Suriye Demokratik Meclisi'nin (MSD) eş başkanı Riyad Darar’ın belirttiğine göre Anayasa Komitesi’nin isim ilanı, Türkiye, Rusya ve İran arasında Eylül ayında gerçekleşen Astana süreci sonrasında gelişti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Darar, “Astana sürecinin garantör gücü tarafından oluşturuldu ve bu nedenle bu, bir Suriye komitesi değildir. Vakit geçirmeyi ve uluslararası güç arasında askıdaki sorunları çözmeyi amaçlıyor” dedi.
Tüm tarafların kesin olarak uzlaşı sağladığını da söyleyemeyeceklerini belirten Riyad Darar, “Anayasa Komitesi, Suriyelilerin ülkeleri için yeni bir anayasa hazırlama veya acılarını sonlandırma isteklerini yansıtmıyor” ifadelerini kullandı.
Özerk yönetim, geçen yılın Temmuz ayında ilan edilmişti. Askeri kuvvetleri, Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki geniş alanları kontrol ediyor. IŞİD terör örgütüyle mücadele etmek için ABD önderliğindeki koalisyon tarafından destekleniyor. Arap Kürt “Suriye Demokratik Güçleri’nin” siyasi kanadı Suriye Demokratik Meclisi tarafından, ilan edildi. Ortak tarafların Suriye krizini sona erdirme ciddiyetine de değinen Darar, “Tartışma; doğrudan, uygulamada ve pratik prosedürlerde yapılır. Kelimenin, harfin ve her cümlenin üzerinde durulur. Dolayısıyla süreç, rejim muhalefete karşı daha fazla askeri kazanım elde edinceye kadar devam edecek” ifadelerini kullandı.
BM, 2011 baharından bu yana Suriye anlaşmazlığına bir çözüm bulmayı umduğu Anayasa Komitesi’nin kurulmasına büyük bir güven duyuyor. Suriyeli muhalif Riyad Darar ise komitede özerk yönetim temsilcisi olarak yer alıyor. Ancak söz konusu toplantıya ilişkin karar, Suriye krizinin çözümüne tüm Suriye toplumunun katılımını gerektiren 2254 sayılı BM kararıyla çelişiyor.
Bu çerçevede Darar, seçilen kadronun anayasanın hazırlanmasına hizmet etmediğini söyleyerek, “BM tarafından seçilen bazı isimler ayırt edilebilir. Onlar, dosyaların hazırlanmasına katkı sağlayacaktır. Ancak diğerleri, hiçbir şey sağlayamayacaktır. Çünkü siyasi ve anayasal temsilde gerçek bir boyutları olduğuna inanmıyorum” dedi. Riyad Darar ayrıca, “Rejimin ve onu destekleyen ülkelerin istediği şey, Suriye pastasının garantör devletler arasında pay edilmesinin onaylanmasıdır. Bu aynı zamanda komiteye katılan muhalefeti pazarlamak için de bir fırsat” ifadelerini kullandı.
Özerk Yönetim, Suriye’nin iç ve dış muhalif kutupları arasında diyalog ve toplantılar gerçekleştirdi, anayasa, yönetim ve siyasi sistemin oluşum şekli meselelerini gündeme getirdi. Riyad Darar da bu çabaların devam ettiğini söylerken, onları “diyalog atölyeleri ve forumlar aracılığıyla daha fazla ulusal birlik sağlayıp, kadrolar ve gerçek aktivistlerle iletişim kurarak, çıkarlara değil geleceğe bakan bir mıknatıs ve direnç noktası” olarak niteledi. Suriyelilerin değişim taleplerini karşılayan anayasal bir yapı ortaya koymanın hedeflediğini belirten Darar, sözlerini “Meseleyi gözden geçirebilmek için rastgele şekilde ortaya koyulan bu toplantıya katılmamakta fayda var. Biz, zorbalığı sona erdirecek ve tüm Suriyeliler için demokratik bir ademi merkeziyetçiliğinin önünü açacak modern bir anayasaya ulaşma ihtimaline tanık olduğumuz vakte katkıda bulunacağız” cümleleriyle sonlandırdı.
