Suriye’de 2011 yılının mart ayı ortalarında olayların patlak vermesinden bu yana hükümet kontrolündeki bölgelerde, iki ülke arasındaki çatışma ‘soğuk savaş’ olarak belirdi.
Suriye’deki olaylar, birkaç ay sonra şiddetli bir savaşa dönüşmüş, İran ve Rusya, Şam yanında müdahalede bulunmuş ve medya organları aracılığıyla birçok defa Suriye’deki ilişkilerinin ‘iş birliği’ olduğunu belirtmişlerdi.
Ülkenin güneyindeki Dera ve Kuneytra vilayetleri, Şam kırsalındaki alanlar ve Fırat’ın doğusundaki alanlar İran açısından ‘İran milislerinin konuşlandığı ve Tahran tarafından orduya alındığı’ bölgeler oldu. Diğer yandan ülkenin batısındaki kıyı bölgeleri, orta bölgelerin büyük bir kısmı (Humus ve Hama vilayetleri), kuzeydeki bazı bölgeler ve Şam’ın kırsal kesimleri Rusya’nın etki alanına girdi.
Ülkenin merkezindeki yerel kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada şunları aktardılar.
“Özel güvenlik şirketlerinin ve temsilcilerinin faaliyetleri önemli ölçüde arttı. Devlet çalışanlarının maaşlarıyla kıyaslandığında cazip olan maaşlarla çok sayıda genç göreve alındı. Şirketler yıllardır mevcut. Ama birçok insan onların farkında değil ve tanımıyor. Çoğunluğu isim olarak Suriyeli. Kime sadık olduklarına, kimden destek aldıklarına ve finansmanlarını kimden sağladıklarına gelince; çalışanlarının çoğu alenen Rusya ya da İran’dan geldiklerini söylüyor. Aylardır sokaklarda ve sosyal medyada gençleri bu şirketlerde çalışmaya davet eden reklamlar yayınlanıyor. Aynı şekilde (şirketlerde çalışan) gençler de diğerlerini teşvik ediyor.”
Kaynaklar, birçok gencin yoksulluk ve açlık nedeniyle bu görevleri üstlenmeye koştuğunu belirttikleri açıklamayı şöyle sürdürdüler:
“Fabrikalardaki işçiler ve ticari şirket çalışanları bile işlerini bırakıp bu ‘güvenlik şirketlerinde’ istihdam edildiler. Fabrika maaşları yalnızca ekmek parasına denk geliyor. Bu şirketler, gençlere aylık bir milyon Suriye lirası (yaklaşık 300 dolar) veriyor.”
Wagner Ordusu
Monitor adlı internet sitesi birkaç gün önce, Moskova ve Tahran’ın Suriye hükümetinin kontrolündeki tüm vilayetlerde özel güvenlik şirketleri aracılığıyla nüfuz artırmaya yöneldiğini iddia etti. Siteye göre Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerde kayıtlı 70’ten fazla özel güvenlik şirketi, ‘servetlerin korunması, döviz ve bankacılık’ gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyor.
Monitor, bazı özel güvenlik şirketlerinin de Deyrizor kırsalındaki ‘et-Taym, el-Verd ve eş-Şola’ sahaları gibi Rusya kontrolündeki alanlarda bulunan petrol kurularını korumak için hizmet verdiğini belirtti. Siteye göre bu şirketlerin başında yeni ekonomi sisteminin en önemli yüzlerinden olan Hussam el-Katirci’nin sahibi olduğu ‘Koruma ve Özel Güvenlik Görevleri’ şirketi ve ‘Sanad Koruma ve Güvenlik’ şirketi geliyor.
Medya aktivisti Cemil el-Abid de birkaç gün önce yaptığı açıklamada “Şirket ve Katirci’ye bağlı milisler, başta Deyrizor olmak üzere genel merkezlerine aleni şekilde Rus bayrakları çekiyor” dedi.
Abid, söz konusu şirketlerin mensuplarının, ‘yerel gençleri göreve almak için çalışan’ Rus Wagner güçleri gözetiminde eğitim aldığını vurguladı. Monitor sitesine göre istatistikler, ‘çok sayıda Suriyeli genci cazip maaşlar veren bu ofislerin gözetiminde yerel paralı askerler olarak işe alındığını’ gösterdi. İstatistiklere göre ayrıca ‘söz konusu planın bir parçası olarak da Suriye’deki Rus ve İran çıkarlarını korumak için’ güvenlik bürolarına bağımlılık arttı. Zira yerel unsurlar, yabancı paralı askerlerden daha az maliyetli. Ayrıca yerel unsurlar, yerel halkın doğası hakkında daha fazla bilgi ve tecrübe sahibi. Bu durum da güvenlik bürolarının görevlerini kolaylaştırırken onları ülkede daha güçlü kılıyor. İnternet sitesine göre Humus’taki bir güvenlik şirketi personellerinden biri, “Haseke ve Kamışlı’daki petrol tesislerini, ayda 300 dolara korumak için Rus güçlerle birlikte çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.
Ön Yüz ve Örtü
Yakın tarihli haberlere göre İran Devrim Muhafızları, ülkenin farklı bölgelerinde milis faaliyetleri yürütmek üzere Suriye’de kendisi için çok sayıda özel güvenlik şirketi kurdu. Haberlerde, İran’a bağlı özel ‘güvenlik şirketlerinin’ çoğunluğunun Deyrizor (doğu), Halep (batı) ve Şam bölgelerinde faaliyet gösterdiği aktarıldı.
Deyrizor’dan aktivist Ammar Salih, Devrim Muhafızları tarafından desteklenen şirketlerin, ‘Deyrizor ve Şam’daki dini bölgeleri ziyaret eden İranlı, Iraklı ve Lübnanlı ziyaretçilere güvenlik koruması sağladığını’ söyledi. Salih, şirketlerin ayrıca petrolün transfer edildiği yolları koruduğunu vurguladı.
Haberlere göre Deyrizor kırsalındaki Ebu Kemal şehrinden medya aktivisti Eyhem el-Ali, Devrim Muhafızları’na bağlı Suriyeli güvenlik şirketlerinin arasında ‘Kale Koruma ve Güvenlik Hizmetleri’ şirketinin de bulunduğunu söyledi. Ali, bu şirketin 2017 yılında Ahmed Ali Tahir ve Usame Hasan Ramadan tarafından kurulduğuna dikkat çekti.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) 12 Aralık’ta, Moskova ve Tahran arasında çatışma yaşandığını açıklamıştı. SOHR’un açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Bu çatışma genel olarak tüm Suriye topraklarında yaşanıyorsa, Suriye’nin güneyinde ve özellikle Fırat’ın batısında yoğunlaşıyor demektir. Rusya ve İran, Dera’da mutlak kontrolü ele geçirmek için rekabet ediyorlar. Rusya, ilk olarak desteklediği Beşinci Kolordu’nun etkisini güçlendirmeyi, onu vilayette büyük bir güç olarak göstermeyi sürdürüyor.”
Diğer yandan SOHR’a göre İran, Dera’nın kuzeyindeki 313. Tugay’daki ‘Seraya el-Arin’ gibi kendisine ve Hizbullah’a bağlı gruplar aracılığıyla Sayda, Dail ve İzra’dan gençleri kendi saflarına katmaya devam ediyor. SOHR, bu gençlerin Dera’nın doğusundaki Lacat bölgesinde eğitim kurslarına katıldığını bildirdi.
Suriye’nin işgal altındaki Golan Tepeleri sınırına yakın bir bölgede Lübnanlılar (Hizbullah), sorunlu ve yedek hizmetleri hususunda rejimin güvenlik organlarından kaçan gençleri kendisine çekerek Kuneytra’daki etkisini güçlendirmeyi planlıyor. Gençler, iş imkanlarının olmamasıyla kötüleşen yaşam koşulları nedeniyle dış taraflara daha fazla kayıyor.
SOHR, Fırat Nehri’nin batısıyla ilgili olarak ise Deyrizor’un doğu kırsalındaki Meyadin’den Ebu Kemal’e kadar uzanan bölgede İran lehine göreve alma faaliyetinin devam ettiğini bildirdi. SOHR’a göre Rusya, İran’ın bölgedeki rolünü doğrudan ve dolaylı olarak sınırlandırmaya çalışıyor. Rusya, kendisine ve Suriye rejimine sadık milislerin de katılımıyla sürekli güvenlik kampanyaları ve İran’ın etkili olduğu bölgelere de periyodik ziyaretler gerçekleştiriyor.
SOHR, Rus güçlerin ilk karargahlarını Irak ile sınırda, Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ebu Kemal şehrinde açtığını aktardı. Açıklamada güçlerin, Ebu Kemal şehrindeki bir turistik otelin binasına yerleştirildiği ifade edildi.
SOHR'a göre Suriye’nin güneyinde İranlıların safında savaşan gönüllülerin ve Tahran yanlısı milislerin sayısı 8 bin 600’ü geçti. Aynı şekilde İran güçleri ve milislerinin saflarına yeni katılan, farklı yaşlardaki Suriyeli gençlerin sayısı da son zamanlarda 7 bin 450’ye ulaştı.
Eski Yasak
1970’li yılların başından 2000’li yıllara kadar Suriye’nin eski Devlet Başkanı Hafız Esed’in iktidarı sırasındaki hükümetin güvenlik şirketlerinin izinlerini engellemesi dikkat çekici bir durum olarak değerlendiriliyor. Güvenlik makamları devlet güvenliğinin sağlanmasından sorumlu organ olarak faaliyet gösterirken İçişleri Bakanlığı da devlet kurumlarının korunmasından sorumlu organ olarak kaldı.
2000 yılında Beşşar Esed’in iktidara gelmesi, özel sanayi ve ticaret kuruluşlarının ortaya çıkması, yabancı yatırımların başlaması ve Suriye pazarının açılmasıyla birlikte bu şirketlere olan ihtiyaç da arttı. Güvenlik görevlilerine, büyükelçiliklere ve uluslararası kuruluşlara olan talep arttıkça çok şirket büyüyen sektörlere yatırım yapmaya teşvik edildi. Ancak Suriye’deki özel güvenlik şirketleri için bir izin yasası ve kurulmalarına izin veren açık bir kanunun olmadığından söz konusu şirketler, valilik ve Ticaret Bakanlığı’ndan ticari kuruluş olarak ruhsat alıyordu. Bu şirketler ayrıca İçişleri Bakanlığı’na bağlı Siyasi Güvenlik Daire Başkanlığı’nın da onayına sahipti.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Koruma Dairesi Başkanı Tümgeneral Assam Ebu Fahr, Esed’in Ağustos 2013’te çıkardığı ‘özel koruma ve güvenlik hizmetleri şirketlerine ruhsat verilmesi’ kararnamesi uyarınca 2017 yılında özel güvenlik şirketi sayısının 11’e ulaştığını açıkladı. 2018’de de artan ruhsatlı özel güvenlik şirketi sayısı 2019’da 75’e ulaştı.