4 Kasım 2016’dan bu yana Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve vekilleri tutuklu olan HDP de, bağımsızlık referandumunu destekleyen ilk Kürt siyasi partilerinden biri oldu. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, her fırsatta bağımsızlık referandumunu kayıtsız, şartsız desteklediklerini ve Kürdistan Bölgesi halkının iradesine saygı duyduklarını açıkladı. Referanduma karşı çıkan Türkiye hükümeti ve MHP’yi de eleştiren Baydemir, “Bağımsızlık senin için vazgeçilmez de niye Kürtler için vazgeçilmez olmasın. Senin için hak olan Kürt için niye olmasın. Senin için hak olan HDP için niye olmasın. Senin için helal olan, Kürt için niye haram olsun? “ diye sordu. Geçtiğimiz hafta da HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da referanduma ilişkin mesaj göndererek “Sonuç ne olursa olsun kardeşlerimizin yanındayız” dedi. Ancak referanduma tek bir kesim karşı çıktı o da PKK’nin üst düzey yöneticileri. PKK’nin üst düzey yöneticilerinden özellikle Duran Kalkan referandumu desteklemediğini ve bunun ‘propaganda’ olarak gördüğünü söyledi. Kürdistan Bölgesi’nin referandum kararını, Duran Kalkan’ın karşı çıkışlarına ve Kürt siyasetinin son durumuna ilişkin Bas’a değerlendirmede bulunan Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, “40 yıldır Kürt siyasetinin tanıyan, bilen ve Kürt mücadelesinin içerisinde yer alan biri olarak referandumu destekliyorum. Ortadoğu ve dünya haritasında bağımsız bir Kürt devletinin sınırlarının belirlenmesinin zamanı geldi” dedi.
“Haritada Kürt devletinin zamanı geldi”
“Referandumu engellemeye çalışanlar, tehdit edenler olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bağımsızlık referandumuna gitmek Kürtlerin en doğal ve demokratik hakkıdır” ifadesini kullanan Öcalan sözlerini şöyle sürdürdü: “Herhangi bir Kürdün ‘Ben referanduma karşıyım’ diyebileceğini zannetmiyorum. Herkes kendinden sorumludur, herkes ancak kendi fikrini söyleyebilir. Dolayısıyla ben de Öcalan ailesi adına değil 40 yıldır bu mücadeleyi bilen bir Kürt olarak referandumu kayıtsız şartsız destekliyorum. Geç kalınmış bir karardı. Evet Kürdüz. Yıllardır mücadele ediyoruz. Ancak mücadelemizi şimdiye kadar görmediler, duymadılar, görmezden geldiler. Son birkaç yıldır dünya yeni yeni Kürtleri tanımaya başladı. Çok geç kalınmış bir durum bu. İşte bu nedenle Ortadoğu ve dünya haritasında Kürtlerin de bir sınırı, devleti olmalıdır. “
“Irak’taki Kürt meselesini çözümü bağımsızlıktır”
Türkiye ve İran’ın bağımsızlık referandumuna karşı çıkmasını da eleştiren Öcalan, “İran’ın, Türkiye’ni, Suriye’nin, Irak’ın Kürt meseleleri birbirinden farklıdır. Irak’taki Kürt meselesinin çözümü artık bağımsızlıktır. Ancak Türkiye’nin kendi Kürt meselesinden dolayı bunu bir tehdit olarak görmesi yanlıştır. Buradaki çözüm yöntemi farklı, oradaki farklı. Türkiye’nin bağımsızlık referandumunu desteklemesi Türklerin de Kürtlerin de çıkarına olacaktır. Kürdistan Bölgesi’nin artık bağımsızlık zamanı geldi” dedi.
Abdullah Öcalan, bağımsızlığı destekler mi?
“Abdullah Öcalan Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığa gitmesini destekler mi?” sorusuna ise Öcalan şöyle cevap veriyor: “Birkaç yıl öncesi olsaydı bunu ben de ona sorabilirdim. Ancak şu an ben de görüşmüyorum. Ve görüşmediğim için onun adına cevap veremem. Ancak Mehmet olarak referandumu desteklediğimi söyleyebilirim. Ayrıca hiçbir kürdün buna karşı çıkacağını düşünmüyorum” dedi.
“Kürt siyaseti kendisini yeniden yapılandırmalı”
Çözüm sürecinin sona ermesi, Kürt siyasetçilerinin tutuklanması ve bölgede yaşananları da değerlendiren Mehmet Öcalan HDP ve DBP’yi eleştirdi. İsim vermeden bazı Kürt siyasetçilerinin bölgede kendisini halka kabul ettirmediğini söyleyen Öcalan şöyle konuştu: “40 yıldır mücadele eden Kürtler büyük bedeller ödedi. Son 17 yıldır Kürt kentlerinde yere yönetimler Kürt siyasetçilerinin elindeydi. İllaki bir şeyler yapmışlardır ama yeterli olmadığını onlar da biliyor. Kimse kendisini halka kabul ettiremedi çünkü. Bu açıklamayı kimsenin adına yapmıyorum. Mehmet Öcalan olarak söylüyorum. Söylediklerime karşı çıkabilirler ama gerçek bu. Türkiye’de Kürt siyasetinin önü kesilmiş. Bugün tartışmamız gereken bu siyasetin önünü yeniden nasıl açabiliriz. Kürt siyasetinin kendisini yenilemesi gerekiyor. Bu kadroyla bu renkle Kürt siyaseti ilerleyemez. Kürt siyasetinin, Kürt kurumlarının yeniden hatta sıfırdan kendisini yenilemesi gerekiyor. Bunu da ancak Abdullah Öcalan başarabilir. Eğer Abdullah Öcalan ile yeniden görüşmeler sağlanırsa tıkanan sorunun da önü açılacaktır.”
“Özyönetim hata değil miydi?” ve “Süreç neden bitti?” sorusunu ise Öcalan, “Ne HDP’nin ne BDP’nin ne de PKK’nin içerisinde yer almıyorum. Almam da. Sadece bir köylüyüm ve Abdullah Öcalan’ın kardeşiyim. Özyönetimin hata olup olmadığını ve çözüm sürecinin neden bittiğini bunu yapanlara yani gidip Kandil’e ve karşı tarafa sormanız gerekiyor. Ancak şu kadarını söyleyebilirim ki Abdullah Öcalan sürecin bitmesini istemezdi” sözleriyle cevapladı.
“Duran Kalkan referanduma karşı olabilir ama…”
Öte yandan PKK’nin üst düzey yöneticilerinden Duran Kalkan’ın geçtiğimiz günlerde bağımsızlık referandumuna ilişkin “Devlete gerek yok. Referandum propaganda amacıyla yapılıyor” yönündeki açıklamalarına ilişkin de Mehmet Öcalan şu yorumda bulundu: “Bu herkesin ortak açıklaması değildir. Duran Kalkan sadece kendi düşüncesini açıklamıştır. Kalkan bu referanduma karşı çıkabilir ama Kürtler referandumu destekliyor.”