Türkiye’de son günlerde Kürtçeye yönelik yasaklar ve baskılar artarken dünyada ise Kürtçe dikkat çekmeye devam ediyor. Dünya dilleri arasında en fazla materyale sahip diller arasında yer alan Kürtçe, Türkçe ve Arapça’yı geride bırakarak 9’uncu sıraya oturdu. Wikipediya ise 30 bin makaleyi aşan Kürtçe’nin Kurmanci lehçesini tebrik ederek Wikipedia Kurdi’ye daha fazla yazı yazılması için çağrıda bulundu.
HezKurd (Kürt Dil Hareketi) gönüllülerin öncülük ettiği bir hareket olarak yola çıkıyor. ‘Partiler ve siyaset üstü’ bir tavrı benimsediklerinin altını çizen HezKurd yöneticilerinden Barij Celali, ideolojik takıntısı olmayan, şiddetin her türlüsünü reddeden, demokrat ve sivil bir hareket olduklarını belirtiyor. “Kürt dili hassasiyeti olan ve tamamen gönüllülerin öncülük ettiği, hak temelli kurulan bir hak hareketidir” diyen Celali, Kürt Dil Hareketi’nin talep ettiği hakları şöyle sıralıyor:
“1 – Kürt dilinin anayasal güvenceye alınarak, 2’inci resmi dil olması,
2 – Eğitim ve öğretim dili olması,
3 – Kürt diline, kültürüne, coğrafyasına ait isimlerin özüne dönüşünü sağlayarak, iadelerinin sağlanması.
Yani Kürtçe olan yer, köy, şehir ve coğrafya isimlerinin iadesi. Bu üç madde, bizim kırmızı çizgi diye tabir ettiğimiz, temel hedef ve taleplerimizdir.”
‘BU BİR HAK VE ONUR DAVASIDIR’
Türkiye’de binlerce köy ve bölgenin ismi Kürtçe olduğu için değitirilerek Türkçe yapıldı. Şehirlere yeni isimler verildi. Kayyımın atandığı belediyelerde ise Kürtçe tabelalar kaldırılarak yerlerine Türkçe tabelalar asıldı. Kürt Dil Hareketi’nin değiştirilen yer isimlerin iadesi için harekete geçeceğini söyleyen Celali; “Sadece yer ve köy, şehir isimlerinin iadesi değil, Kürt kültürüne dair yasaklanan, değiştirilen veya izinsiz alınan her şeyin iadesi için harekete geçeceğiz. Bu bir hak ve onur davasıdır. Kendin olma, sana ait olanı alma istek ve kararlılığıdır. Bu temelde Türkiye’deki mevcut yasalarla ve yerel yönetimler yasası ile dahi bir çok şey halledilebilir. Ama kalıcı yasal zemine taşınması için, hukuki her yola başvurmakla birlikte şiddetten uzak, demokratik, sivil tüm yollara ve eylemlere başlayacağız”dedi.
‘ANADİLDE EĞİTİM İÇİN GEREKİRSE ULUSLARARASI HUKUKA BAŞVURACAĞIZ’
Kürtçe’nin bu güne kadar, kendi çabasıyla bir şeyler yapan veya yapmaya çalışan samimi bir kaç insana ve kuruma bırakıldığını belirten Barıjf Celali şöyle devam ediyor: “Kürtçe’nin eğitim dili olması için hem iç hukuka hem de uluslararası hukukun yol ve yöntemlerine başvuracağız. Bu uğurda çok kararlıyız. Yıllarca belki on yıllarca sürecek bir hak mücadelesine koyulduğumuzun bilincindeyiz. Hukuki yollar tüketilir, işlevsiz bırakılır veya keyfiyete maruz kalırsa, bu hareketin çalışmalarının önü tıkanırsa izleyeceğimiz yol değişir. Bu uğurda, şiddetten kesinlikle uzak, etkili sivil itaatsizlik eylemleri dahi, ilerisi için şimdiden düşünüyoruz. HezKurd’ün en belirgin ve farklı özelliği, herhangi bir ideolojiye, partiye veya kuruma bağlı olmaması. Daha açık olmak gerekirse, herhangi bir partinin arka bahçesi olmaması ve meseleyi siyasi zeminden alıp, sivil zemine taşıması, hak arayışının merkezine koyması. Bizim siyasi veya menfî bir ajandamız yoktur. Kürt parti, örgüt, kurum, dernek, vakıf ve şahısları bugüne kadar, bir başlarına bu meseleye yaklaştılar. İdeolojiler üstü bir yaklaşım sergileyip, tüm kesimleri dahil ederek bu işe yaklaşan bir çalışma veya arayış hatırlamıyorum ve bilmiyorum. Hele ki, Kürtçeyi araç olmaktan çıkarıp, amaç edinen bir çalışma da bilmiyorum.”
‘HAKKI SAVUNANLAR PLATFORMUNA TEŞEKKÜR’
Mart 2019 yerel seçimler öncesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adayı Ekrem İmamoğlu ile görüşen Hakkı Savunanlar Platformu, İSMEK kurslarında Kürtçe derslerin verilmesi talebinde bulunmuştu. Seçimleri kazanmasının ardından İBB koltuğuna oturan İmamoğlu, İSMEK’te Kürtçe kurslar açılmasını sağladı. Kürtçeye yönelik çalışmalarından dolayı Hakkı Savunanlar Platformu’na yönelik memnuniyetini dile getiren Barij Celali şunları söyledi: “Kürtçe bu güne kadar, kendi çabasıyla bir şeyler yapan veya yapmaya çalışan samimi bir kaç insana ve kuruma bırakıldı. Onlara buradan saygı ve teşekkürlerimizi iletiyoruz. Onların emeklerini sahipleniyoruz. Ama sadece, Avesta Yayın Evi, Nûbihar gibi değerli kurumlara ve bağımsız aydın, yazarlara bırakılacak hafiflikte bir yük değil bu. Bizler her kesimden, ideoloji ve inançtan, hatta parti ve cemaatten gelen üyelere bile sahibiz. Ortak paydamız Kürtçe. Masada dil konusu dışında başka konu konuşulmaz. Siyasi hiçbir tartışma yürütülmez. En büyük farkımız bizce budur. Hakkı Savunanlar Platformu’nun Kürtçe için verdiği çabayı ve elde ettiği kurs başarısını da önemsiyoruz ve teşekkürlerimizi iletiyoruz. İşte her Kürt bireyinin dile yaklaşımı böyle olmalıdır. Kazanım merkezli olmalı, her kazanıma sahip çıkmalı ve onu başaranlara da bir teşekkürü çok görmemelidir.”
‘SON DÖNEMLERDE KÜRTÇE ÜZERİNDEKİ BASKI BU FİKRİ ATEŞLEDİ’
Celali, HezKurd’ün Kürt dilinin geleceği dışında herhangi bir hedefi her kesimden insanların öncülüğünde başladığını söylüyor. Kürt Dil Hareketi fikrinin yıllar önce yazar İbrahim Sediyani’nin Kürtçe yer isimleri konusunda değindiği bir yazısından çıktığını açıklayan Celali şöyle devam ediyor: “Daha sonra Azadî Hareketî’nin ısrarlı değinmeleri oldu ama maalesef karşılık bulamadı. Özellikle son dönemde Kürtçe üzerindeki baskı, yasakların artması ve asimilasyonun vardığı yıkıcı boyutlardan duyulan rahatsızlık bu fikri ateşledi. Ete kemiğe bürünmesi ise öğrenci, hukukçu, işçi, hemşire, işveren, doktor, gazeteci, pazarcı, inşaat işçisi, tekstil işçisi, yazar ve daha sayamadığım bir çok kesimden insanların bir araya gelmesi, meseleyi tartışması ve harekete geçmesi ile oldu. Hikayemiz böyle başladı. Şu an öncü ekibimizin yüzde 95’i, tamamen yeni simalardan oluşuyor diyebiliriz. Kuruluş aşamamız ise daha tamamlanmış değil, il toplantılarımız devam ediyor. Yakın dönemde İstanbul, Diyarbekir ve Şırnak’ta toplantılarımız oldu. Önümüzdeki günlerde, Wan, Mêrdîn, Riha ve Diyarbekir toplantılarımız olacaktır. Ve ardından kamuoyuna deklare edeceğiz. Bizler için asıl süreç, deklerasyondan sonra başlayacaktır.”
‘KÜRTÇEYE FAYDASI DOKUNACAK HER KURUMLA MUHATAP OLACAĞIZ’
HezKurd’ün üyelerinin tek ideolojisinin Kürtçe’nin menfaati olacağını altını çizen Celali; “Şimdiye kadar, meseleyi anlatabildiğimiz her kesimin pozitif tepkisi ve hatta ezici çoğunluğunun hareketimize gönüllü katılımı oldu. Bu gösterge, bizi hem heyecanlandırdı, hem de yolun başında bize büyük bir moral ve güç kaynağı oldu. Ama tabi kaygı ile yaklaşan ve hala kaygısı giderilemeyen ezici bir kesim de mevcuttur. Tek kaygı sivil, şiddetten uzak, meşru ve medeni olan bu hareketin, partilere ve ideolojilere kurban edilmemesi. Siyaset malzemesi yapılmaması. Haklı bir kaygı olduğunu ve bizim de bu konuda kesin duruş sahibi olduğumuzu söyleyebilirim. Artık HezKurd’ün her üyesinin, sempatizanının ve gönüllüsünün tek ideolojisi olmalı, o da Kürt dilinin selameti ve menfaati. Kürt diline fayda sağlayacak her şeye açığız ve bu konda pragmatist olacağız. Dilin faydasına olan her şeyi, dilimize fayda sağlayacak her bireyi, partiyi, kurumu ciddiye alacağız, muhatap olacağız. Öbür türlü tek gündemimiz var, Kürtçe’nin geleceği. Bizim Serhed’de bir söz vardır. Tek derdi koyunları olan bir amcaya, her soru sorulduğunda veya yeni bir gelişme aktarıldığında, cevap olarak şunu söylermiş. ‘Feydeya/sûda pezê sor, di tê de heye yan na!?'(Kırmızı renkli koyunların bunda bir kârı var mı, yok mu?) Bizlerinde de faydasını istediğimiz ve düşündüğümüz tek gerçeğimiz, Kürtçe’dir” dedi.
‘DİLİNİZ OLMADAN BÜTÜN SIFATLARINIZ EKSİKTİR’
Celali, HezKurd gönüllülerinden önce, tüm Kürtlere şu çağrıda bulundu: “Diliniz olmadan, emin olun ki diğer bütün kimlik ve sıfatlarınız eksiktir. Kendimizi tamamlamayı neden düşünmeyelim ki. Ayrıca dil hassasiyeti olan her bir kardeşimizi bizimle olmaya davet ediyorum. Çok büyük bir yükleri olmayacak, şartlarına uygun görevler üstlenecek. Hiç bir şey yapmazsa dahi, oturduğu yerden sadece bir tweet ile dahi, büyük bir değişimin ortağı ve başaranı olacaklardır. HezKurd gönüllülerine gelince, dil bilinçleri çok iyi, ama aramızda Kürtçesini geliştirmesi gereken bazı üyelerimiz var ve süre aleyhlerine işliyor. Çünkü her HezKurd üyesi, temeli ne olursa olsun, bir yıl içinde Kürtçe konuşmayı bilmeli, öğrenmeli ve başarmalıdır.”
Ferhat Yaşar