Diyarbakır’ın Sur ilçesinde tarihi Japon Pasajı içerisinde oyuncak helikopter tamiri yapan 40 yaşındaki Nesih Cengiz, çocukluktan beri pilot olma hayaliyle yaşadı. Bütün çabalarına rağmen bir türlü pilot olma hayalini gerçekleştiremeyen Cengiz, bu sevdasının peşini bırakmadı. Yıllar sonra küçük bir atölye açıp oyuncak helikopter tamirciliğine başlayan Cengiz, kendi hayalini gerçekleştiremediğini, tek isteğinin çocuklarının hayallerinin gerçekleşmesi olduğunu, çocukların yüzündeki mutluluk ifadesinin kendisi için dünyadaki en güzel mutluluk olduğunu söyledi.
Helikopter ve uçaklara ilgisinin çocuk yaşlarda geliştiğini belirten Cengiz, “Bu hobiye küçüklükten beri başladım. Tabi her şey merakla başlıyor, merakla gelişti. Uçma hayali var. Pilot olma, uçakları inceleme. Böyle hayallerimiz vardı küçüklükten beri. Hatta bunun dergilerini aldım. Bilim teknik kitapları vardı o zaman kartal uçuşu, maket uçağı yapma, planörlerle ilgili. Zamanla bunu geliştirdik, peşini bırakmadık. Devam etti bu merak. Zevk alıyordum, mutlu oluyordum uğraşırken. Tabi zamanla bu hobi dünyada da gelişti. Bu uçağın motorlusu, kumandalısı falan çıkınca tabi bende daha da merak uyandı. Onlarla uğraşmaya başlayınca bu sefer tamire döktük. Tabi biz hayalimizi gerçekleştiremedik. Bir pilot olamadık. Pilot olma hayalimiz vardı gerçekleştiremedik. Sonra dedik hiç olmazsa bu küçük çocuklar mutlu olsun. Biz yapamadık onların kırılan oyuncaklarını tamir ederek mutlu olsunlar. Biz de ufak tefek tamir ediyoruz” dedi.
Geçtiğimiz yıl Sur’da yaşanan olaylar sırasında çok zor günler yaşadıklarını hatta bir kısım malzemelerini kaybettiğini vurgulayan Cengiz, sözlerine şöyle devam etti:
“Tabi Sur’da büyük sıkıntılar yaşadık ama yine pes etmedik. Şuanda yavaş yavaş yine devam ediyoruz. Bozulan oyuncakları bize getiriyorlar biz de ufak tefek tamir etmeye çalışıyoruz. Buna geçim olarak bakmıyoruz tabi zaten öyle kazançlı bir şey de değil. Yaptığımız işlerin yanında bunu da devam ettiriyoruz Sur’da. Yalnız burada hep para değil de biraz da hobi tarzında şeyler teşvik edilmeli gençlere, insanlara. Mesela Sur turistik bir bölge, Diyarbakır turistik bir bölge. Kapadokya’da sıcak hava balonlarıyla insanları, turistleri uçuruyorlar. Burada da yapabilir bu, neden olmasın? Bunun yanında yamaç paraşütü, planörler, uçurtmalar olur. Biraz artık kabımızı kırmamız lazım. Sıkıntı olmaz yani biraz da insanların, gençlerin, çocukların mutlu olması lazım. Buna öncülük etmemiz, bir yerden muhakkak başlamamız lazım. Biz hayallerimizi gerçekleştiremedik bari bizden sonrakiler hayallerini gerçekleştirsin. En azından uçabilsinler rahat rahat. Bunu yapabilsinler, bu güzel bir şey. Hobi bir insanı mutlu eder. Dileğimiz bu; bizden sonrakiler bari mutlu olsunlar. Biz de kah mutlu kah hüzünlü geçiriyoruz ama olsun artık mutluluk olsun.”
Oyuncak tamirciliğinin bütün tamirciliklerden önde geldiğini belirten Cengiz, “Oyuncak geliyor mesela en mutlu olduğum an o oyuncağı tamir edip çocuğa verdiğim zaman yüzündeki ifadedir. Mutluluk odur. En güzel mutluluk odur. Bu uçak olur, kamyon olur veyahut başka bir şey olur bozuk halde tamir edip verdiğin zaman çok mutlu oluyor çocuk. En değerli an o andır. Her gelen muhakkak söylemiştir ‘Bunun tamircisi de mi var?’ Bence oyuncak tamirciliği bütün tamircilikten daha önde geliyor. Buzdolabın bozulduğu zaman gidip onu tamir ediyorsun ama çocuğu düşünmüyorsun. Çocuğun parası yok çünkü. Çocuk gidip tamir edemez ancak sen tamir edersin. Düşünsenize çocuğun parası yok ama oyuncağı bozulmuş ne kadar üzüntülü bir halde. Buzdolabın, bilgisayarın, cep telefonun bozulduğu zaman cebinde paran var gidip yapıyorsun ama çocuğun yok" diye konuştu.
Oyuncakları tamir ettikten sonra çocukların çok farklı sevinç tepkileri verdiğini belirten Cengiz, “‘Oley’ diyen var. ‘Teşekkür ederim’ diyen var. Demese bile belli ediyor zaten tüm her şeyiyle. Geldiği zaman farklıdır, tamir edip uçurduğun zaman eline verdiğin zaman, kullandığı zaman uçuyor adeta. Sanki sıfırdan tekrar bir oyuncak almış gibi” dedi.