Karayılan: Kürt halkı birlikte yaşama seçeneğine mahkum değildir!

Murat Karayılan, 2016’nın Kürtlerin kader yılı olduğunu ifade ederek, \'2016 yılının Kürt halkının özgürlük yılı olacağının sözünü veriyoruz\' dedi.
01.01.2016, Cum - 13:59
Karayılan: Kürt halkı birlikte yaşama seçeneğine mahkum değildir!
Haberi Paylaş

Karayılan Dengê Kürdistan (Kürdistan’ın sesi) radyosuna açıklamalarda bulundu.

2015 yılını değerlendiren Karayılan, Kürt halkının 2016 yılında büyük başarılar elde edeceğini ifade etti. Kürdistan’da devam eden halk direnişine değinen Karayılan, Kürt halkının birlikte yaşama seçeneğine mahkum olmadığını vurguladı. Karayılan, Türkiye’nin Kürt özgürlük mücadelesine karşı çöktüğünü söyledi.

Murat Karayılan’ın Dengê Kürdistan radyosuna verdiği demeçte öne çıkan mesajlar şöyle;

‘’Çok önemli kazanımların elde edildiği bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz.2016 yılı halkımız ve hareketimiz için kader yılı olacaktır. Bunu sadece bir dilek olarak söylemiyoruz. 2016 yılının Önder Apo’nun, bütün özgürlük tutsaklarının ve Kürt halkının özgürlük yılı olacağının sözünü veriyoruz. Bu yılı büyük zafer yılı yapmak için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz.

Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Yeni Bir Aşamaya Girmiştir

2015 yılında ilk defa Önder Apo’nun perspektiflerine yaklaştık. Devrimci halk savaşı perspektifine ilk defa bu kadar yaklaştık ve uyguluyoruz. Artık biz bu tezi ele alıp yaşamsallaştırıyoruz. Bu konuda yürütülen mücadele Kürt halkının özgürlük mücadelesini yeni bir aşamaya getirmiştir.

HPG Olarak Bazı Hazırlıklar Yaptık

HPG olarak, bazı hazırlıklar yaptık. Biz yeni bir hamlenin gelişmesi için hazırlıklar geliştirdik. Düşman saldırıları başladığında, toplumsal alanda çalışanlar ve bazı kurumlar kendilerini çözümün gelişeceğine göre hazırladıklarını gördük.

Kendilerini gelişecek yeni dönemde zorlukları çok olan bir sürece göre hazırlamamışlar. Ne zaman ki öz yönetimler gündeme girdi ve gençler direniş için hendek yapmaya başladı, işte o zaman hazırlığı olmayan bazı kişiler boşluğa düştüler.

Buda bize şunu gösterdi ki; bazı hayalci, oportünist ve kaygı yaşayan kişiler var. Bu kişiler de engel oluşturdular. Şimdi toplumsal alanda biraz eylem gücü ortaya çıktı ve bir şeffaflık gelişti diyebiliriz. Bakure Kürdistan’daki halkımız da bir çaba içine girdi ve böylece süreç başlamış oldu.

Türk Devletinin Çözüm Zihniyeti Yok

Bu süreçte DTK da olağanüstü toplantı çağrısı yaparak bu çerçevede tartışmalar yürüttü. DTK toplantısından sonra bir deklarasyon yayımlandı. Deklarasyonun çerçevesi de çok mütevazı bir içeriktedir. Kürt sorununun çözümünün var olan sınırlar içinde çözülmesini esas alan makul bir çerçevededir.

Ama Türk Devleti, AKP, hata öteki Türk siyasi partileri ve Aydınlarının aşırı tepki gösterdiklerine tanık olduk. Erdoğan ve AKP’nin gösterdiği tepkinin düzeyi, bunların her hangi bir çözüm zihniyetleri olmadığını açıkça gösteriyor. Deklarasyonu ihanet, fantezi olarak yorumladılar ve topyekûn bir saldırı içine girdiler.

Hata başından beri bu sorunun çözümü için emek veren Kürt siyasetçiler dahil, bir çok kişi hakkında soruşturma açmaya başladılar. Partileri kapatmaları da mümkün olabilir. Aslında Türkçü zihniyetleri bir kez daha dışa vurmuştur.

Kürt Halkı Tek Seçeneğe Mahkum Değildir

Şunu söylemek istiyorum; Eğer bu gönüllü birliktelik gayretleri ihanet olarak algılanır ve cezalandırma gerekçesi haline getirilirse, o zaman birlikteliğin önü alınmış olunur. Biz Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak tek seçeneğe mahkum değiliz.

Bizim başka seçeneklerimiz de vardır. 9 aydır yoğun bir tecrit altında olan Önderliğimize yönelik saldırı yapılmıştır. Böylesi tarihi bir süreçte Özgürlük mücadelemizin çok güçlendiği, çok ağır tecrit koşularında çözüm çabasını veren Önderliğimizin emeği ve DTK’nın yayımladığı makul deklarasyona böyle saldırıyorlarsa, o zaman başka yol kalmamış demektir.

Birliktelik yolu bırakılmamıştır ve bizimde kendi yolumuza bakmamızdan başka bir çare kalmamıştır demektir. AKP yetkilileri ve Türk devlet yetkilileri akıllarını başlarına alsınlar ve artık Kürtlerin de eski Kürt olmadıklarını, Ortadoğu’nun da artık eski Ortadoğu olmadığını görmeliler.

Artık Lozan anlaşmasının bir geçerliliği de kalmamıştır. Eğer buna göre ele alır ve yaklaşırlarsa Özgürlük Mücadelesi ve Kürt halkı çözüm için açıktır. Ama yok öyle yapmaz ve tüm kapıları da kapatırlar ise, Kürt Özgürlük Mücadelesi ve Kürt halkı güçlenerek kendi yollarını bulacaktır.

Şark İslahat Planını Uyguluyorlar Ama Başaramazlar

Bu son günlerde yeni bir planları deşifre oldu, Türk devletinin İmralı heyetinin esas sorumlusu olarak görüşmelerde yer alan müsteşarı ile bir plan yapılmış. Bu plan Kürt halkını ezme ve yok etme üzerine yapılmıştır. Bu planın adını da “Çöktürme Planı” olarak koymuşlar.

Böyle bir ismi ancak bir halkı köleleştirmek istersen seçersin. Bu plan özünde Şark Islahat planının güncellenmesidir, böyle ele alınmış ve öylesi bir çaba içine girilmiştir. Fakat hiç akıl etmediler mi Şark Islahat planından sonra yapılan onca katliama rağmen bir sonuca varamadılar. ‘Darbeyi vururuz onlara diz çöktürür ve yine egemenliğimize alırız’ diyorlar. Türk egemen mantığı budur ve bundan vazgeçmiyorlar.

O kadar kendilerini esas alıyorlar ki, karşıdaki gücün ne düzeyde olduğunu ve neler yapabileceğini hiç göz önüne getiremiyorlar. Bu çok vahim bir plandır. Bu Türk devletinin egemenlikçi ve sömürücü zihniyetini aslında açığa çıkarmaktadır. Bunlara karşı halkımız kendisini savunuyor.

Sur, Amed’in Kalbidir, Kürt Halkının Tarihi Ve Kültürüdür

Özellikle direnen merkezleri selamlıyorum. Amed’in Sur ilçesindeki direnişçileri selamlıyorum. Sur, Amed’in kalbidir. Kürt halkının tarihinin merkezidir. Kültürüdür. Amed Kürdistan’ın kalbidir. Sur’u asla bırakmamak gerekir. Sur’da yaşayan değerli kahraman halkımız, Sur’u bırakmamaları gerekiyor. Mem ve Zinlerin mekânı, Kürtlerin kültür diyarı kahraman Cizre ve bütün Botan’ın Cizre’yi bırakmaması gerekiyor.

Halkımız Evlerinde Kalsın

Yurtsever halkımızın şu anki görevi budur. Herkesin evinde durması gerekiyor. Sadece evlerinde kalsınlar. Gerekirse bodrum katında kendilerine yer yapsınlar. Savunma yerleri yapsınlar, evlerini bırakmasınlar. Bugün bu önemlidir. Evini bırakmamak önemlidir.

YPS Kürt Halkının Yeni Savunma Kurumudur

Bu sürecin en önemli gelişmelerden biri de YPS’lerin ilanıdır. (Yekîneyên Parastina Sivîl-YPS. Sivil Savunma Birlikleri) En başta YPS ilanlarını bütün YPS üyelerine, Kürt gençlerine kutluyorum. Özellikle de yeni yılın başlangıcı olması itibariyle yeni yılı onları kutluyorum. Onların direnişlerini de yerden göklere kadar saygıyla selamlıyorum. Kürt gençleri devrim sürecini hissettiler.

Rojava Ve Suriye’de Büyük Sonuçlar Elde Edilecektir

Yeni yıl hem Kürdistan hem de bölgede yeni ve büyük değişimler yaratacaktır. Bu süreçte Kürt halkı büyük sonuçlar elde edecektir. Rojava’da Demokratik Suriye Güçleri-QSD kuruldu ve şimdi hamle yapıyorlar. Tışrin hamlesini başarıyla sonuçlandırdılar. Kutluyoruz.

Gerilla Hazırlığını İyi Yapsın

Dağdaki gerilla arkadaşlarımız şuanda sığınaklarda hazırlıklarını yapmış ve süreci izlemektedirler. O arkadaşlar bu süreci izlerken duygusallığa kapılmamalıdırlar. Hemen aktifleşelim, hemen harekete geçelim demesinler. Başarı için planlar derinlemesine yapılmalıdır. Fiziki koşullar iyi değerlendirilmelidir. Zengin taktikler ve tekniğe hakimiyetle derinlik yakalanmalıdır.

Tarih bize öyle bir şans verdi ki başarabiliriz. Hiç kimse önünde duramaz. Önümüzdeki yıl bundan dolayı önemli ve anlamlıdır. Önder Apo özgürleşip Amed’e gelmeden, Kürdistan özerk olmadan herkes bilmelidir ki bu direniş, bu savaş bitmeyecektir. Bu da önümüzdeki yılda sonuca gitmelidir. Biz bunda ısrarlıyız ve bütün herkesin de bu çerçevede sürece katılması gerekir. Bu dilek ve inanç ile herkesin yeni yılını kutluyorum. Başarılar diliyorum.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 9347 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:04:02:23