Koşanları polis sandım, vurmadım

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi\'nin katledildiği gün olay yerinde görevli olan ve YDG-H militanlarının açtığı ateş sonucu yaralanan polis memuru, o gün yaşananları anlattı.
10.12.2015, Per - 08:26
Koşanları polis sandım, vurmadım
Haberi Paylaş

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi öldüren kurşunun hangi silahtan çıktığına yönelik araştırmalar sürerken, Ankara’ya gönderilen deforme mermi çekirdeğinin olay yeriyle bağlantısı zayıf bir bölgede bulunduğu ve Elçi’yi öldüren kurşun olma ihtimalinin zayıf olarak görüldüğü kaydedildi.

Kameraların da kaydettiği ve YDG-H\'lilerin sokaktan koşarak uzaklaştığı anları anlatan polis memuru, o gün orada görevli olan tüm polislerin sivil olarak görev yaptıkları için koşan iki kişiyi önce polis zannettiklerini, arkada koşan kişinin kendilerine ateş açması üzerine ise 6-7 el ateş ettiğini söyledi. O noktada bulunan üç polisin ise ateş edip etmediğini bilmediğini belirten polis, “Arkada elinde silah olan kişi, beni geçtikten 10 metre sonra beni görmeden silahını ateşledi. Silahlı bulunan sağ eli geri vaziyetteyken beni vurdu” dedi.

‘Sokak güvenli değildi’

Sadece sicil numarasi ile şikayetçi sıfatıyla savcılığa ifade veren polis, ifadesinde şunları anlattı:

Yenikapı Sokak’ta açıklama yapılacağının amirler tarafından bildirilmesi üzerine dört polis olarak iki ekip halinde saat 10’da buraya gittik. Sokakta Foto Film Şubesi’nde görev yapan iki, İstihbarat Şube’den iki polis ile yaklaşık 8-9 kişi civarında Güvenlik Şube’den arkadaşlarım vardı. Elçi’nin açıklamaya başlamasından sonra sokağın güvenli olmamasından dolayı Dört Ayaklı Minare ile Gazi Caddesi arasındaki caminin önüne geldik.

Açıklama bittikten sonra Balıkçılarbaşı yönünden silah sesleri duyduk. Bunun üzerine üzerimde taşıdığım CZ 75 marka beylik tabancamı çıkartarak, ağzına mermi verdim. 10-15 saniye içinde meydan tarafından bulunduğumuz sokağa iki erkek kişinin koşarak geldiğini gördüm. Güvenliğim için iki polis arkadaşımı caminin iç tarafına ittim. Gelenleri rahatlıkla görebiliyordum. Silah sesleri üzerine bir diğer arkadaşım, sokakta karşımızda bulunan dar sokağın başına geçmişti. İki kişi Artarda sokağa girdi. Arkadakinin elinde silah vardı ve dar sokakta bekleyen polise ateş etti. Öndekinin elinde silah olup olmadığını görmedim ancak arkadakinin sağ elinde silah bulunmaktaydı. O gün hepimiz sivil olarak görev yaptığımız için o anın vermiş olduğu etki ile koşanlardan birinin polis olduğunu düşündüm. Koşanlara yanımıza gelene kadar ateş etmedik. Karşı tarafta ve aynı hizada bulunan sokakta, İstihbarat Şube’de görevli polise, arkadan gelen kişinin ateş etmesi üzerine ateşe başladım.

Arkadan gelen kişiye yaklaşık 6-7 el ateş ettim. Ancak camiye ittiğim ve ara sokaktaki arkadaşların ateş edip etmediğini bilmiyorum. Arkada elinde silah olan kişi, beni bayağı geçtikten sonra, yaklaşık 10 metre sonra beni görmeden silahını ateşledi. Silahlı bulunan sağ eli geri vaziyetteyken beni vurdu, yaralandım. Yaralandıktan sonra ateş etmedim. Önde koşan şahsın ateş ettiğini görmedim.

Deforme mermi zayıf ihtimal

Elçi’nin öldürüldüğü bölgede 84 delil numaralandırması yapıldığı ama çatışmalardan dolayı sadece 43 delilin toplanabildiği ifade edilmişti. Kalan kanıtların akıbeti bilinmezken, 43 numaraya kadar toplanan deliller arasında yer alan deforme mermi çekirdeğinin ise Elçi’nin hayli uzağında bulunduğu ve cinayetle ilgisinin olmadığı düşünülüyor. Elçi ailesinin avukatları savcılığa sundukları dilekçede deforme mermi ile ilgili kuşkularını dile getirerek, olay yeri krokisinin kendilerine verilmesini istedi.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3325 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:00:26:49