Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre, Sur ilçesinin Melik Ahmet Mahallesi’nde 3 Nisan günü Ergün Arslan'ın (40) kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla aynı mahalledeki gençler tarafından dövülerek öldürülmesiyle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlandı.
İddianameye göre, olaydan üç gün önce Ergün Arslan parkta otururken bir kız çocuğu annesine giderek fotoğrafının çekildiğini söyledi. Kızın annesi de durumu mahalledeki gençlere anlattı.
Bunun üzerine parka giden mahalledeki gençler Arslan'ı yakaladı. Arslan 6 kişi tarafından feci şekilde dövüldü, bıçaklandı.
Adli tıp raporu vahşetin boyutunu gözler önüne serdi
Kamera kayıtlarının incelenmesinde sanıkların Ergün Arslan’ı tacizci olduğu iddiasıyla döve döve Emniyet Ekipler Amirliği önüne kadar getirdikleri bildirildi.
Görüntülerin incelenmesinde Ergün Arslan'ın kollarını tutan ve döven kişilerin kamera kayıtlarıyla tespit edilen sanıklar oldukları ifade edildi.
6 sanığın Arslan'ı döve döve linç ederek öldürdükleri kaydedildi. Adli Tıp Kurumunca yapılan otopsi raporu ise vahşetin boyutunu gözler önüne serdi.
Raporda şu ifadeler yer aldı: “Koltuk altında bıçak yarası, her iki kalçada derin bıçak yarası, darp sonucu ağzındaki dişlerin yerinde olmadığı, burunda, dudakta yoğun kanama, burun ve burun kanatlarında aşırı morarma, sol diz altında yaralanmaya bağlı morarma ve kanama, vücutta aşırı yaygın kan bulaşması.”
Sanıklar üç maymunu oynadılar
Kamera kayıtlarından kimlikleri tespit edilen yaşı 18'den küçük olan E.H.T ifadesinde, “Olay günü M. ile birlikteyken S.D'nin tacizci bir adamı dövdüğünü söyledi. Bizde olay yerine gittik. S.D. adamı bıçakladı. Kalçasından bıçaklanan Ergün Arslan kaçmaya çalışınca biz de onu yakalamaya çalıştık. Sonra S.D. onu tekrar yakaladı ve bu kez sol koltuk altından bıçaklayıp kaçtı. Ben ve B.E. adamın koluna girip onu polis noktasına götürmek istedik” dedi.
“Hem bıçaklandı hem dövüldü”
Sanık M.M. ise, “E.H.T. ile birlikte olay yerine gittik. Adamın burnundan yoğun kanlar geliyordu. E.H.T. adamı polislerin yanına götürmek isterken tokatladığını, S.B.'nin de tekme attığını gördüm, ancak kimin bıçakladığını görmedim” dedi.
S.D. ise suçlamaları kabul etmeyerek, “Kalabalık bir grup adamı darp ediyordu. Sanık B.E.'nin elinde tesisat anahtarı vardı. Onu karakola götürmek istediler, kimin vurduğunu görmedim” dedi.
Sanık S.B. ise, “Ben internet kafeden çıktıktan sonra mahalledeki kalabalığı gördüm. Olay yerine gittiğimde S.D. ile H.İ.P.'nin adamı dövdüğünü gördüm. Adamın koltuk altındaki bıçak yarasını gördüm, ama kimin bıçakladığını görmedim. Kamera kayıtlarında gösterilen kişi benim” dedi. Sanık B.E. de, E.H.T ile S.D.'nin ölen adamı darp ettiklerini gördüğünü belirterek, “S.D.'nin elinde bıçak vardı. Ölen adamın sol koltuk altına bir bıçak darbesi vurdu. Muhtarın gelmesiyle adamın koluna girip polise götürmek istedik” dedi.
Küçük kıza teşhis yaptırıldı : Bu kişi değildi
Tacize uğradığı ileri sürülen küçük kızın da tanık olarak alınan ifadesinde, tanımadığı bir kişinin kendisine “Terbiyesiz, telefonumu çıkarıp senin fotoğrafını çekeceğim” dediğini, ancak herhangi bir tacize uğramadığını söyledi.
Bu durumu da eve gidince sadece annesine anlattığını başka kimseye söylemediğini belirtti.
Polisler linç edilerek öldürülen Ergün Arslan'ın fotoğrafını kız çocuğuna gösterip, “Senin fotoğrafını çekmek isteyen kişi bu muydu?” diyerek teşhis yapmasını istedi.
Kız ifadesinde kendisini taciz ettiği iddia edilen kişinin Ergün Arslan olmadığını söyledi. İddianamede 3'ü tutuklu 6 sanığın spontane gelişen olayda daha sonra fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri vurgulandı.
Sanık S.D'nin elindeki bıçakla Ergün Arslan'ı bıçakladığı, diğer sanıkların da tekme ve tokat şeklinde adamı döverek öldürülmesine neden oldukları için kasten adam öldürme suçundan ayrı ayrı cezalandırılmaları istendi.
Elindeki tesisat anahtarıyla dövmüş
Sanık B.E.'nin de elindeki metal tesisat anahtarıyla adamı döverek linç girişiminde yer aldığı belirtilen iddianamede Ergün Arslan'ın maruz kaldığı şiddet sonucu ölümüyle sanıkların saldırısı arasında illiyet bağı bulunduğu kaydedildi.
Sanığın her ne kadar adamı dövmeyip bilakis polise götürüp yardım ettiğini belirmiş ise de, Sulh Ceza Hakimliğindeki ifadesinde ölenin kafasına yumruk, yüzüne tokat attığını itiraf ettiği hatırlatıldı.
Görüntülerde yaralı adamın ayağa kalkıp kaçmaya çalıştığı esnada sanık B.E'nin ölenin kolundan tutarak polise götürmek istediği iddiasının hayatın olağan akışına ters olduğu, polise götürmek yerine olay yerine polis veya ambulans çağırabilecekken bunu yapmayıp darp ederek ölümüne neden olduğu ifade edildi.
Sanıklar her ne kadar ifadelerinde ölen adamın küçük kızı taciz ettiği için dövdüklerini belirtmiş olsalar bile adamın kızı taciz eden kişi olmayıp masum olduğu vurgulandı.
“Hayvanseverdi, bir karıncayı bile incitmedi”
Eşinin hayvan sever olduğunu belirten Azize Arslan, “Sokak hayvanlarına karşı duyarlıydı. Kedisi öldüğünde günlerce etkisinden çıkamamıştı. Bir karıncayı bile incitmedi. Eşim haksız bir şekilde linç edilerek öldürüldü, sonrasında da masum olduğu ortaya çıktı” diyerek eşini katledenlerden şikayetçi olduğunu söyledi.