T24'e yer alan haberde, seçimlerin verdiği güçlü yetki, konforlu bir yasama çoğunluğu ve güçlendirilmiş yürütme gücüyle birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2018’deki kur krizi ve 2019’daki resesyonun yaralarını sarmak için daha gevşek mali politikalar ile düşük faizi cesaretlendireceğini savunan The Economist, bununla birlikte yolsuzluk ve yapısal kısıtlamaların ise gündeme gelmemeye devam edeceğini öngörüyor.
İstanbul ve Ankara’da son seçimlerde yerel yönetimleri muhalefetin kazandığını hatırlatan dergi, Türkiye için 2020 tahminleri arasında İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara’daki meslektaşı Mansur Yavaş’ın kendi platformlarını muhalefeti kanalize etmek için kullanacağına dair görüşünü de ortaya koyuyor.
Türkiye’nin dış politikadaki konumuna ilişkin olarak, Suriye'deki askeri harekâta atıfla Washington ile ekşiyecek ilişkilerin suçlusu olarak ABD’nin değişen politikaları gösteriliyor.
The Economist’in 2018'de yayımladığı Türkiye tahayyülünde ise şunlar kaydedilmişti:
"Genişletilmiş yetkilerle donatılan ve zayıf bir muhalefetle karşı karşıya olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, canı ne isterse onu yapabilir" yorumu yapılmıştı. Dergi, Erdoğan'ın eylemlerinin yer yer Türkiye ekonomisini ayakta tutan yabancı yatırımcıları 'ürküttüğünü’ kaydederek; "Bu güveni yeniden kurmak için gereken önlemleri almayı reddeden Erdoğan, Türk Lirası'nın 2018'deki seyrini kapsamlı bir ekonomik krize dönüştürme riskine giriyor ve bu da otoritesinin altını oyabilir."