Maraş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerle ilgili yaşanan süreci değerlendiren Parti ve STK’lar, yaptıkları ortak açıklamada, “Gerçek can kayıpları ve maddi hasarların, depremin psikolojik tahribatlarının daha büyük ve korkunç boyutlarda olduğuna kuşku yoktur” ifadelerine yer verdi.
Depremin Afrin ve Halep’te de büyük bir felakete yol açtı dile getirilen açıklamada, şu hususlara dikkat çekildi:
“6 Şubat’tan bu yana, Türkiye Devleti’nin depreme maruz kalan bölgelere dair olması gereken boyutta ve zamanında görevlerini yerine getirmediği açıktır. Özellikle de depremin ilk 3 gününde, enkaz altındakilerin kurtarılmasında olsun, mağdurlara yardımların ulaştırılmasında olsun, devletin tüm kurum ve kuruluşları bir koordinasyonsuzluk, vurdum duymazlık, ihmal, başı bozukluk içindeydiler; devlet sahada yoktu. Ayrıca, depremin ilk 3 gününde, Türkiye Devleti, kendisi dışında, birçok kurum ve şahsiyetin kendi imkanlarıyla deprem mağdurlarının yardımına koşmalarına engel oldu. Şimdi de bir çok bölgede bu tür engellemeler devam etmektedir.”
“Depremin yol açtığı mağduriyet daha da katlandı”
Açıklamada, “Türkiye Devleti, deprem mağdurları için gönderilen birçok yardımın Afrin, Cinderes ve Halep’e ulaşmalarına engeller çıkarmakta, bu da can kayıplarının ve mağduriyetlerin daha da artmasına yol açmaktadır. Devletin bu tutumuna; kar, yağmur ve ağır kış koşulları da eklenince, depremin yol açtığı mağduriyet daha bir katlanmıştır” denildi.
“Birçok ülke deprem mağdurlarının yardımına koştu”
Kürt kentlerinde, Türkiye’de ve diasporada büyük yardım kampanyalarının başladığını anımsatan parti ve STK’lar, şu hususlara dikkat çekti:
“Birçok dünya devleti deprem mağdurlarının yardımına koştu. Kürdistan Bölge Hükümeti ve Güney Kürdistan halkı, Kuzey ve Rojava Kürdistanı ile Türkiye ve Suriye’deki deprem mağdurlarına yardım ulaştırmak için çok boyutlu bir çalışma yürütmektedirler. Deprem felaketinde mağdurlara, halklarımıza nakdi ve maddi yardıma koşan tüm devletlere, uluslararası kuruluşlara, sivil toplum ve yardım kuruluşlarına, şahsiyetlere, şirketlere teşekkür ediyoruz.”
“Depreme dayanıklı binaların inşası için stratejik merkez kurlmalı”
Açıklamada, “Depremin yol açtığı can kayıpları ve yıkımların en büyük sorumlusunun, bütün kurum ve kuruluşlarıyla, bakanlıklarıyla, belediyeleriyle bizzat devletin kendisi olduğu açıktır” denildi. Kürdistan ve Türkiye’de depremin yol açtığı felaketlerin önüne geçmek için, öncelikle, keyfi, aşırı merkeziyetçi, ranta dayalı, kayırmacı, günü kurtarmaya odaklı otoriter ve anti demokratik yönetim anlayışı terk edilmelidir. Depreme dayanıklı binaların inşası için stratejik bir merkez oluşturulmalıdır” denildi.
“Temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarına zam yapmamalılar”
“Deprem mağdurlarına yardım ve deprem bölgesinin inşası için yapılan tüm çalışma ve tedbirler, bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi anlayışından uzak bir yaklaşımla yapılmalıdır” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Depremden zarar gören halkımızın ve özellikle de genç nüfusun yerini yurdunu terk etmemeleri, göç etmemeleri ve kendi şehirlerinde kalabilmeleri için, çok kapsamlı ve etkili bir çalışma organize edilmelidir. Bu amaçla, halklarımızı, yerel ve uluslararası tüm ilgili kesimleri, kurumları, deprem mağdurları için insanca yaşayabilecekleri yaşam alanlarının ve çalışabilecekleri yerlerin temini için; ekonomik yardım ve destek için seferber olmaya çağırıyoruz. Hiçbir kurum, kesim, şahıs, çevre, bu deprem felaketini kendi çıkarları için bir fırsat olarak görmemeli, halkın mağduriyetini istismar etmemeli; kira artışlarından, temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarına zam yapmaktan uzak durmalıdırlar.”
Parti ile STK’lar “Tüm maddi kaynakları savaş ve silah yerine, deprem riskini asgariye indiren sağlam ve güvenli kentlere aktarmak için, savaşa ve silaha yapılan harcamalara son verilmeli; Kürt, Kürdistan meselesinin siyasi, demokratik yol ve yöntemlerle çözüm yolunun açılması için Kürt milletinin en temel acil talepleri kabul edilmelidir. Türkiye Devleti, OHAL ilanıyla, deprem mağdurlarına yapılacak olan yardımların önüne geçemeyeceğini; Kürdistan özgürlük davası ile Türkiye’deki özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesini engelleyemeyeceğini bilmelidir” dedi.
Açıklamanın devamında “Tüm uluslararası kuruluşları, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’ni deprem mağdurlarına yardım için daha ciddi ve etkili çalışmalar yürütmeye ve mağdurlara yardım konusunda daha hızlı ve sonuç alıcı çalışmalar yapması için Türkiye Devleti’yle daha güçlü bir diyalog geliştirmeye çağırıyoruz” denildi.
Açıklama şu parti ve STK’lar tarafından yapıldı:
Azadi Hareketi
Azadi Partisi
DBP (Demokratik Bölgeler Partisi)
DDKD (Devrimci Demokrat Kürd Derneği)
DTK (Demokratik Toplum Kongresi)
HDP (Halkların Demokratik Partisi)
KKP (Kürdistan Komünist Partisi)
Kürt Kadınlar Platformu
PAK (Kürdistan Özgürlük Partisi)
PDK (Kürt Demokrat Partisi)
PDK-BAKUR (Kürdistan Demokrat Partisi-Kuzey)
PDK-T (Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi)
PİA (İnsan ve Özgürlük Partisi)
PSK (Kürdistan Sosyalist Partisi)
TDK-TEVGER (Kürdistan Demokratik Hareketi)