Noam Chomsky’nin “Karanlık Çökerken Umutsuzluğa Karşı İyimserlik”,Wright Mills’ın “İktidar Seçkinleri”,Daniel Defoe’nun “Robinson Crusoe”,Antoine de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens”, James Matthew Barrie’nin “Peter Pan”, Mark Twain’ın “Tom Sawyer” , Namık Kemal Dinç’in “Kanatların Gölgesinde Şengal Dile Gelirse”… Bunlar Diyarbakır D Tipi Cezaevinde yatan bir grup mahkuma gönderilen kitapların listesi. Cezaevinin İdare ve Gözlem Kurulu, yasa gereği, kitapları mahkumlara vermeden önce inceledi. Yapılan incelemenin sonunda bu kitaplar sakıncalı bulunarak, cezaevine alınmadı.
Kurul, “kurum güvenliğini tehlikeye düşürebileceği” ve “şifreli haberleşmeye yol açabileceği” gerekleriyle kitapların alınmadığını açıkladı. Kurulun aldığı karar şöyle: “Ekli listede bulunan yayınların yapılan incelemeler sonucu ders kitabı olmadığı, şifreli ve kontrolsüz haberleşmeye yol açıp kurum güvenliğini tehlikeye düşürebileceği, ayrıca OHAL süresince terörle mücadele kapsamında kurumumuza gelen yazılarda belirtildiği üzere terör suçunda bulunan tutuklu ve hükümlülere dışarıdan gelen yayınlar aracılığıyla şifreli ve kontrolsüz haberleşme sağlayabileceği anlaşıldığından hükümlü ve tutuklulara verilmemesine oy birliğiyle karar verildi.”
Amerika\'nın sesine konuşan aileler kitapların kendilerine iade edildiğini söyledi. Cezaevine alınmayan kitaplar arasında İngilizce sözlüklerin de bulunduğunu ifade eden aileler, kitapların alınmaması konusunda yetkililerin genel bir tavrı olduğu görüşünde.
Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu Üyesi Avukat Öykü Çakmak ise kitapların alınmamasının 2016 yılındaki bir genelgeye dayandırıldığını söyledi. Çakmak, “Genelge Diyarbakır’daki cezaevlerinde 2-3 aydan fazladır uygulanıyor. Dışarıdan hiçbir şekilde kitap alınmıyor, alınacaksa da kendi kütüphanelerinden, o da en fazla 10 tane alınabiliyor. Mahkumların önemli şikayetlerinden biri buydu. Kitap yasağının kamu yararına bir yöne olamayacağını düşünüyoruz. Neredeyse kötü muamele noktasına varacak bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Sıkıntılı ve yanlış olduğunu düşünüyoruz. Politik içerikli ya da bilimsel içerikli kaynaklar da alınmıyor. Kitap devlet açısından bir fark teşkil etmiyor. Orada esas amaç politik veya siyasi içerikli kitapların alınmaması olsaydı, ifade ederlerdi, kitap listesi yayınlanırdı. Bütün kitaplara karşı düşmanlık söz konusu olduğunu düşünüyoruz. İktidarın esas gayesi insanların içlerini boşaltabileceği kadar boşaltmak. Bunun en iyi yolu kitaplardan, bilgiden, düşünceden uzaklaştırmaktır ” dedi.