Türkiye’nin Kürdistan’da yapılacak bağımsızlık referandumu ile ilgili politikasını eleştiren Gergerlioğlu, artıgercek.com’daki yazısında Ankara’nın Kürdistan’ın bağımsızlığını tanıması gerektiğini vurguladı.
Gergerlioğlu’nun, “Türkiye olası bağımsız Kürdistan'ı İsrail'den önce tanımalı” başlıklı yazısı şöyle:
“Kürdistan'ın bağımsızlığına karşı çıkmayı tarihin akışına karşı çıkmak, suyun tersine kürek çekmek olarak algılıyorum. Türk halkının Kürtleri anlayamadığını düşünüyorum.
Sanırım önümüzdeki bir ay Ortadoğu coğrafyasının en önemli konusu Kürdistan'ın bağımsızlık referandumu olacak. Uzun süredir zaten fiiliyatta ayrı bir parlamentosu, bayrağıyla Kürdistan adeta bağımsız bir devlet gibidir. Beklenen, bağımsızlığın ilanıdır ve böylece normalite yönünde bir taşın daha konulmasıdır.Bir süredir Batman'dayım. Batman'da çeşitli STK'ların bir araya gelerek oluşturduğu Batman Kürdistan bağımsızlık inisiyatifi'nin bir Türk üyesiyim. Batman 25 Eylül bağımsızlığı destekleme inisiyatifi, oylamanın olmadığı yerde olsa da hükümete ve kamuoyuna yönelik bir kamuoyu oluşturma ve baskı amacıyla kuruldu. Katılabildiğim kadarıyla ziyaret ettiğimiz parti, STK ve demokratik kitle örgütlerinde referandum için destek istiyoruz. Aslında bir destek talebi bile ziyaret ettiğimiz yerlerde adeta incitici bir talep gibi görülebiliyor. Zira ev sahipleri bize Kürtlerin 100 yıllık hülyasının eşiğine gelindiği günlerde bu isteğin kendilerinden sorulmasının bile mevzubahis olamayacağını söylüyorlar. Hakikaten Batman'da bulunduğum süre içinde oldukça farklı kesimden olsa bile Kürtlerin 3 konuda mutabık olduklarını gözlemliyorum. Anadilde eğitim, Kürt meselesinin farklı şekilde de olsa tekrar bir süreç başlatılarak çözülmesi ve Kürdistan'ın bağımsızlığı. Farklı partilerden de olsa Kürtler 3 konuda mutabık.
Kürdistan'ın bağımsızlığına karşı çıkmayı tarihin akışına karşı çıkmak, suyun tersine kürek çekmek olarak algılıyorum. Türk halkının Kürdistan'ın bağımsızlığı için 25 Eylül beklentisi konusunda Kürtleri anlayamadığını düşünüyorum. Maalesef ne zaman Kürtlerin gasp edilmiş haklarının iadesini istesen halen sana 'Kürt ırkçısı' derler, dindarı bile 100 yıllık Türkçülük dayatmasının İslam adına avukatı olur. Bu anlayış maalesef devleti ve milletiyle aynı durumdadır.
Bırakın referanduma hakkaniyet penceresinden bakmayı hükümet cephesinde geriye gidiş hakim. Son örnek hükümeti, destekleyen birçok Kürdü bile incitmiş durumdadır. Yer Malazgirt yapılan kutlamada Alpaslan'a yardımcı olmuş Kürtlerden tek kelime bahis yok. Yeni konsept bu... Bu konsept Ak Partili Kürtler anlayana kadar sürecek ve devam edecek, ediyor.
Devlet istemek niye 'Kürtlere hakaret' olsun? 'Kürt kardeşim' demek bedava değil, Kürdün hemen her kesiminin istediği 25 Eylül bağımsızlık referandum başarısına karşı çıkmanın bir anlamı yok. "Kürt kardeşim" diyorsan Kürdün de hakkı olana ve layık olduğuna saygı duyacaksın. Çünkü Kürdistan, Kürt halkı için çok büyük bir özlem, buralarda heyecanla 26 Eylül sabahı bekleniyor. Umarım 26 Eylül sabahı Hewler ve tüm Kürt halkı, demokrat Türkler sevinç içinde olur.”
Ortadoğu'da yeni bir Kürt devletinin yeni sorunlar oluşturacağı, İsrail'in piyonu olacağını ileri sürenlere çok bir şey anlatmak istemiyorum. Daha önceki bir yazımda bu konu hakkında uzun uzun yazmıştım. Kürdistan'a komşu olacak Türkiye'nin ikinci bir Cezayir hatasını yapmaması gerekir. Üstelik bu sefer komşusu ve çok yakın tarihi, ticari bağlarının bir devlet mevzuu bahistir.
Türkiye hükümetinin referanduma karşı çıkan tavrını tartışmanın bile anlamı yoktur bunu yapmak vakit kaybı demektir. "İsrail niye bağımsızlığa destek veriyor" diyenlerin bunu sormayı bırakıp gerçeklikle yüzleşmelerini diliyorum. Referandum sonrası umarım Türkiye Israil'den önce Kürdistan'ı tanır da Kürtlerin kırılan kalbini bir nebze kazanır, gecikmişse de yapması gereken budur.