Öcalan Kandil\'i nasıl eleştirdi, Genelkurmay Başkanı\'nın kahvesine zehir koymayı kimler teklif etti, Öcalan ile Salih Müslim akraba mı, Türk düşmanlığını ne zaman bıraktı, Doğu Perinçek ile ilgili neler söyledi...
A. Öcalan: Bu masayı önemsiyorum. Devlet masasıdır, görüşme masasıdır. Ciddiye almak zorundayız. Kandil\'in savaş çizgisini eleştireceğim. Suriye\'deki Cizre\'deki savaş çizgisi provokasyona açıktır. Kobani\'de neler olduğunu gördünüz. Buradaki görüşmelerimiz olmasa IŞİD her tarafı cayır cayır yakacaktı. Şengal\'le ilgili yedi yıldır uyarmama rağmen tedbir almadıkları için ne olduğunu gördünüz. Bu konuda Selahattin\'i de eleştirmiştim. Ezidiler geldiğinde yoktu. Aslında katledilen, tecavüze uğrayan hepimizdik. Kıyameti koparması gerekiyordu. Benim size, Karayılan\'a, Bayık\'a saygım var, ama bu kurtarmıyor. Önderlik farklı bir şeydir.
Ben daha önce de söylemiştim. Bunu 24 saat yapabilen varsa, benim yerime lider de olabilir. Tüm yetkilerimi vermeye hazırım. İşte siz yirmi yılınızı vermişsiniz. Büyük bir çaba sarf ediyorsunuz, fakat bu durumu kurtarmıyor. Bunları topluma anlatmanız lazım. Karayılan\'a, Karasular\'a minnettarım, ama yetmiyor. Liderlik başka bir şey. Hükümetin durumu sizinkinden farklı değil. Mevcut pozisyonu ölüm döşeğinde bir hastayı da kurtarmaya yetmiyor.
A. Öcalan: 12 Eylül darbesi bizimle alakalı yapıldı. Bugün bizim çaresiz olduğumuz anlamına gelmiyor. Türkiye toplumu tekrar bu felaketleri yaşamsın diye on üç yıldır bir şeyler geliştirmeye çalışıyoruz. Biraz saygılı olsunlar. Hala idamımı tartışıyorlar. Ben Kandil\'in savaş tarzını da benimsemiyorum. Zamanında iki yüz bin insani da AKP\'ye kattınız. İşaret geldi Karayılan\'dan. Cizre ayakta. İşte H... Cizre\'ye gitti, açıklama yaptı, çocuklar öldürülmeye çalışıldı. Hiçbirinin hesabını soramadık. AKP Kobane için silah götürdü. Kobani\'yi iki gün direnmeden alacaklardı. Öcalan\'ı da, kendinizi de kandırıyorsunuz deyin. Otuz yıllık savaş benim irademle olmadı. İlk günden itibaren Özel Harp, Hogir, Semdin vb. Ceteleri yönlendirdiler. Sonuç felaket oldu. Devlet de, biz de sonuna kadar bulaştık.
Ben özgürlük savaşçısıyım. Savaş bu biçimde olmaz. Ben yıllardır tedbir alin dedim. Orada bir koridor açın dedim. Yok, Barzani izin vermemiş. Sen Barzani\'den izin alarak gerillacılık yapamazsın. Barzani\'ye bakarsan bittin sen. Böyle bazı durumlar oldu. İşte anlatmıştım, Karayılan bir haber gönderdi. İki asker varmış. Bunların Orgeneral Güreş\'in kahvesine zehir katma durumu var. Buraya bir binbaşı geldi ve bu örgütün yapmak istediği şey nedir diye sordu. Ben de bu bizim işimiz değil dedim. Karayılan bana haber gönderdi. Ben ne yapın ne de yapmayın derim, izleyin dedim. Karayılan sorumluluğu üzerime atıyor. Bu vahim bir hata, üzerime yıkacaklar. AKP hükümeti de üzerime yük bindiriyor.
Heyet: Başkanım, IŞID türbeyi anlaşarak komutanların karargahı gibi kullanıyordu. Bunun sebebi oranın rejim tarafından dokunulmaz oluşuydu. Bildiğimiz kadarıyla IŞİD karşıtı koalisyona dahil oluyor hükümet. Amerikalılardan da izin almışlar. Bence IŞİD\'le de zımni bir anlaşma yapmışlar. Tüm bu isleri yapabilmek için de PYD\'den yardim istemişler. Genel hatlarıyla budur.
A. Öcalan: O önemli, bu devletin politika değişikliğini gösterir. Kim aktarmış? Koalisyona girecekler yani. Yani zımni uzlaşma ortadan kalkacak.
(S. Arkadaş burada bu anlaşmanın kalkacağına güvenmemek gerektiğini, Tayyip Bey ile yaptığı eski görüşmeye dayanarak ve Tayyip Beyin \'Her şeyi yapacağım ama Rojava benim kırmızı çizgimdir\' söylemini referans göstererek aktardı.. Tayyip Beyin bu tutumunda hiçbir değişiklik göstermediğini belirtti.)
A. Öcalan: Türk sistematiğinde devlet kararını belirtiyorsunuz. Otuz yıllık savaş hesapları diyorum, bilmek zorundayım. Karayılan koridorun açılacağına inandığı an bitti dedim ve gülünç buldum. Aynı şeyi HDP\'ye de söyledim. Hakan Fidan yerine yeni seçilen müsteşar var. Yalçın Akdoğan bu olayların gelişmesini benim açıklamalarıma dayandırmak istedi. Bizimki bir emrivakiiydi. Ama tereddüt etmedim ve yazdım. Bu olaylar bir tuzaktı.
Kamu Güvenliği Müsteşarı: Salih Müslim ile görüşüldü. İstedikleri önemli hususlar oldu. Cezire ile Afrin arasında bir koridor açılmasına katkıda bulunmamız ve kolaylaştırmamız istendi ve lojistik ihtiyaçların giderilmesine dair talepler görüşüldü. En önemlisi, irtibat noktası tesisi, yani temsilcilik. Kobane ile Cezire arası koridor, Şenyurt-Dirbesiyle kapısının açılması, STK\'lara kolaylık göstermek, yüz jeneratör ve şartları değiştirecek geniş boyutlu ihtiyaçlar konuşuldu.
Öcalan: Ben ilk günden beri söyledim. Suriye meselesi AKP hükümetinin kaderini belirleyecek. Üç şey var. Biri Suriye meselesi. Ben 20 yıl orada kaldım.
KGM: Biliyor musunuz, oradaki evlerde gördüm. Sizin resimleriniz hala duvarlarında asiliydi.
Öcalan: Yıl 1982. Tabii ismim Ali\'ydi. Ali ismi ile geçtim. Ne Suriye ne de Filistin yönetimi biliyor, beni tanımıyorlardı. İki bucuk yıl kaldım, Ali ismiyle kaldım.
KGM: Primkov o zaman KGB sorumlusuydu.
Öcalan: Asil silahsızlanma kararını Andropoz verdi. Asil bizimle görüşen RIFAT\'tır. 82\'de kardeşi Esad\'ı devirmek istedi. O zaman Hafız hasta miydi neydi, hastaneye yatırmışlardı. Tıpkı Erdoğan hastanedeyken Cemaat\'in 7 Şubat darbesiyle Hakan Fidan\'ı alma girişimleri gibi. Rıfat iktidarı ele alacak, ama Kürtler ne olacak? Rıfat alelacele \'Gidin Ali\'yi bana getirin\' demiş. Helikopterler falan. Kürtlere kimlik verilmemesine rağmen bana Suriye kimliği verdiler. O zaman kadar Filistinli lider Naif Havatme\'nin bana verdiği kimliği kullanıyordum. Hafız geldi ve Rıfat\'ı alaşağı edip sürgüne gönderdi. O zamandan beridir de sürgünde. Darbeye karsı darbe oldu. Birlikte Lazkiye\'ye gittik. Lazkiye\'ye giderken yolda balık yiyelim dediler. Hiç aklımdan çıkmaz. Evlerine gittik, gece keçe üzerinde oturduk. Onların giydiği elbiseler var. Cemil Suudi ailesinden bir es almış. O zaman bir Kurtle bile ilişkimiz yoktu, ben giderek ilişki geliştirdim. Resim dediniz ya, sabaha kadar anlatsam bitmez. Bu da bir devlet ilişkisiydi.
Evlilik, asklar... İste bir kadınla evlendiriyorlar, aile oluyorlardı ve liderleri bu yöntemle kontrol altına tutuyorlardı. Rahmi var iste. Taner Akçam Türkiyeli bir kadın buldu ve örgütü bitirdi. Nasuh sevdiğim bir adamdı. Taner\'in yaptıklarına dayanamadı ve kanserden öldü. Onun adına bir şeyler yapılmalı. Bu ittifak o yüzden önemlidir.
Öcalan: Suriye\'de kaldığım ev istihbaratın eviydi. Cemil \'O ev benim ev olacak\' demiş. Ben de her gittiğimde o evde kalıyordum. Bir gün bir kadın evin bahçesinde ata binmiş, gülerek bir oraya bir buraya gidiyor. Apo, dikkat et dedim. Miraç Ural\'ın çocuğu oldu. General olmuş. Bu ilişkileri anlatıyorum. Kadın yoluyla tuttular, general oldu, mareşal oldu. Taner\'in derdinden Nasuh da kanser oldu, öldü. Tek devrimci kaldı mi o dönemden? Nasuh kahroldu. Miraç da öyle gitti. Suriye\'ye nasıl girdiğimi anlattım. Bana da ayni yolları denediler. Ama ben kendimi korudum. Beni Kesire ile olan evliliğim kurtardı. Evliyim dedim, aile var dedim. O kadın ilişkilerine net sinir koydum. Onlar da öyle vazgeçtiler. Kesire de \'Asil devrimci benim demiş\' Cemil`e. Benim için \'O Sünni, ben Aleviyim demiş\'. \'Apo\'yu ikinci plana atin\' demiş. Cemil \'Biz sana inanıyoruz, o kadına inanmıyoruz\' dedi. Cemil\'in böyle doğru yönleri vardı. O dönem Demirel beni Suriye`den istiyor. Hafız beni uzaklaştırmak isteyince Cemil tepki göstermiş. \'Apo giderse kalpten ölürüm demiş\'. O günden doğruyu görmüş. Ben cıktım Suriye çöktü.
Türk sol geleneği acayip bir sorumsuzluk içinde. Devlete karşı en büyük mücadeleyi ben geliştirdim.
Öcalan: Bunlar şimdi KCK\'yı MİT kurdu diyorlar. C.Ö\'ye tüzüğü hazırlayan adam, Efkan Bey\'e de programı hazırlamış diyorlar. Burada biz E... Beylerle tartıştık. Onlara yeni bir örgüt gerekiyor dedim. PKK illegal kalıyor. Legal örgütü KCK olarak kuracaktım. Cemaat bunun kokusunu alır almaz yöneldi. MİT\'i suçlamaları da buradan geliyor.
Öcalan: Darbeyi buradan önledim. O dönem Taraf gazetesinin yayınlarına, Kandil“in korkunç hazırlıklarına ve karakol baskınlarına bakarsanız, nasıl büyük bir tehlikenin atlatıldığını görürsünüz. Bese de \"2013 yılını savaş yılı ilan etmiştik\" dedi. Karayılan\'a 2013 yılı savaş çizgisi devam etmeli demişlerdi.
Öcalan: Hükümete anlatın. Apo silahlı güçlerin darbe tehlikesine karşı güvencedir deyin. Darbe tehlikesi kalktığı anda silahlı güçler de devreden çıkacak deyin. Yalcın Doğan\'a da anlatın. Davutoğlu\'na da... İran, Esad, IŞİD darbe tehlikesi oldukça benden çok Türkiye\'nin silahlı Kürtlere ihtiyacı var. Biz bu güçleri nerede konumlandıracağımıza karar vereceğiz. Suriye\'de mi, Şengal\'de mi, Kandil`de mi yoksa Cudi-Gabar\'da mi konumlandıracağız? Devlet de bunu anlasın.
Öcalan: Ben AKP ile demokratik ittifakın sınırlarını çiziyorum. Demokratik vatan, demokratik ulus ve demokratik cumhuriyet için savaşıyorum. Karşı taraf bunu bir darbe olarak değerlendiriyor.
İlk kez Doğu\'yu çözümleyeceğim. Babası Sadık Perinçek\'ti. Tüm verilen Doğu\'nun dizayn edilmiş sahte bir Amerikancı olduğunu gösteriyor. Tıpkı Tahim, yani Taner Akçam gibi. İbrahim Kaypakkaya bunu biliyor. O dönem Doğu yakalanınca hemen teslim oluyor. 1971\'de ajanlaşmıştır. Özel Harp Dairesi\'ne girdiği kesin. Daha öncesi de olabilir. Hatta babasında da olabilir. Bunu araştırabilirsiniz.(Devlet yetkilisine dönerek) Aslında komuta da Doğu\'da değildir. Doğu sadece önde görünüyor. Komuta İsmail Hakkı Pekin\'dedir. Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı\'ydı. AKP\'ye söyleyin. Doğu ile ittifak yapıyorsanız kutlu olsun. İran ile ilişkisi önemlidir. İdamlarla İran IŞİD\'den daha beter şeyler yapabileceğini gösterdi. Iran bunlarla ilişkiye girmişse bu İran\'i da götürür. İran\'da şu anda müthiş bir iktidar mücadelesi var. Ruhani, Ahmedinejat diğer kanatlar iktidar mücadelesi yapıyorlar. Bu ittifak İran\'ı yıkımını hazırlar.
Öcalan: Karayılan da, ben de, Salih Müslim de ayni aşiretteniz. Meşhur bir aşirettir. Ben aşiretçilik yapmasını bilmem. Bundan pek memnun da değilim. Ama Urfa\'nın kurtuluşu işgale giden 300 kişilik Fransız askerinin Suruç önlerinde pusuda öldürülmeleriyle oluyor. Antep\'te Karayılan vardır, meşhurdur. Onların direnişi önemlidir. Yani iyi kötü bir şeyler yaptık. Simdi o tarihe dayanarak yeni bir ittifak yapmak istiyoruz. Ancak koalisyon elimizden alındı. Kürtler bir anda kıymete bindi.
Ben Buraya geldiğimden beri Türk düşmanlığım bitti. Korktuğum ya da burada olduğum için değil, sorguladığım için bu sonuca ulaştım. Teorim doğru, tüm liderlerden daha fazla çalışıyordum, ama basari neden yeterli değil hep düşünürdüm. Bunu sorgulayınca sömürgeciliğin tarihini inceledim. Pek çok sonuca öyle ulaştım. Vadettin İnce, Muhsin ve benzerleri bizim teorimizi satmaya çalışıyorlar. Ben iğne ile kuyu kazar gibi teori ile uğraştım.