resmi görüşmeleriniz oldu mu?
Türkiye, gelişen olaylar ve IŞİD’in saldırıları akabinde YPG’den yeni bir mezar yeri istedi. Ayrıca güçlerimizden bu süreçte destek istediler. Bu destek yalnızca mezar yeri ve operasyon süreci için geçerliydi. Operasyonu değerlendirecek olursak, AKP bunu seçimlere giderken propaganda amaçlı kullandı. Bu onların bir propaganda tarzı. Çok başarılı operasyon dediler ama öyle değil. Kendi ordularına ve seçmenlerine moral olsun diye öyle diyorlar. AKP yola çıktığından beri böyle yapıyor bu işleri zaten. Düne kadar terörist dediği bir toplamdan yardım istemiştir Türkiye devleti, bu bizim başarımızdır. Bizim çelişkimiz değil bu Türkiye devletinin çelişkisi.
IŞİD’i desteklediğini düşündüğünüz AKP hükümetine neden yardımcı oldunuz?
Türkiye’nin Rojava siyasetinin dürüst olduğunu düşünmüyoruz. Bizim amacımız sınır komşularımızla insanlığın gelişmesi açısından dayanışmaktır. Bu anlamda farklı zamanlarda farklı anlaşmalarla temas kurdular. AKP çoğu zaman IŞİD’e de destek oldu. Bugün gördüğünüz patlamamış bütün bombaların tedarikçisi AKP’dir. Halkımız buna karşı protestolara da katıldı, sesimizi duyurdu. Bu direniş ve uluslararası baskı sayesinde Türkiye kimi noktalarda Kobanê’ye koridor açmak zorunda kaldı. Sizler de gördünüz, Kobanê tamamen yıkılmış ve yanmış durumda. Türkiye’nin sınırı açması gerekiyor.
Süleyman Şah’ın yeni mezarı Kobanê sınırlarında mı?
Evet, buraya 22 kilometre uzaklıkta. Türkiye devleti, Rojava sınırında olduğunu söylüyor ama sınırda değil bizim topraklarımız içerisinde. Biz yer gösterdik. Oraya bir yer yaptık. Mezarın bulunduğu Aşme köyünün yarısı sınırımız içerisinde yarısı dışında ama mezar sınırımız içerisinde. Orası Kobanê toprağıdır.
Operasyonda bir asker hayatını kaybetti, nedeninden haberdar mısınız?
Biz de haberlerden öğrendik. Bir bilgimiz yok. Şu an o bölgede çatışmalar var, IŞİD’in operasyonları devam ediyor. Güvenli bir bölge olmadığını söyleyebiliriz.
Öcalan’ın silah bırakma çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kobanê’de nasıl karşılandı?
Barış mücadelemiz bugünün değil yılların meselesidir. Kobanê direnişi, Kürt özgürlük direnişi içerisinde küçük bir parçadır. Biz bugüne kadar başka bir halka, kesime karşı suç işlemedik, saldırmadık. Bizim için önemli olan halklarımızın ve haklarımızın korunması. Kürt halkının tarihi savunma tarihidir. Bugüne kadar Kürtlerin karıştığı tek katliam yoktur. Halkımız her zaman için barışseverdir. Kürt halkını savaşa zorluyorlar.
Barış süreci bir projedir, halkların kardeşliği projesidir, somutlanmış hali demokratik özerkliktir. Biz bunu burada kurmaya başladık, son 1 yıl içindeki pratikler bunun olgunluğunu göstermiştir. Kanton yapılanması da buna dahildir. Bu mücadele aynı zamanda demokratik, özgür bir Suriye için de önemlidir. Bütün toplum kesimleri için din, dil, ırk farkı gözetmeden eşitlik gereklidir. Bu bizim inancımız, görüşümüz, siyasi kimliğimizdir. Bunun için de mücadele ediyoruz. Biz barış sürecinin ta kendisiyiz.
IŞİD’i yaratan koalisyon Kobanê direnişine destek oldu. Koalisyonla ilişkiniz sürüyor mu?
Şu an köylerde devam eden çatışmalarda da koalisyonla temasımız devam ediyor. Bu taktiksel, geçici değil, stratejimizin bir parçasıdır. Koalisyonun destek olmasının en önemli nedeni direnişimizin başarıya ulaşması ve tüm dünyada yankı uyandırmış olması.
Doğru söylüyorsunuz. IŞİD’i yaratan uluslararası güçlerdir. Arap ve Ortadoğu dünyası için üretilmiştir, istihbarat örgütleri dahildir. IŞİD’e örtülü veya açık olarak destek oldular, kendi askerlerini gönderdiler, Türkiye üzerinden giriş yapanlar var. Ama bu her şeyin rengini bize vermiş olmuyor. Bu uluslararası yapıların desteklediği IŞİD yalnızca Kobane’ye değil Rojava’ya saldırdı, tüm Kürdistan’ın ortadan kaldırılmasını istediler.
Uluslararası güçler Ortadoğu’yu kara bayrak altında toplamak için IŞİD’e destek oldu. Bu onların ideolojisiydi. Fakat IŞİD, destek olamayacakları boyuta geldi çünkü IŞİD kontrolden çıktı. Başka ülkelerin IŞİD’e karşı mücadele edecek olması ABD’yi itti. ABD, IŞİD’le “mücadeleyi” kimseye kaptırmak istemedi.
Bu planların altında Ortadoğu’yu kontrol etmek var. Bu çok büyük bir planın parçası. Bu proje tarihseldir, kökleri Sykes-Picot’tır, Çaldıran savaşıdır, Lozan’dır, Sevr’dir. Mesele bu projelerin ifşa edilmesi ve edilmemesi üzerinden yürümektedir, taraflar böyle oluşmaktadır. Bugün yaşadıklarımız ABD ve Avrupa’nın 50 yıl önce ortaya attığı siyasi projelerdir, bu politikaların ürünü IŞİD’dir. Amaç, Ortadoğu halklarının birbirine düşürülmesidir.
Esad ve YPG arasında bir temas var mı? Varsa ne düzeyde?
Bugün için herhangi bir temasımız kalmadı. 19 Temmuz Rojava ayaklanmasıyla zaten herhangi bir şey kalmadı aramızda. 19 Temmuz’a devrim yerine atılım veya ayaklanma demek daha uygun bu arada. Velhasıl, bizimle Suriye muhalefeti arasında herhangi bir benzerlik yoktur. Onlar camilerde örgütlendiler, biz meydanlarda. Bizim ayaklanmamızın nedeni Esad rejiminin tek dil, tek devlet politikalarıydı. Suriye zindanlarında tutsak bırakılmış insanlarız.
Rojava’dan önce yalnızca Kürt halkı için değil Suriye halkı için de mücadele ediyorduk. Bizim ayaklanmamızı Suriye muhalefetine yakınlaştırmaya çalıştılar ama bir alakamız yok. ÖSO, Esad’a karşı savaşmak için pek çok toplantı yaptı bizimle ama Kürtlerin hakları açısından önerdikleri Esad’ın tekrarıydı. Eğer özgür, eşit bir Suriye kurulacaksa Esad’la savaşmak gerekirse de savaşırız.
IŞİD de Esad karşıtı, ÖSO da...
IŞİD ve ÖSO arasında bir fark görmüyoruz, AKP hükümeti ikisine de destek olmuştur bugüne kadar. Suriye’de ilk ayaklanma süreci başladığında IŞİD ve ÖSO yan yanaydı. Hepsi “La ilahe illallah” sloganı ve kara bayrak etrafında birleştiler. Bunların arasında ciddi bir ayrım yoktur. Çünkü insan yok mücadelelerinde. Onlar da tek rengi, bayrağı istiyorlar.
Türkiye’de Suriyeli muhaliflerin “eğit-donat” kapsamında eğitilmesi gündemde. Ne düşünüyorsunuz?
Evet, haberimiz oldu. Bu koalisyon ve Türkiye arasında yapılan anlaşmanın çıktısıdır. Ilımlı muhaliflerin eğitilmesi özgür, demokratik Suriye içinse seviniriz.
IŞİD’e karşı aralarında cihatçı örgütlerin olduğu Burkan El Fırat isimli yapılanma içerisinde yer almıştınız. Nedir durumu bu birlikteliğin?
Evet, Burkan El Fırat’la bir geçmişimiz var. Cebel el Ekrad üzerinden bir temas bu kurduğumuz. Şems el Şemal’in de IŞİD’e karşı epey şehidi var, onlar bizim yanımızda duruyor, destek oluyorlar. Bir yıldan fazladır bizimle beraber hareket ediyorlar.
Cihatçı örgütlenme olmaları rahatsız etmiyor mu?
Bizi destekleyenin kimlerden oluştuğu değil, IŞİD’e karşı verdiğimiz mücadele bizi bir araya getiriyor.
Elinizde IŞİD’li esir var mı?
Hayır.
YPG’nin Haseke’de Til Hamis’i neredeyse birkaç saat içinde IŞİD’in elinden almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kobanê’de bu kadar uzun sürerken...
Kobanê’de 1,5 yıldır ambargo var. Til Hamis’in dört tarafı bizim gibi çevrili değil. Bizde sadece dışarıya açılan Mürşitpınar var ki o da zaten kapalı ama Cizire Kantonu çok rahat bu anlamda. Hem Türkiye’ye hem Barzani yönetimine açılan kapıları var. Petrol kaynakları ve gelirleri de iyi Cizire’nin, ekonomisi çok güçlü. Zaten Kürt mücadelesi tarihinde de Cizire Kantonu bölgesinin güçlü mücadeleleri olmuştur tarihte.
Afrin Kantonu’nda ise günlük hayatta şeri hükümlerin kabul edildiği duyuruldu. Bu konuda bir şey söylemek ister misiniz?
Biz de bunu basından duyduk. Afrin’le çok uzun zamandır temasımız kayboldu. Mesela bize buraya bir haber geliyor, Nusra Afrin’e saldıracak diye, bakıyoruz anlaşma haberleri geliyor, savaş farklı bir şey. Kantonlar arasında haberleşmeyi çok zorluyor.
“Kobanê’nin başarısı peşmerge sayesinde” veya “Türkiye devleti koridor açılmasaydı Kobane düşerdi” yorumları hakkında ne söylemek istersiniz?
Bu başarı Kobane’nin kanton olarak ilanından bugüne dek açıktır ki YPG’nindir. Buna katkısı olduğu için peşmerge kuvvetlerine teşekkür ederiz, koalisyona da. Peşmerge bize yardımcı olduğu için mutluyuz. Evet, bunun bir propaganda olduğunu herkes biliyor ama onların ciddi katkısı oldu, çok da şehit verdiler burada. Onlar da YPG gibi çok direndiler. YPG ve peşmerge güçlerinin bir araya gelişi bizi çok umutlandırdı, ulusal ordu için de. Umarız ki topraklarımızı hep birlikte koruruz.
Kobanê’ye geri dönüşler ne durumda? Kentin en acil ihtiyaçları neler?
Bizim sınırın açılmasına ve ağır iş makinalarının gelmesine ihtiyacımız var. Şu an Kobanê’ye geri dönüşler var, yaşanabilir evlerde kalmaya başladılar ama alt yapı, elektrik, su yok. Her şeyden önce enkazlar kaldırılmalı. Sınır açılmazsa, ağır iş makinaları gelmezse her şey çok zor olur. Sokaklardan bombaların temizlenmesi gerekiyor. Ayrıca ilaca ihtiyacımız var. Bu kent bu haliyle bir cenazeye benziyor. Burada yeniden ekolojik bir yaşam kuracağız.