ABD\'nin Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un geçtiğimiz günlerde ABD\'nin 30 bin yerel istikrar gücünün sadece% 20\'sinin eğitimini tamamladığını hatırlatan Frantzman, buna ek olarak, Beyaz Saray, Ulusal Güvenlik yetkilileri, Dışişleri Bakanlığı ve Pentagon’un, daha önce İran\'ın komuta güçleri ayrılıncaya kadar ABD\'nin Suriye\'de kalacağını söylediklerini vurguladı.
ABD liderliğindeki koalisyonun da, 9-15 Aralık arasında 208 olmak üzere son haftalarda çok fazla sayıda hava saldırısı gerçekleştirdiği dile getirilen analizde, IŞİD’in yenilmediği aksine, aralarında en tehlikeli ve en sert yabancı savaşçıların bulunduğu binlerce savaşçının alanda bulunduğu ve son zamanlarda Demokratik Suriye Güçleri ile IŞİD’in çok sayıda esiri ele geçirdiği dile getirildi.
ABD’nin bu beklenmedik çekilme kararının son dört yılda yapılan her şeyi soru işaretleriyle doldurduğu dile getirilen haberde, ABD’nin Demokratik Suriye Güçleri (DSG) çatısı altındaki YPG ve Arap güçleri 2015 yılından sonra desteklediği ve Suriye’nin doğusunda çok sayıda yerleşim birimini IŞİD’in elinden özgürleştirdiklerine vurguda bulunuldu.
Ancak bu ortaklığın, Halk Savunma Güçleri’ni (YPG) Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Suriye versiyonu olarak gören Türkiye nedeniyle problemlere sahip olduğu dile getirilen yazıda, ABD’nin defalarca kez YPG ile ilişkisinin IŞİD ile savaşmakla sınırlı dönemsel ve taktiksel olduğunu dile getirdiği belirtildi.
2017 yılında DSG ve ABD’nin ortaklığının uzun döneme yayılacağı işaretleri üzerine Türkiye’nin kuzey Suriye’ye müdahale ettiği ve Afrin’i kontrol altına aldığı dile getirilen haberde, bu mesajla Türkiye’nin ABD’nin müttefiklerinin yenildiği ve Türkiye’nin daha fazla yayılmacılığa izin vermeyeceği vurgulandı.
Son yıllarda İran ve Rusya ile yakınlaşma içerisinde bulunan Türkiye’nin Menbiç’e operasyon tehdidinde bulunulduğu dile getirilen haberde, Türkiye’nin ABD’den Patriot savunma sistemi ile F-35 savaş uçağı alımının yanısıra Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almaya istekli olduğunu ve bunun NATO üyesi bir ülke için alışılagelmiş bir durum olmadığı belirtildi.
Türkiye ve Katar ortaklığına karşı Suudi Arabistan ile ittifak geliştiren Trump yönetiminin Kaşıkçı cinayetinin ardından izole edildiği ileri sürülen analizde, Trump yönetiminin Doğu Suriye’nin istikrar ve yeniden yapılandırılması için milyonlarca dolar gönderen Arap müttefiklerinden daha fazla para istediği ancak bugüne kadar bunun gerçekleşmediği dile getirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı arasında Suriye siyaseti konusunda görüş ayrılığı olduğu, Savunma Bakanlığı’nın Türkiye ile çalışmayı istedikleri, yönetimdeki profesyonellerin Türkiye ile ilişkiyi ana ilişki olarak değerlendirildikleri dile getirilen analizde, Trump’un bu nedenle güçlerini Suriye’den çekme kararı aldığı vurgulandı.
IŞİD’in yenilmesini isteyen Pentagon’un bununla birlikte istikrar da istediği, Trump yönetimindeki Savunma Bakanı Mike Pompeo ile Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un Doğu Suriye’yi gerçek Suriye devletinin bir parçası olarak gördükleri dile getirilen analizde, İran’ın Suriye’den çıkarılmasının önemine dikkat çekildi.
Trump’un şimdi Suriye\'den ayrılmak istediği, bunu daha de önce yapmak istediği, ancak kalmak için ikna olduğu dile getirilen haberde, bu durumun İran’a karşı ABD’nin elini zayıflatacağı ve Suriye’nin doğu bölgesini kaosa sürükleyeceği uyarısında bulunuldu.
ABD’nin ayrılması halinde Türkiye’nin muhtemelen yeni bir operasyon başlatacağı ve IŞİD’i yenilgiye uğratan Kürt savaşçılarının kendilerini yeni bir savaş içinde bulacakları ve belki de Şam’la anlaşma imzalayacakları dile getirilen analizde, tüm bu gelişmelerin, İran ve Suriye rejiminin doğu Suriye\'ye girmesini içerebileceği endişesine yer veriliyor.
ABD müttefikleri ve düşmanlarının ABD\'nin ciddi olmadığını gördükleri için, ABD\'nin Cenevre süreci ve BM\'nin Suriye hakkındaki kararları ile ilgili hizmetlerin kötüye kullanılmasının söz konusu olacağı vurgulanan analizde, ABD\'nin geri çekilmesinin ABD\'nin bölgedeki politikasını tehlikeye atabilir ve ABD\'yi İran\'a karşı kalıcı olarak zayıflatabileceği öngörüsünde bulunuluyor.
Bu gelişme İran’ın Suriye’ye açılan koridorunu artıracağından İsrail için de potansiyel bir tehdit oluşturacağı uyarısında bulunulan analizde, ABD’li yetkililerin bu gelişmelere rağmen Suriye’yi terketmeyi seçmelerinin ABD’ye olan inancı zayıflatacağı tespitinde bulunuluyor.
Analiz, ABD’nin Kurdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki müttefiklerinin endişelerine yer veriyor ve Başkan Mesud Barzani’nin bu hafta ABD \'nin Doğu Suriye ile ilgili Özel Başkanlık Elçisi Brett McGurk ile Kürt bölgesinin de istikrarsızlığa sürükleneceği endişesine yer vererek son buluyor.