Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın “Türkiye ile ilişkileri normalleştirmeye hazırız” açıklaması tartışmalara neden oldu. Ancak Esad bunun için daha önce öne sürdüğü şartlarını yineledi: “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve rejimin egemenliğine saygı.”
Esad’ın açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Biz Suriye ile ilişkilerimizi geçmişte çok çok canlı tuttuysak, ailece görüşmelere varıncaya kadar biliyorsunuz sayın Esed’le biz görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur” ifadeleriyle dikkat çekti.
Ankara-Şam hattındaki son karşılıklı açıklamaları değerlendiren gazeteci Hediye Levent, “Şam’ın taleplerine karşı Ankara’nın yaklaşımına baktığımızda ise Suriye’nin kuzeyinden çekilme ve silahlı gruplara destek şartından önce Kürtlere karşı Ankara ve Şam’ın ‘güvenlikçi yaklaşım’la hareket etmesini istiyor” dedi.
‘Esad, Kürtlere ABD Sorunu Olarak Bakıyor’
Evrensel gazetesine konuşan Hediye Levent, Şam yönetiminin bu talebe sıcak bakmadığını söyledi. “Esad, Rojava’da özerk bir devletin olmasını ister mi?” sorusuna ise Levent, şöyle yanıt verdi:
“Tabii ki istemez ama Şam, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürt meselesine Ankara’dan farklı bakıyor. Birincisi burada yoğun bir Arap nüfus var. İkincisi 10 yıldan uzun süren iç savaş nedeniyle ordusu çok yorgun. Askeri seçenekler herkesin kaybedeceği bir iç savaşa dönüşebilir. Dördüncüsü Esad, Kürtlerin oluşturduğu siyasi-askeri yapıya ABD sorunu olarak bakıyor. Dolayısıyla Şam’ın kaygıları, ABD’nin Irak ve Suriye’den çekilip çekilmeyeceği konusunda yoğunlaşıyor.”
Esad ve Erdoğan’ın açıklamalarının ardından kısa sürede somut bir sonucun çıkmayacağını belirten Levent, şöyle devam etti:
“Ama askeri-güvenlik dosyalarının görüşülmesi, istihbarat örgütleri düzeyinde ilişkilere devam edilmesi söz konusu olabilir. İki ülkenin çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri ise mülteci meselesi. Ankara özellikle Esad kontrolündeki bölgelerden gelenlerin geri dönmesini istiyor. Esad gelebilirler diyor ama ülkece korkunç bir ekonomik kriz var. ABD yaptırımları ekonomiyi çok derinden etkiliyor.”