HDP Merkez Yürütme Kurulu, son günlerde yaşananlarla ilgili dört maddelik açıklama yaptı.
“Kara propaganda ile sonuç alamayacaksınız” başlıklı açıklamada, “İktidar sözcüleri ve medyası tarafından partimize yönelik oluşturulmaya çalışılan algı operasyonu ve kara propagandayı kesinlikle reddediyoruz. Bu kara propagandanın hukuken ve politik olarak ağır bir suç olduğunu bir kez daha vurguluyoruz” denildi.
"Kulp'ta Yaşanan Saldırıyı Açıkça Ve Sert Bir Şekilde Kınadık"
Açıklamanın ilk maddesinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde yaşanan saldırıya ilişkin, “Diyarbakır Kulp’ta yaşanan saldırıyı açıkça ve sert bir şekilde kınadığımız 13 Eylül tarihli Eş Genel Başkanlarımızın açıklamasında ‘Bu asla kabul edilemez durumun acilen ve en etkin biçimde soruşturulması için gerekli adımların atılmasını, sorumluların bulunmasını yetkililerden talep ediyoruz. Bugün ilçe başkanımızın gözaltına alınması ve Belediye Eş Başkanımızın evinin basılması ciddi bir soruşturma yerine yeni bir algı operasyonu peşinde olunduğuna dair ilk işaretlerdir’ demiştik. Nitekim bu yöndeki algı operasyonu ve atılan adımlar konunun iktidar tarafından gayri ciddi ve gayri meşru bir şekilde ele alındığını göstermektedir.
Annelerin, HDP Diyarbakır il binası önündeki eylemini konu alan açıklamanın 2’inci ve 3’üncü maddelerinde, “Diyarbakır il binamızın önünde annelerin yaptığı oturma eylemi karşısındaki saygılı tutumumuz iktidarın aczini ve fütursuzluğunu artırmıştır. Emniyet Güçlerinin açık desteği ile sürdürülen bu oturma eylemine, Barış Annelerine ve Cumartesi Annelerine her türlü hukuk dışı ve insanlık dışı saldırıları yapan İçişleri Bakanı’nın katılması da, hazırlanan provokasyonun iktidar kaynaklı olduğunun açık bir göstergesidir.
Meclis’teki partilere yönelik ‘Gelin Meclis’te hep birlikte bu sorunların çözümü için adımlar atalım’ çağrımıza AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘hayır’ cevabını vermesi de bu iktidarın demokrasi ve hukuktan ne anladığının bir diğer göstergesidir. ‘Bu işi Meclis’e taşımak suretiyle kendilerini meşrulaştırma gayretine prim vermeyiz’ ifadesini kullanan Erdoğan, Meclis’i ve meşru demokratik siyaseti tanımadığını söylemektedir.
Diyarbakır il binamız önündeki oturma eyleminden sonra, partimize yönelik saldırıların ivme kazandığı bir süreçte ‘Teröre Tepki Yürüyüşü’ adı altında provokatif mitingler düzenlenmektedir. Elbette her yurttaşın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapması anayasal bir haktır. Ancak doğrudan partimizi hedefleyen bu gösterilerin iktidar tarafından örgütlenmesi kara propagandanın parçasıdır." denildi.
"Leyla Güven'in Konuşmasından Bir Bölüm Koparılarak Linç Vesilesi Olarak Kullanılması Kabul Edilemez"
Açıklamanın son maddesinde ise, HDP Milletvekili Leyla Güven’in tartışılan sözleri değerlendirildi: “Hakkari vekilimiz Leyla Güven’in, yaptığı konuşmanın içinden bir bölümün bağlamından koparılarak bir linç vesilesi olarak kullanılması da asla kabul edilemez. Leyla Güven, barış ve çözümün gerçekleşmesinin önemine vurgu yaptığı konuşmasında, bunun olmaması durumunda yaşanacak olumsuzluklara işaret etmiştir. Barış ve çözüm amaçlı bir konuşmanın tam tersi bir suçlamayla karşılanması da kara propagandanın bir parçasıdır.
"Demokratik Tutumumuzu Sürdüreceğiz"
Bir kez daha vurgulayalım ki, tüm bunlar karşısında demokratik siyaset konusundaki kararlı tutumumuzu sürdürmekten bir an bile geri durmayacağız. Bizler fikirlerimize güveniyoruz. Yaptığımız demokratik ve çözüm odaklı önerilerden vazgeçmiyoruz. HDP, umudun ve cesaretin adresidir. Dün olduğu gibi bugün de yılmayacak, kararlı bir şekilde demokratik tutumumuzu sürdüreceğiz”.