KDP-S'li Nuri Birimo K24'e yaptığı açıklamada; "KDP-S olarak ister devletlerarası ister taraflar arası olsun her zaman diyalogdan yanayız. Ancak Suriye krizi 2011'den bu yana üç ana aşamadan geçti. İlk aşama, başlangıçta tüm Suriye halkının Esad rejimini protesto etmesi ve bu rejim neredeyse çökecekti ki İran ve Rusya gibi devletlerin müdahalesiyle rejimin düşmesinin engellemesiydi. İkinci aşama Suriye krizi uluslararası bir sorun haline gelmesidir. " ifadelerini kullandı.
Açıklamasının devamında Biro, "Suriye muhalefeti içinde yer alan ENKS olarak Suriye krizini uluslararası bir boyuta taşıdık ve Suriye krizine siyasi çözüm olarak 2254 sayılı BMGK kararlarına göre çözüm çıktı. Bu karar tüm sorunların çözümü için bir temel oluşturdu. Üçüncü aşama ise, Rusya, Türkiye ve İran bir kez daha Suriye meselesini Soçi ve Astana'ya taşıyarak sorunu uluslararası bir davadan yerel bir soruna dönüştürmek istediler. Biz KDP-S olarak Suriye krizinin uluslararası kararlara göre çözülmesini talep ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
KDP-S yetkilisi Biro devamında; "Son zamanlarda Türkiye ve Suriye arasındaki görüşmelere değinen KDP-S Merkez Komite Üyesi Birimo, "Ankara ile Şam arasındaki bu yakınlaşma sadece Kürtlerin değil, tüm Suriye halkının aleyhinedir, çünkü sadece iki ülke arasında çözüm olacak. Uluslararası taraflar olmazsa Kürtler şimdiye kadar bölge devletlerinin planlarından hep zarar görmüşlerdi. Şam ile Ankara’nın bu görüşmesinde Adana Mutabakatının kokusu var" ifadelerini kullandı.
ABD'nin yaklaşımları
ABD'nin Ankara ile Şam arasındaki müzakerelere yönelik tutumuna dikkat çeken KDP-S’li yetkili, bu müzakerelerin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bu ayın 17'sinde Washington'ı ziyaretine kadar durduğunu ve sonrasında bir miktar ilerleme kaydedilebileceğini söyledi.
Birimo son olarak, "Rusya, İran ve Türkiye Suriye krizini 2254 sayılı uluslararası karara göre çözülmesini istemediğini biliyoruz, ancak Suriye krizini çözmek için doğru ve dürüst karar 2254 sayılı karardır" şeklinde konuştu.