Duran Kalkan'dan İran'a nazik uyarılar

Medya Haber televizyonunda yayınlanan “Ülkeden” programından Derviş Eren’in sorularını yanıtlayan PKK Yürütme Komitesi üyesi Duran Kalkan hedefinde her zaman olduğu gibi yine KDP ve Türkiye vardı.
15.11.2017, Çar - 10:31
Duran Kalkan'dan İran'a nazik uyarılar
Haberi Paylaş

Her yıl yüzlerce Kürt insanını daraağacına gönderen, nerede olursa olsun Kürtlerin insani ve ulusal kazanımlarına karşı amansızca saldıran İran’a karşı değerlendirmelerinde son derece nazik bir dil kullanan ve sadece minik uyarılarla yetinen Kalkan son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Irak ve Güney Kürdistan sahasında yaşanan süreç henüz bitmedi. Erken iktidar hastalığı yaşayanlar ve zafer peşinde olanlar da yanılgı içerisindedir. Orta vadede dengeleri değiştiren gelişmeler de olabilir.

Mesela Türkiye-Irak-İran görüşmelerinden bir plan çıktı ve Kerkük saldırısının ardında bu vardı. Diğer yandan ABD-İsrail aktif oldular. İsrail zaten referandumdan önce aktifti. ABD referandum sonrası aktif hale geldi ve ‘olanlar bilgimiz dahilindedir’ diyerek yapılanları üslendi. Zaten ABD-İsrail planı işin içinde olmazsa KDP-YNK güçlerini çekmezdi. Mesut Barzani istifa etmezdi. Geri çekilme de istifa da ABD vb. güçlerin tutumuyla bağlantılıdır.”

İran TC’ye ortak olmamalı

Türk devletinin İran’ı da suçuna ortak etmeye çalıştığını dile getiren Kalkan, “İran’ın buna alet olmaması gerekiyor. Türkiye İran’ı kendisine ortak etmek istiyor. Biz böyle olmasını istemiyoruz. Biz hala eski politikamızdayız. İran operasyonu da bir söylentiden ibarettir.

Kuzey hattında son günlerde yaşanan çatışmalar hareketimizin görüşü değildir. Hatalardan kaynaklanmıştır. İran devleti fevri refleks gösteriyor. Öyle yapmamalıdır. Daha duyarlı ve dikkatli yaklaşım kendilerinin de kanaatine olur. TC provokasyonlar yapıyor.” şeklinde konuştu.

Kerkük işgali TC ve İran’a karşı bir operasyondu

Irak ordusu’nun, Kerkük ve 140’ıncı madde kapsamındaki tartışmalı bölgeleri işgal etmesinin geniş bir konsept ile bağlantılı olduğunu ve bu durumun Barzani yönetimini gerileterek, Abadi yönetimini güçlendirdiğini dile getiren Kalkan, bu müdahalenin Kürdistan ve Irak’ta görülen etkisinin dışında bu sadece Haydar Abadi ve Mesut Barzani yönetimiyle ilişkisinin olduğunu düşünmemek gerektiğini dile getirdi.

Bu görünenin ötesinde gizli hesapların da bulunduğunu dile getiren Kalkan bunlara örnek olarak bu durumun Katar kriziyle kıyaslanabileceğini, Katar emirinin üzerine gidildiğinde arkasından İran ve Türkiye’nin çıktığını, bu olayların arkasında TC ve İran’a karşı bir operasyon olma özelliği olabileceğini ileri sürdü.

Barzani yönetiminin geriletilmesinin, Erdoğan yönetiminin zayıflatılması anlamına geldiğini dile getiren Kalkan, bunun sadece Bağdat ve Hewler yönetimiyle sınırlı olmayan bölgesel bir özelliği de olduğunu belirtti.

KDP yanlış hesap yaptı

Kuzey Kurdistan’da AKP-MHP ittifağının yıkılma noktasına gelmesi, Suriye’de IŞİD’in yenilgiye uğratılması ve demokratik Suriye’nin oluşması ve benzeri gelişmelerin PKK sayesinde gerçekleştiğini dile getiren Kalkan, KDP’nin bu kazanımları kendi hanesine yazmak istediğini ileri sürdü.

KDP yönetimine uyarılarda bulunduklarını ancak bu uyarıların KDP yönetimi tarafından kendilerini engelleme ve yanıltma olarak algılandığını belirten Kalkan, kendilerinin PKK-KDP ilişkilerinin gelişmesinden ve Kürdistan’da olumlu rol oynamasından yana olduklarını söyledi.

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın KDP ile 1982’de ittifak yapması üzerine resmi bir protokol imzalandığını, kendilerinin hala o protokolün içerdiği ilkeler temelinde hareket ettiklerini ileri süren Kalkan, KDP’nin 1985’te protokolü feshettiğini iddia etti.

Güney Kurdistan yönetimini iki konuda yanılgı içinde bulunmakla eleştiren Kalkan şunları söyledi:

“Güney Kürdistan yönetimi iki konuda yanılıyor. Bölgede çıkar çatışma ve çelişkileri var. Bunun hep böyle olacağını, hiç uzlaşmayacağını sandılar. Çelişki ve çatışma olunca boşluk oluşuyor, oradan bir konjonktür oluşuyor. Bunun üzerinden de siyaset yapıyor, kazanç sağlıyorlardı. Ama bu hep böyle olmuyor. Bazen de çıkarlar çakışıyor ve çelişen güçler bir oluyorlar. Şimdi de olan budur ve KDP yönetimi bunun böyle olabileceğini fark etmedi.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 40193 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:18:36