Suriye Demokratik Güçleri (DSG), Halep'in büyük bölümünü kontrol eden Suriyeli muhalif silahlı gruplarla başa çıkmak için zor seçeneklerle karşı karşıya.
DSG liderliğine yakın iki siyasi kaynak, muhalif silahlı grupların operasyonlarına eşlik eden büyük insani ivmenin Halep'teki köy ve kasabalardan gelen sivillerin katılımından kaynaklandığını belirtti.
Şarku'l Avsat'a açıklamalarda bulunan bir kaynak, ‘sivillerin, Suriye ordusunun uygulamaları nedeniyle yaşadıkları boğucu atmosferden dolayı ve evlerine geri dönmek amacıyla silahlı gruplara katıldığını’ söyledi.
İkinci bir kaynak ise “DSG'nin ilk tahminleri, bu ivme nedeniyle muhalif grupların operasyonlarının Halep ve İdlib dışındaki diğer bölgelere de yayılabileceğine işaret ediyor” dedi.
DSG Taktikleri
İki kaynak, ABD destekli DSG’nin dün (Cumartesi) sabah erken saatlerde Halep Havaalanı’nın kontrolünü ele geçirme girişimlerini, olası müzakerelerde güçlü bir taraf olarak çatışmadaki konumlarını güçlendirmek için tasarlanmış önleyici bir hamle olarak yorumladı.
Kürt nüfusu, DSG’nin belkemiği olan YPG’nin kontrolü altındaki Eşrefiye ve Şeyh Maksud kasabalarında yoğunlaşıyor.
Suriye savaşı sırasında DSG, Şeyh Maksud'u kuşatan silahlı grupların özellikle üç koldan defalarca bombardımanına maruz kalmasına rağmen bu iki kasabayı kontrol etmeyi başardı.
Bu iki kasaba, Haseke'deki Kürt nüfuz bölgelerinden ve ülkenin kuzeydoğusundaki diğer bölgelerden ‘uzak yerleşim bölgeleri’ olarak görülüyor.
DSG'ye yakın bir kaynak Şeyh Maksud, Eşrefiye ve Şehbaa'daki silahlanmanın hafif silahlarla sınırlı olduğunu, çünkü Suriye hükümetinin DSG'ye ait ağır silah, tank ve zırhlı araçların özerk bölgelere girişini yasakladığını bildirdi.
İki kaynak, “Bu koşullar nedeniyle DSG, Halep savaşı sırasında zaman kazanmak ve Suriyeli muhalif grupları bir müzakere kanalı açmaya zorlamak için bir kart olarak kullanmak üzere Halep Havaalanı’nın kontrolünü ele geçirmek gibi taktiksel bir hedef belirledi” dedi.
DSG'nin zor seçenekleri
Olayların gidişatının taktiği günler değil saatler içinde değiştirebileceğini vurgulayan iki kaynağa göre DSG, sahadaki gerçekler göz önüne alındığında Suriyeli gruplarla müzakerelerin çok önemli olduğunu düşünüyor, ancak mevcut seçenekler zor ve belki de imkânsız.
Kaynaklardan biri, “İlk seçenek, en azından Kürt kasabalarını DSG kontrolünde tutmak için kısa vadeli bir anlaşmaya varmak” dedi. Ancak muhaliflerin bunu reddetmesi muhtemel.
“İkinci seçenek ise savaşmadan, barışçıl bir şekilde çekilmek ve bu kasabaları muhaliflere teslim etmek” diyen kaynak, bazı DSG liderlerinin bu seçeneği reddetmekte kararlı olduğunu belirtti.
İki kaynağa göre üçüncü seçenek ise ‘DSG'nin Halep'in kuzeyindeki Kürt kasabalarını elinde tutmak için Suriyeli silahlı gruplarla bir sokak savaşına girmesi.’
“Üçüncü seçenek intihara meyilli” diyen kaynağa göre bu seçeneğin başarılı olma ihtimali ‘Suriye ordusu ve Şam rejimiyle muhaliflerin askeri yayılmasını engelleyecek başka bir müzakere kanalına bağlı.’ Ancak bu seçenek ‘Rusya'nın hava desteğine ihtiyaç duyuyor’ ve bu da şu ana kadar garanti edilmiş değil.
Halep Havalimanı
Dün gün boyunca Halep Havalimanı’yla ilgili çelişkili haberler geldi. Aktivistler, muhaliflerin askeri operasyonlar departmanı bölgenin kontrolünü ele geçirdiklerini açıklamadan önce havalimanı kapısında konuşlanmış DSG mensuplarının videolarını dolaşıma soktu.
DSG yanlısı medya organlarına göre, Suriye ordusunun çekilmesinden sonra DSG güçleri Tel Hafer, Tel Aran ve Tel Hasel kasabaları ile Halep'in doğu kırsalındaki diğer köylere doğru ilerlemeye başladı.
DSG Sözcüsü Ferhad Şami, Kürt güçlerinin önceliğinin ‘bölgelerini savunmak olduğunu, bu nedenle Kürt halkını savunmak için gerektiğinde müdahale edeceklerini’ söyledi.
Şami yaptığı basın açıklamasında Türkiye'yi ‘Suriye'nin kuzeybatısındaki saldırı planını yürütmekle’ suçladı ve DSG'nin bu hassas gelişmeleri yakından takip ettiğini belirtti.
Uluslararası Kriz Grubu araştırmacısı Dareen Khalifa'ya göre Suriye ordusunun hatları ‘şaşırtıcı bir hızla’ çöktü.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre saldırıların başladığı çarşamba gününden bu yana 183'ü muhalif silahlı gruplardan, 100'ü Suriye ordusu ve müttefik gruplardan ve 44'ü sivil olmak üzere 327 kişi hayatını kaybetti.