Yazar Mümtaz’er Türköne, The Turkish Post'ta kaleme aldığı yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki iktidarın, sanılanın aksine zor bir durumda olduğunu ifade etti.
Türköne'nin "Sözde Dikta Rejimi" adlı yazısından öne çıkan başlıklar şöyle:
* 2013’ten sonra AK Parti iktidarı için “dikta” isnadı yaygın olarak kullanıldı. Başlarda Erdoğan için “diktatör” sıfatının bir hakaret anlamı taşıdığı iddia edildi ve dava konusu yapıldı. Sonra durum normalleşti. Normalleşti çünkü “dikta” ibaresi bir yafta olmaktan çıkıp asalet unvanlarından sayıldı. Yani iktidar, dikta olarak nitelenmeyi bir ayrıcalık ve üstünlük sıfatı olarak üstü kapalı şekilde benimsedi.
* 2013’ten sonra diktatörlüğün totaliter formu iktidarın rüyalarını süsledi, ama bu hayal en fazla katı bir muhafazakârlıkla sınırlı kaldı. Diktatörlüğün otoriter biçimi ise 15 Temmuz darbe girişiminin açtığı belalı yolda fırsat buldukça uygulandı. 2017 referandumu ile gelen anayasal düzen, böyle bir rejimi amaçlamıştı.
* Kelimeleri doğru kullanırsak mevcut iktidar “faşist” bir yönetim değil, hatta çok arzu etmesine rağmen evrensel ölçülerde bir dikta rejimi de değil. Belki sadece “Sözde Dikta” düzeninin çarklarını çevirmeye çalışmaktan sorumlu. Dikta rejimi olarak görülmeyi ve mutlak güç sahibiymiş gibi boyun eğilmesini çok istedi. Ama olmadı.
Neden olmadı?
* 2025 yılının Nisan ayına girerken siyasî düzenimiz, detaylarına ve arka planında işleyen mekanizmalarına ayrışmış çok net bir görüntüye sahip. Karşımızda karşı konulmaz bir dikta rejimi değil bir üflemede ayağı yerden kesilen kâğıttan bir kaplan duruyor.
Öncelikle, dikta rejimleri seçim kaybetmez. 2015’den beri Sözde Dikta rejimi, art arda seçim kaybetti. Şu anda bile çoğunluğu değil, MHP desteği ile ayakta duran bir azınlığa dayanıyor.
İmamoğlu planı tutmadı
Nitekim son İmamoğlu operasyonu, kazanamayacağını bildiği seçim yerine, elindeki güçleri seferber edip bir Bizans Saray Düzeni inşa etmeyi amaçlıyordu. İç çekişmelerine güvenip CHP ortadan ikiye bölünecek, bu arada korku iklimi egemen olacak, alternatif iktidar arayanların fenerleri sönecekti. Halkın özgürlük, adalet ve iyi yönetim susuzluğu siyaset sahnesindeki entrikaların üzerinden bir sel gibi aştı ve diktanın “sözde” kısmı da sular altında kaldı.
* Evrensel ve tarihsel örnekler dikta rejimlerinin, hatta “sözde” olanların bile silahlı bir güce, yani orduya dayandığını gösteriyor. Sisi, Mısır’ı ordusu ile yönetiyor. Bizim ordumuzun bir dikta rejiminin koltuk değneği olabileceğini hayal etmek bile mümkün değil. Paramiliter örgütlenmeler ise, gevşek bir muhafazakâr dokudan üretilemezler.
* Toplumdan gelen çok güçlü bir iktidar değişimi talebi var. Bunun karşısında duracak bir güç ve bir engel yok. Yerine neyin geleceği konusunda kafalar net değil, ama mevcut iktidarı değiştirmek konusunda muhalefetin her hücresi tek bir beden gibi hareket ediyor.
* Korku dağları yani iktidarı bekliyor, düz ovayı yani muhalefeti değil. O kadar güce ve tecrübeye rağmen iktidar kanadı organize bir hücuma kalkamıyor. Erdoğan tek başına vuruşuyor, yanında ve arkasında kimse yok; yapayalnız. Çünkü iktidar sahipleri ve destekçileri kendi geleceklerini garanti altına alma endişesi ile araziye uygun kamuflajlara gizlenmiş durumdalar. Diktanın muhalefeti susturması ve durdurması beklenen korku iklimi, tersine iktidar kanadını kilitliyor. Kendi çıkardığı isyanı bastırmak bir kenara, kendi saflarında iktidarın burçlarına egemen olan korkuyu bile gideremiyor.
'Erken seçime hazır olun'
* Ne olacak sorusunun cevabını bu tablo, şüpheye yer bırakmayacak şekilde veriyor: Hiçbir diktatör, böyle bir ekiple ve partiyle gireceği savaşı kazanamaz. Hiç kimse kazanamayacağı savaşa girmez. Hızlı ve etkili bir normalleşmeye hazır olun. Erken Seçim artık bir mecburiyet:
* “Mümkün mü?” sorusuna, bilhassa ekonomik krizden çıkışın nesnel mecburiyetlerine bakarak karar verin. Saray bir hamle yaptı ve hamlesi boşa düştü. Ekonomi çok ama çok ağır bir bedel ödedi. Seçim olmadan derinleşen ekonomik krizden çıkmak artık mümkün değil. Hele Sözde Dikta rejiminin bu krizi yönetmesi, yeniden güven ortamı oluşturması ve umut yaratması imkânsız.
* Tatsız tuzsuz tekrarlarla uzatılan hikâye sona erdi. Yeni bir hikâye yazmak için yeni ilhamlarla yeni bir çağ başlıyor.