Geçtiğimiz günlerde Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani Türkiye\'yi ziyaret etmiş MİT, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Özel Kuvvetler Komutanlığını ile bir dizi temasta bulunmuştu. PKK yöneticilerinden Sabri Ok, Mesut Barzani\'nin Türkiye ziyareti ve Türk askerinin Musul\'a girmesini eleştirdi. Başkan Barzani\'nin Türk askerinin geçişi konusunda yapmış olduğu \'Irak ve Türkiyenin anlaştığı\' yönündeki açıklamaları es geçen Sabri Ok, bunun kabul edilemez olduğunu iddia etti.
\"Barzani Türkiye\'ye Gitmesin Demiyoruz Ama...\"
İşte Sabri Ok\'un ilgili açıklamaları:
\"Biz KDP\'nin Türkiye ile ya da başka devletlerle ilişki geliştirmesine karşı değiliz, ancak hiçbir ilişki ve anlaşma Kürtlerin özgürlük davasının karşısında ve aleyhinde olmamalıdır. Barzani şüphesiz Türkiye\'ye gidebilir. Türk yetkilerle görüşmeler yapabilir. Ekonomik, kültürel anlaşmalarda yapabilirler. Nitekim Barzani MİT, Erdoğan, Davutoğlu ve Özel Kuvvetler Komutanlığını ziyaret etmiştir. Tabii ziyaretin zamanlaması önemlidir. Barzani bir Kürt siyasetçidir ve Kürdistan katliamlara uğramaktadır, işgal altındadır. Barzani, Türk Özel Kuvvetlerini de ziyaret etmiştir. Farqin\'de, Sur\'da, Cizre\'de, Silopi\'de halkımızın direndiği her yerde şehirlerimizin sokaklarında, binalarda ve duvarlarda Türk özel kuvvetlerinin, özel timlerinin yazdığı yazılar vardır. Hepsi baştan sona ırkçı, faşist ve Kürtlere hakaret dolu yazılardır. Bu yazıları yazanlar, katliam yapanlar, Kürt kadınların cesetlerini sokakta sürükleyenler, Kürtlerin cesetleri üzerinde resim çekenler talimatlarını Barzani\'nin görüştüğü Türk özel kuvvetlerinden, Erdoğan\'dan ve Davutoğlu\'ndan almaktadırlar.
\"Türk Ordusunu Nasıl Musul\'a Davet Eder, Buna Nasıl Sessiz Kalır\"
Barzani bu konuları ne kadar gündemleştirdi, Türk hükümet ve devlet yetkilileriyle neler konuştu bilmiyoruz. Barzani uçakla Cizre, Silopi üzerinden, Nisêbin, Amed üzerinde uçarken Kürdistan\'ın bu şehirleri tanklar ve toplarla dövülüyordu. Barzani buna rağmen Türk özel kuvvetleriyle, Erdoğan ve Davutoğlu ile MİT ve başkalarıyla neler görüştü bilmiyoruz. Fakat halkımız bütün bunları izlemekte ve tabii ki değerlendirmektedir. Kürdistan\'ı işgal altında tutan, katliam gerçekleştiren bir gücü yani sömürgeci Türk ordusunu Musul\'a davet etmek ya da buna sessiz kalmak ne kadar doğrudur halkımız daha iyi değerlendirmektedir.
\"Halkımız Değerlendiriyor\"
Bir taraftan Kuzey Kürdistan\'da her gün Kürtlerin kanına giren, beşikteki çocukları ve hamile kadınları dahil katleden bir güç Kürdistan\'ın diğer tarafında Güney\'de KDP peşmergelerini eğitiyorsa halkımız bunu da değerlendirmektedir. Bir taraftan Kürde nefes aldırtmayan bir güç, Kürtlerin mezarlıklarını, dağlarını, taşlarını bombalayan bir ordu öbür yanda Güney Kürdistan\'da Türk bayraklarıyla, Türk tanklarıyla binlerce askeri güç konumlanmaktadır.
\"Kabul Edilemez\"
Bir yandan KDP Kürdistan\'da sadece bizim bayrağımız vardır derken, öbür yandan Kürtlere kan kusturan Türk ordusunun tanklarıyla ve bayraklarıyla Güney Kürdistan\'da cirit atması halkımızın gözleri önünde cereyan etmektedir. Farz edelim ki bir güç Güney Kürdistan\'da şehirleri bombalıyor, halkı katlediyor. PKK böyle bir güçle Kürtlerin aleyhinde asla ilişki geliştirmez. Hiçbir Kürt hareketi sömürgeci güçlerin Kürdistan\'ın diğer parçalarına girmesine kolaylık sağlamamalı, buna vesile olmamalıdır. Tekrar belirtmeliyim ki KDP\'nin Türklerle ekonomik, siyasi, kültürel ilişki geliştirmesine karşı değiliz. Ancak sömürgeci Türk ordusunun herhangi bir vesileyle Kürdistan\'ın herhangi bir parçasına girmesi de kabul edilemez, doğru değildir.\"