Artı gerçeğin köşe yazarı Ergun Babahan bugün köşesine taşıdığı yazısında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iç ve dış politikada elindeki kartların bir bir tükendiğini iddia etti. Babahan Erdoğan’ın elindeki son kartın Kürtlerle yeniden bir barış süreci başlatmak olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın Tel Rıfat ve Menbıc’i bir süredir dillendirmediğini dile getiren Babahan, Yunanistan ile yaşanan gerilimin Türkiye’ye kaybettirdiğini vurguladı.

Ekonomik gidişatın iyi seyretmediğini de dile getiren Babahan Ayrıca yazsında Musul ve Kerkük hamlesi gibi bir hamleden bahsederek; bu hamleyi bir cümle ile içeriği belirsiz bir şekilde geçiştiriyor.

Babahan, son dönemlerde hükümete yakın kalemlerin Kürt-Türk kardeşliğini öne çıkarmaya başlaması gibi söylemlerin hükümet cenahında bu konuda bir fikir jimnastiği yapıldığını gösterdiğini belirtti. Ayrıca TBMM başkanı Mustafa Şentop’un başdanışmanı gibi bir titri de bulunan Habertürk yazarı Nasuhi Güngör’ün aşağıda yer alan yazısının bir plan çerçevesinde yazdığını iddia etti:

“Bu tablonun ortasında Türkiye kendi güvenliğini ve istikrarını sağlamak için bugünkü adımlarını zenginleştirecek neler yapabilir?

Kürtlerle kader birliği yapmak dışında kalıcı bir çözüm olmadığını ve bunun, kendilerinin Türkiye’ye karşı bir tehdide dönüştürülmesine gönüllü olanlara rağmen yapılması gerektiğini yazarak tamamlayayım.”

Bu yazıya atıfta bulunan Babahan; ‘’bunun için MHP’de temsil edilen kesimlerin iknası gerekiyor elbette. “Köprüyü geçene kadar ayıya dayı dememiz lazım” denilerek oradan onay alınabilinir.

Mesele Kürtlerin iknasında…

Kürtler için yeni bir çözüm veya barış sürecine ihtiyaç yok aslında…

‘’Erdoğan’ın samimiyet sınavından geçebilmesi için öncelikle tüm tutsak Kürt siyasileri serbest bırakması, kayyum uygulamasına son vermesi, Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskılara son vermesi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu görevden alması, Rojava’ya yönelik işgal tehdidinden vazgeçmesi, insansız hava araçlarıyla Kürt ve Ezidi sivilleri hedef almaya son vermesi yeter’’… dedi

Mandela örneğine de değinen Babahan, Öcalan’ın koşullarının Mandela’nın koşulları gibi olması ile gerçekleşecek sürecin bir karşılığı olacağını söyledi. Babahan:

‘’Ayrıca Kurduğu ortaklık bunu yapmasına el vermeyeceği için muhtemelen Abdullah Öcalan kartına başvuracak ve İmralı üzerinden Kürt halkı üzerinde etkili olmaya çalışacak. Ancak hem Kandil, hem Kürt siyaset sınıfı hem de Kürt halkı artık çok iyi biliyor ki, Öcalan İmralı’da kaldığı sürece gerçek bir barış süreci mümkün değildir. Burada da elimizde Mandela örneği var.’’

‘’Kürtler muhtemelen ya hemen bir demokratik açılım ya da Abdullah Öcalan’ın devreye gireceği bir senaryoda Mandela benzeri koşullarda ısrar edecektir. Bu tabloda Erdoğan’ın Kürt kartı çok güçlü görünmüyor, tek şansı muhalefetin Kürt kartının bile olmayışı…’’

Yazının linki için tıklayınız