Kürdistan gazetesine konuşan ENKS Başkanı Siud Mela, Rojava’daki gelişmelerin yanı sıra ENKS ile Kürt Ulusal Birliği Partileri arasındaki görüşmeler ve Suriye’deki sorunları değerlendirdi.
Mela, ENKS ile PYNK arasında gerçekleşen diyaloğu yürüten komitenin daha büyük ve hızlı karar alabileceğini ifade ederek, fakat tutuklular sorunu ile PKK’nin Kürtlerin kaderini belirlemede meseleye müdahil olmasının engel çıkardığını söyledi.
ENKS Başkanı Suid Mela, Rojava’daki parti sayısının artması konusunda şunları söyledi:
"2011 yılında bütün partilerin bir çatı altında toplanmasını istediğimiz zaman 10 parti vardı, PYD ile birlikte 11 parti olduk. Suriye rejimi, barışçıl devrimine askeri güçle karşılık verince Kürtleri bölmek için Kürt hareketlerinin içerisine girdi. Bu konuda hem ENKS hem de PYD suçludur. Her ikisi de partileri kendi yönüne çekmek istedi. Böylelikle bölgede parti sayısı yüze ulaştı” dedi.
Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların başta Afrin olmak üzerine diğer bölgelerde kontrolü sağlamasına yönelik ise Mela şunları söyledi:
"Biz ENKS olarak Afrin, Girê Spî ve Serêkaniyê'deki insanlık dışı eylemleri en başından beri kınadık ve silahlı grupların bu bölgelerden çekilmesi çağrısında bulunduk. Uluslararası topluma birçok mesaj gönderdik. Bu silahlı grupların çoğu Suriye Muhalefet Koalisyonu adı altında bölgeye girdi. Suriye muhalefeti de bu gruplarla birlikte olmadığını açıkladı. Serêkaniyê’nin işgali sırasında biz Türkiye ve Suriye muhalefetiyle görüşmek için bir heyet gönderdik. Bu sorunların hem Kürtler hem Suriye hem de Türkiye’nin menfaatine hizmet etmediğini söyledik.”
Siud Mela ayrıca, Türkiye’nin desteklediği silahlı grupların Afrin, Serêkaniyê ve Gre Spi’de gerçekleştirdikleri hak ihlalleri için Suriye muhalefetiyle bir araya gelerek gereken bütün delilleri kendilerine teslim etmemelerine rağmen, silahlı kişilerin muhalefetin kararını ciddiye almadığını söyledi.
Kürt Diyaloğu
ENKS Başkanı, ENKS ile PYNK arasındaki Kürt birliği için devam eden diyaloğa ilişkin değerlendirmelerde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“En önceliğimiz Kürt birliğidir. Bunlar bizim inançlarımız ve hedeflerimizdir. Biz her zaman birliği talep edeceğiz. Kürt birliğinden yanayız ve bu amaçla Kürt Ulusal Konseyi’ni kurduk. PYD, ENKS'ye katılmadı ve kendi başına bir program oluşturdu. Herkes biliyor ki biz ve PYD aynı düşüncede değiliz. Afrin işgalinden sonra Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Komutanı Kürt hareketini birleştirmeyi teklif etti. Biz ENKS olarak bu girişimi memnuniyetle karşıladık. Ancak PYD'nin ve Özerk Yönetim'i kontrol eden bazı kişiler bu duruma olumlu bakmadı ve bu girişimi hoş karşılamadılar. Daha sonra ABD ve Fransa’nın isteği üzerine Kürtlerin birlik olması için girişimler oldu ve görüşmeler bu şekilde başladı.”
ENKS Başkanı sözlerine şöyle devam etti:
“Bir diyalog başlattık ve müzakere komitelerini kurduk. Bu komiteler büyük ve hızlı kazanımlar elde edebilirdi, ancak mahkumlar sorunu ve Rojava’daki halkımızın kaderini belirlemede PKK'nın müdahil olması bunun önünde en büyük iki mesele olarak görülüyor. Ayrıca eğitim, askeri ve sosyal sorunlar gibi başka konular da var. Bu sorunları ele almayı önemli buluyoruz.”
ENKS’nin öncülüğünde kurulan Barıi ve Özgürlük Cephesi'nin Suriye’deki iç savaştan bu yana ilk defa bir hareketin; Arap, Kürt, Süryani ve bütün Suriyelileri tek çatı altında birleştirdiğini ifade eden Siud Mela, demokratik bir Suriye Parlamentosu'nu inşa etmek için çalıştığını söyledi.
Mela ayrıca, “Suriye’deki bütün bileşenler ve siyasi güçler Barış ve Özgürlük Cephesi'ne katılması, Kürt diyaloğunu ve Cenevre görüşmelerini desteklemesi için çalışacağız” dedi.
Rojava’nın mevcut durumu üzerine ve bölgenin karşı karşıya kaldığı tehlikeye de dikkat çeken ENKS Başkanı Sudi Mela, sözlerini şöyle tamamladı:
“Suriye’deki durumlar genel olarak çok hassas ama Kürt Bölgesi’nin özel bir durumu söz konusu. Birleşmiş Milletler ve ABD Rojava’dan çekilirse hem Türkiye hem de Suriye rejimi tarafından büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağız. Kürt bölgelerine yönelik büyük bir düşmanlık var. Bu nedenle siyasi bir çözümle demokratik ve kapsayıcı bir Suriye’nin inşa edilmesi gerekiyor. Bu da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı ile yerine getirilmesi lazım. Bunun dışında askeri çözümler kaderimizi belirsiz bir duruma götürecek."
