PKK yöneticisi Nedim Seven, örgüte yakın basına verdiği röportajda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
PKK’nin daha önce ilan ettiği ateşkeslerin “Kürt sorununun çözümü için PKK lideri Abdullah Öcalan’ın girişimleriyle ilan edildiğini” belirten Seven, “Rêber Apo’nun (Abdullah Öcalan) attığı diğer adımlar da 1993’ten bu yana farklı süreçlerle devam etti. Örneğin, 1993’teki ilk ateşkes, Celal Talabani’nin arabuluculuğu, o dönemde Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal ile yapılan görüşmeler, 17 Mart 1993 ateşkesi, bunun 8 Haziran’a kadar uzatılması, 15 Aralık 1995’te tekrar ateşkes ilan edilmesi, 1 Eylül 1998’de üçüncü ateşkesin başlaması… Yani tüm bu ateşkes süreçleri ve girişimler, Kürt sorununu müzakere ve diyalog yoluyla çözülmesi içindi. Bunların hepsi Önderliğin çabalarıydı” ifadelerini kullandı.
Öcalan’ın serbest bırakılmasını şart olarak ortaya koyan Seven, “PKK kongrelerinin aldığı kararlar ve özellikle son 11. Kongre’de alınan kararlar, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanmadan hiçbir şeyin kabul edilmeyeceğini netleştirdi. Önderliğin fiziki özgürlüğü sağlandığında, müzakere, çözüm ve atılan diğer adımları kabul edeceğiz” dedi.
Öcalan’ın açıklamasını beklediklerini belirten PKK’li Seven, “Önderlik bir açıklama yapacak. Biz de bu açıklamayı bekliyoruz. Bazı sorunlar sadece açıklamalarla çözülmeyebilir ama biz Önder Apo’nun ardıllarıyız. Eğer sağlık, güvenlik ve fiziki özgürlük koşulları sağlanmazsa, Özgürlük Hareketi’nin farklı alternatifleri de vardır. Ortadoğu’da artık siyasi dengeler eskisi gibi değil. Bakın İsrail nereye kadar geldi. İran’ın durumu göz önünde. Ortadoğu’daki hegemonik güçlerin gaz, petrol ve enerji hatları uğruna yürüttüğü politikalar açıkça görülüyor” sözlerini kaydetti.
“Öcalan’ın açıklamalarının kendileri için bağlayıcı” olduğunu ifade eden Seven, “Biz yalnızca bir parti değil aynı zamanda bir örgütüz. Hem Kürdistan, hem Ortadoğu, hem de dünya siyasetini etkiliyoruz. Bu nedenle Önder Apo’nun tüm çağrıları ve açıklamaları bizim için belirleyicidir. Ancak heyetlerin gelip gitmesi, görüşmeler yapılması, Türk devleti, AKP’nin yaptığı açıklamalar mesele bunlarla sınırlandırılmamalı. Eğer sorun çözülecekse, bu sorunun çözümünün komplonun 27. yıl dönümünde demokratik çözüm ve barış haritasının ortaya konulması gerekir” ifadelerini kullandı.