'MSD'yi siyasi sürece dahil etme konusunda çok seçenek var'

Rusya’nın başkenti Moskova’da dün “Moskova Platformu” Başkanı Kadri Cemil’in öncülüğündeki Halkın İradesi Partisi ile İlham Ahmed öncülüğündeki Demokratik Suriye Meclisi (MSD) arasında anlaşma imzalandı.
02.09.2020, Çar - 07:03
'MSD'yi siyasi sürece dahil etme konusunda çok seçenek var'
Haberi Paylaş

İmza atan tarafların Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un açık desteğini aldıkları anlaşma, Türkiye-Rusya koordinasyonu için yeni bir sınama özelliği taşıyor. Türkiye, anlaşmanın duyurulmasının hemen ardından uyarıda bulundu.

Taraflar arasında yapılan anlaşmada, “tüm ulusal demokratik güçlerin Suriye trajedisini ve devam eden yıkımı durdurmak için ortak hareket etmesinin” gerekliliğine vurgu yapıldı. Cemil ve Ahmed “Yeni Suriye’nin, halkı ve toprağı birleşik olan bir Suriye olduğunun” altını çizdkleri anlaşmada şu ifadelere yer verdiler:

Anlaşmada “Suriye, eşit yurttaşlık hakkı ve sosyal adaleti gerçekleştiren, tüm bileşenleriyle (Arap, Kürt, Asuri Süryaniler, Türkmen, Ermeni ve Çerkez) iftihar eden, farklı kimlikleri sosyal dokuyu ve birliği güçlendiren zengin bir unsur olarak gören demokratik bir devlettir. Suriye’nin demokratik Anayasası, halkın kendi bölgelerinde yönetime doğrudan katılımı güvence altına alan, kendi kendine yeterliliği ve ülke genelinde kalkınma ve servetlerin adil dağılımını gerçekleştiren adem-i merkeziyetçilik ile ekonomi, savunma ve dışarıyla ilgili temel meselelerde merkeziyetçilik arasındaki ilişkide gelişmiş bir format uygular.” denildi.

Anlaşmanın devamında şu ifadeler kullanıldı:

“Suriye krizinden çıkmanın tek yolu siyasi çözümdür (…) Bu çerçevede, iki taraf Cenevre Bildirisi de dahil 2254 sayılı kararın tam olarak uygulanmasını ve MSD de dahil olmak üzere diğer muhalif platformların Suriye siyasi sürecine dahil edilmesini destekliyor ve bunun için çalışıyor. Bu karar, Suriye halkının ülkesinin egemenliğini eksiksiz bir şekilde geri alma hakkını kurtarmanın; Suriye halkına empoze edilen kuşatmanın tüm tezahürlerine ve tüm yaptırımlara ve bütün insani yardımların siyasileştirilmesine son verme yolunda çalışmanın; bütün yabancı güçler Suriye topraklarından çıkarılana kadar tüm işgalleri ve her türlü dış müdahale ile onun çeşitli etkilerini sona erdirmenin aracıdır.”

Anlaşma metninde ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin “ülkenin içinde bulunduğu koşullar ve şu anki krizin neden olduğu bölgesel ihtiyaçlar ile bağlantılı olarak objektif ve toplumsal bir ihtiyaç” olduğu vurgulandı. Anlaşmada, “Önemli olan, Suriye topraklarının birliğini, devletinin egemenliğini ve genel idari sistemini geliştirmek için Suriyeliler arasındaki uzlaşma çerçevesinde ve genel ulusal düzeyde geliştirilmesi gerekilen bölgelerde o veya bu şekilde halkın otoritesi sıfatına sahip olan Özerk Yönetim’in olumlu ve olumsuz deneyiminden faydalanmaktır.” denildi.

Moskova’ya giden MSDheyetinde İlham Ahmed’in yanı sıra yardımcısı Hikmet el-Habib, Süryani Birlik Partisi Başkanı Senherib Barsum ve MSD Mısır temsilcisi Sihanok Dibo da yer aldı.

Sürece ilişkin konuşan Kadri Cemil, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, anlaşmanın, bir paradigma değişimini temsil ettiğini söyledi. Anlaşmanın zamanlamasına dikkat çeken Cemil “Suriye krizine çözüm yolunu güçlendirmek için şartlar olgunlaştı ve samimi güçler, en azından kendilerini bir araya getiren dünyanın sınırlarına dayalı ortak bir uzlaşıya ulaşma yolunda kendilerine alternatif olmadığını iyice anladı” diye konuştu.

Söz konusu anlaşmanın “Suriye’nin içinde bulunduğu objektif koşullar sebebiyle ihtilaf alanlarının daraldığı vakitte yapılan bir uzlaşı” olduğunu belirten Cemil, “anlaşmaya varılmasının hiçbir tarafın arabuluculuğunda gerçekleşmediğinin” altını çizdi. Cemil, iki tarafın Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşmenin sonuçlarının Rusya tarafına iletildiğini kaydetti.

Suriye’deki coğrafi gerçeklik nedeniyle iki taraf için anlaşmanın Rusya’nın başkentinde imzalanmasının uygun olduğuna dikkat çeken Cemil, bu tercihin aynı zamanda “böylesi bir anlaşmanın başka bir ülkede değil, Rusya’da yapılması yönünde ortaya çıkan siyasi iradenin bir yansıması” olduğunu kaydetti. Cemil, “Rusya tarafının anlaşmayı desteklediğini, memnuniyet duyduğunu ve arkasında durma sözü verdiğini” belirterek, anlaşmadaki bazı maddelerin MSD’nin siyasi sürece dahil edilmesini öngördüğü için bu desteğin önemli olduğunu vurguladı.

MSD’nin siyasi süreçte ve Suriye Anayasa Komitesi’nde temsil edilme araçlarına değinen Cemil açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Özerk Yönetim esasında Kahire Platformu’nun bir temsilcisidir. Bu platformun 3’üncü Kahire toplantısında yeniden düzenlenmesi yolunda çabalar vardı ancak başarılı olamadı. MSD ayrıca 1’inci ve 2’inci Moskova toplantılarında temsil edildi. Bu toplantıların sonucunda Moskova Platformu oluşturuldu. Bu da siyasi süreçlere platformların da katılmasını kabul eden 2254 sayılı karara uygun olarak Anayasa Komitesi ve müzakere heyetinde MSD’nin temsil edilmesi için çok sayıda seçeneğin olduğu anlamına geliyor.”

Cemil, Kürt oluşumun temsil edilmesine yönelik Türkiye’nin yaptığı itirazlara yönelik de şu iddialarda bulundu:

“Moskova ve Kahire farklı platformların katılımını taahhüt etti. Ankara bunu engelleyemeyecek. ABD’liler, (Kürtlerin) geri çekilme kararı karşısında bocalayan davranışları sebebiyle Kürt oluşumunu telaş ve endişeye sevk etti. Aynı zamanda ABD-Türkiye ilişkisi de daha çok kafa karışıklığına neden oluyordu. Bu nedenle Özerk Yönetim’in çeşitli seçenekler araması doğaldır.”

Ankara, MSD heyetinin üst düzeyde karşılamasından dolayı Moskova’ya eleştiriler yönelterek bu meselenin Moskova’yı ziyaret edecek Türk heyetinin gündeminde olacağını bildirdi.

Şarku’l Avsat
Bu haber toplam: 7981 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:06:16:52