New York Times editörleri tarafından kaleme alınan “Jim Mattis haklıydı, Şimdi Amerika’yı kim koruyacak?” başlıklı bir analizde ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’in, Başkan Donald Trump’ın kendisini ve kıdemli ulusal güvenlik danışmanlarını bilgilendirmeden aldığı Amerikalı birliklerin Suriye’den çekilme kararının bir gün sonrasında verdiği istifa mektubunda bir dizi dış politika ve savunma meselesiyle ilgili görüşlerinin temelde başkanın görüşleriyle çeliştiğini dile getirdiği belirtildi.
Trump’ın, başta üç ay önce Suriye’deki ABD birlikleri için uzun vadeli bir stratejiden bahseden Ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile diğer ulusal danışmanlarının tümünü bypass ederek açıkladığı tehlikeli geri çekilme kararının daha geniş kapsamlı bir stratejik bağlam veya herhangi bir kamusal gerekçe ile izah edilemeyeceği dile getirilen yazıda , Amerika'nın Orta Doğu'ya olan bağlılığı, küresel bir lider olma istekliliği ve saygınlığı konusunda yeni belirsizliği ortaya koyduğuna vurguda bulunuldu.
Geri çekilme kararının ABD’de büyük bir tepkiyle karşılandığı dile getirilen yazıda askerlerin liderlerini takip etmelerinin ve verilen emirleri yerine getirmelerinin görevi olduğunu ancak bunun için liderlerinin ne yaptığını ve nereye gittiğini bilmeleri gerektiğine dikkat çekildi.
Trump’ın ve yönetiminin yaptığı gibi savaş alanındaki askerlere çelişkili emirler göndermenin Suriye’deki Kürtler gibi müttefik güçleri ve koalisyon kuvvetlerini baltalamakla kalmayacağı dile getirilen yazıda komutanları terkedilen askerlerin ölme ve yaralanma riski ile karşı karşıya bulunacakları dile getirildi.
Savunma Bakanlığı’nın Suriye elçisi James Jeffrey’in geçtiğimiz Pazartesi günü Atlantik Konseyi’nde yaptığı bir konuşmada ABD’nin Suriye’de IŞİD yenilene, İran etkisi bitirilene ve Suriye sivil savaşına politik bir çözüm bulunana kadar kalacağını açıkladığı dile getirilen yazıda, Çarşamba günü Trump’ın “Başkanlığım boyunca Suriye’de bulunmamızın yegane sebebi olan IŞİD’i yendik.” şeklindeki tweetle kendi danışmanlarını ve Amerika’nın çıkarlarını hiçe saydığı belirtildi.
Trump’ın IŞİD’i yendik açıklamasının gerçeği yansıtmadığı, halen Suriye-Irak sınırında 20.000 ile 30.000 arasında teröristin bulunduğunun Jeffrey tarafından bizzat açıklandığı dile getirilen yazıda, hiç kimsenin Amerikalı askerlerin savaş alanında gereğinden fazla bulunmasını istemediği ancak Trump’ın geri çekilme kararı verirken, IŞİD’in yeniden toparlanması ve çekilmenin ardından ABD’yi bölgeye geri getirecek ikinci bir kriz yaratması sonuçlarını düşündüğüne dair bir belirti olmadığı vurgulandı.
ABD’nin geri çekilme kararının, bölgede Amerika etkisini azaltmak isteyen Rus lider Vladimir Putin’e bir hediye olduğu dile getirilen yazıda, bir diğer menfaat sağlayanın da bölgedeki nüfuzunu artıran İran olduğu dile getirildi.
En büyük kaybedenlerden birinin de ABD tarafından ekipman sağlanan ve Irak ve Suriye’de İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı savaştırılan Kürtler olduğu dile getirilen yazıda, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kürtlerin büyük bölümünü terörist olarak gördüğü ve geçtiğimiz günlerde Suriye sınırındaki Kürt bölgelerine yönelik yeni bir operasyon düzenleyeceği tehdidine yer verildi.