Aralarında İsmail Beşikçi, Recep Maraşlı, İbrahim Sediyani, Şıvan Perwer, Mehdi Zana, Mücahit Bilici, Cafer Solgun, Seyidxan Kurîj gibi tanınmış isimlerin bulunduğu Kürt aydınları tarafından yayınlanan ortak bildiride IŞID\'ın yaptığı şiddet ve katliamlara karşı Şengal ve Kabonê direnişlerine desteklerini yineleyen imzacılar; direnişleri destek amacıyla düzenlenen gösterilerin din-mezhep, etnik çatışmalara doğru kışkırtılmasına; iç barışın bozulması ve düşmanlaştırmaya karşı da duyarlı olunması çağrısını yaptılar.
Toplumun çok uluslu, çok dinli, çok kültürlü yapısının; bütün farklılıklarla birlikte eşit haklar ve saygı temelinde, bir arada yaşaması ve toplumsal iç barışın korunmasına vurgu yapılan bildiride öncelikle Kürtler’in kendi aralarında ve birlikte yaşanan halk, kültür ve inançlarla demokratik ve barışçıl ilişkiler geliştirmesinin önemi dile getirildi.
Bildiride “Haklı tepki ve taleplerimizi savunurken demokratik ve meşru zeminlerden ayrılmamaya; şiddet kullanmamaya; nefret ve ötekileştirici bir dil kullanmamaya, sorunlar varsa barışçıl ve diyalogla çözmeye davet ediyoruz” denildi.
* * *
KAMUOYUNA
Biz aşağıda imzası bulunan şahsiyetler;
Tarihinde çeşitli sürgün, zulüm ve katliam görmüş Kürt halkı bugün de Şengal\'de Kobanê\'de ve diğer birçok kendi varlığını korumak üzere alanda büyük bir direniş gösterdiği gibi; tüm insanlığın ortak değerlerine de sahip çıkan bir mücadele yürütmektedir.
Kürt ulusunun en tabi haklarına kavuşmasının tüm barışçıl ve demokratik yollarını desteklediğimiz gibi, bu meşru müdafaa ve var olma mücadelesini de tüm varlığımızla destekliyoruz.
IŞİD, Irak ve Suriye’de yalnız Kürtlere değil, Arap, Süryani, Ermeni, Türkmen, Hıristiyan, Ezidi, Sünni, Şii, Arap Alevi, kadın ve çocuklara karşı, 21. yüzyılda eşi benzeri görülmemiş bir şiddet ve katliam uygulamakta. Irak\'ta ve Suriye’de farklı etnik, dinsel, cinsel aidiyetlere ve siyasi görüşlere karşı zalimane bir barbarlıkla hareket eden IŞİD\'ın yaydığı şiddeti kınıyoruz. Kimi sosyal ve siyasal destekler bulsa da İslam adına insanlık suçu işleyen bu anlayışın tüm İslama mal edilmesine, Müslüman toplumların hem kendi içlerinde, hem de diğer din ve inançlarla barış içinde bir arada yaşama kültürünü zehirlemesine, halklar arasına kin-nifak tohumları ekmesine izin verilmemelidir.
Kobanê direnişinin gerginliği içinde Kürdistan\'da ve Türkiye\'nin kimi yerlerinde gelişen olayların, din, mezhep, ideoloji, inanç temellerinde şiddetli bir iç çatışmaya dönüşme eğilimi göstermesi ve pek çok masum insanımızın hayatını kaybetmesi, çeşitli kesimlerden Kürt aydınlarının ortak bir \"akıl\" la duruş göstermesi ihtiyacını ortaya koyuyor.
Farklı din, mezhep, inanç, felsefe, ideolojiler ve siyasi yapılar içinde olsalar da masum insanların bir kere daha mağdur edilmeleri, Kürtler arasında iç kavgaların derinleşmesine ve nihayet bütün insanlar arasındaki nefretin körüklenmesine karşı ortak duyarlılık gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Din, mezhep, inanç ve ideoloji etrafındaki düşmanlık ve çatışma yaratmak ve bundan siyasi fayda sağlamak peşindeki odaklara fırsat vermemek; kolaylıkla böyle bir öfkeye kapılıp kardeşinin boğazına sarılma eğilimine, öfkeye, barbarlığa teslim olunmasına karşı da uyarıcı olmak istiyoruz.
Ne Kürt toplumunun kendi arasında \"brakuji\" yaşanmasını; ne de birlikte yaşadığımız Ermeni, Süryani,Türk, Çerkes, Arap halklarıyla, Alevi, Sünni, Ezidi Kürd, Hristiyan, Reya Heq, Kakai inancında olanlar arasında kan dökülmesini istiyoruz. Geleceğimizin kan ve kinle karartılmasına izin vermemeliyiz.
Toplumumuzdaki çeşitli din, mezhep, inanç, etnik ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşaması esastır. Bir diğerini baskı altına almak, varlığına kastetmek değil; birbirini kabul, haklarına saygı ve adalet temelindeki ilişkiler tesis etmek önemlidir. Bu da öncelikle toplumsal iç barışın korunmasını, güçlendirilmesini gerekli kılıyor. Yüz yılardır baskı ve adaletsizlik içinde yaşayan, bu gün bile büyük sürgünler, savaş trajedileri yaşayıp soykırım tehdidi altında olan mazlum Kürt ulusunun hak ve özgürlükler mücadelesi; aynı zamanda kendi içinde de temel hak ve özgürlüklere saygı ile yükselip güçlenebilir.
Bir çatışmaya, bölünmeye ve birbirini tüketmeye karşı olduğumuzu, birbirimizi olduğumuz gibi, kendimize benzetmeye zorlamadan ama bir diğerinin hak ve hukukuna da saygı göstererek, asıl olarak ezilen bir milletin kurtuluş davasına, her türlü mazlum ve masumun hakkının savunulmasına, sosyal adalete dayalı bir uzlaşmaya ihtiyacımız olduğu ve şiddetten uzak durulması için bir dostluk ve dayanışma çağrısı yapıyoruz.
Haklı tepki ve taleplerimizi savunurken demokratik ve meşru zeminlerden ayrılmamaya; şiddet kullanmamaya; nefret ve ötekileştirici bir dil kullanmamaya, sorunlar varsa barışçıl ve diyalogla çözmeye davet ediyoruz.
Şengal ve Kobani\'de olduğu gibi bölgemizde sürgüne uğrayan ve katliam tehdidiyle karşı karşıya kalan tüm toplumların direnişine destek olmaya, her türlü yardım için elini uzatmaya çağırıyoruz.
ÇAĞRICILAR
İsmail Beşikçi, Recep Maraşlı, İbrahim Sediyani, Ruşen Arslan, Şıvan Perwer, Nizamettin Arinç, Ali Haydar Koç, Hasan Bildirici, Hanna Beth-Sawoce, Prof. Dr. Dr. Ilhan Kizilhan, Bedirhan Epözdemir, Mehdi Zana, Dr. Janroj Keleş, Dr. Roni Demirbağ, KOMKAR e. V., Fehim Işık, Yusuf Serhat Bucak, Murat Satık, Çetin Taşcı, Mücahit Bilici, Cafer Solgun, Evdila Kopê, Nedim Baran, Bayram Ayaz, Seyidxan Kurîj, Ömer Ağın, Feride Laçin, Ceyhun Ran Arslan, Dursun Ali Küçük, Seher Erol, Abit Gürses, Aso Agace, Nuran Maraşlı, Faruk Aras, Celal Temal, Keya İzol, Mehmet Şeker, Fatin Kanat, Yüksel Aşar; Taner Bayrak, Fatma Kayhan, Şefik Pêşeng, Sinan Çiftyürek, Evrim Helin Sommer, Mahmut Kılınç, Hakan Taş, Doç.Dr. Osman Aytar, Nezir Akat, Sait Aydoğmuş, Reşo Zilan, M.Ali Yıldırım, HEVKAR e. V. Hamburg, Fettah Tımar.
(Ufkumuz)