KXK tarafından basına gönderilen bildiri de, Kuzey\'de yürütülen savaşa itafen Kürdistani güçlerin bir an önce bir ittifak kurmaları ve iki cephe arasında sıkışan Kürt halkı için sığınacak üçüncü bir liman görevi görmeleri konusunda göreve davet ediliyor.
KXK\'nin yapmış olduğu Basına ve Komuyouna başlıklı bildirinin tam metni şöyle:
Vatanımız Kurdistan, tarihinde eşine az rastlanır bir eşikten geçerken, kendisi için bir şeyler yapabilme potansiyelinde olan her Kurdî bireyi, misyonunu oynaması ve vatanına olan vefa borcunu ödemesi için Kurdistan sahnesine bekliyor.
Kurdistan tarihinde eşine az rastlanılan bu tarihi eşikte, ülkemizin güneyinde savaş koşulları gereği göğsümüzü kabartacak bir biçimde, topyekün bir ulusal mücadele yürütülürken, iç ve dış sorunlar ulusumuzun ayağına bağ olmaktadırlar. Ve bizler bu durumun bilincinde olduğumuzu belirterek, Güney\'in onurlu mücadelesini destekliyor ve arkalarında değil, tamda yanlarında olduğumuzu kardeşleri olarak belirtmek istiyoruz. Bir parçanın kazanımı, diğer parçaların yükünü hafifletecek, büyük heyecan ve moral kaynağı olacaktır. Yaklaşan referandumda bağımsızlık çıkması umuduyla.
Yine vatanımızın batısı, dünya süper güçlerinin birbirini devirme platformuna dönüşmüş olması, ulusumuza acımasızca dayatılmış bulanan savaş koşulları milletimizce ve dünyaca bilinmektedir. Bu durum karşısında ulusal birliğin sağlanamamış olması ve tek parti rejiminin, diktatörlüklerde benzerine rastlanır bir biçimde tek elden bir mücadele yürütmeye çalışması, ulusal kazanımlar açısından ulusumuz ve milletimiz için kaygı kaynağı olsa da, kardeşleri olarak onların tamda yanlarında durduğumuzu ve milli kazanımlar konusunda desteğimizi sunduğumuzu belirtiyoruz. Bu süreçte ülkemizin batısındaki Kurdistanî güçlerin ittifaklarını kuvvetlendirip, ulusal kazanımlar konusunda mücadeleden taviz vermemelerini beklemekte ve desteklemekteyiz.
Ayrıca ulusumuza beslediği tarihi düşmanlığı yine tarihle tescilli olan, ülkemizin doğusunu işgal altında tutan ve her gün insanlarımızı sırf Kurd Ulusunun bir neferi olduğu için idam eden işgalci İran devletine karşı, onurlu ve hayranlık uyandıran mücadeleler yürüten kardeşlerimizin aziz ve haklı davalarını destekliyor, onların tamda yanlarında, onlarla omuz omuza olduğumuzu belirtiyoruz. Ve yakın dönemde ülkemizin doğusundaki silahlı mücadele hareketliliğini takip ettiğimizi, gerekli görüldüğünde Rojhilat Pêşmergesi olarak can vermekten geri durmayacağımızı Kurd Ulusuna duyuruyoruz. Zor dönemlerde, ülkemizin güneyine ve batısına Pêşmerge gönderen Qadi Muhammed\'in evlatları asla yalnız değildir.
Son olarak, ulusumuzun ve vatanımız Kurdistan\'ın en büyük parçası olan, dolayısıyla en büyük yarayı taşıyan kuzeyin, içine düşürülmüş bulunduğu amacı belirsiz savaşın ve kirli siyasetin önüne geçilmediği takdirde, bir bütün olarak vatanımızı ve ulusumuzu tehdit edeceği aşikardır. Kurdî hassasiyeti olan ve ulusal kaygılar taşıyan her Kurd birey şunu çok iyi biliyor ki, diğer üç parçanın ve ulusal kurtuluşun kapısı vatanımızın kuzeyidir. 40 yıla yakın bir süredir yürüttükleri siyasi ve silahlı mücadelede, varsa ulusal ve milli kazanımları hepsini sahipleniyor ve selamlıyoruz. Ama şu çok iyi bilinmelidir ki, gelinen noktada entegrasyoncu siyaset yürüterek düşmanını demokratikleştirme ve düşman sistemin sol kanadının romantik hülyalarını gerçekleştirme çabalarını red ettiğimiz gibi, ne pahasına olursa olsun sonuna kadar karşı çıkacağımızı belirtmekten de çekinmiyoruz. Kurdistan\'ın Kuzeyi\'nde yürütülen mücadelenin yanında ya da arkasında durma gibi bir durumumuz asla yoktur. Ya karşısında vaya tam da merkezinde olmak gibi bir gerçeklik, kendisini tokat gibi yüzümüze vurmaktadır. Çünkü vatanımızın kuzeyinde olan ve hatta olacak olan her türlü mücadelenin öznesi durumundayız. Kim için, kime karşı yapıldığı meçhul olan son savaş konseptinin, sadece milletimizden ve vatanımızdan götürdüğünü çok iyi bilmekteyiz. Halkımızın açlık, tehdit, ölüm ve sürgünler ile terbiye edilmeye çalışılması, taraf veya bertaraf psikolojisi oluşturularak sindirilmesi asla kabul edilemez. Bu savaşın, Kurdistan\'ı zayıflatma, insansızlaştırma ve devamında devlete muhtaç hale getirip, işgalcinin işgalini meşrulaştırma savaşı olduğunun da farkındayız. Hiçbir gerekçe ve bahane bu savaşın tek sorumlusunun işgalci devlet olduğu gerçeğini örtemez. Ve yine hiçbir gerekçe, Kurdistan halkı tarafından seçilmemiş hegemonik güçlere, vatanımızın geleceği konusunda karar verme yetkisini onlara tanımaz ve entegrasyoncu politikalarını meşru kılamaz. Bugün ülkemizin kuzeyindeki siyasete, ya tam katılımlı bir ulusal mücadeleyle ebedi zafere ulaşmak ya da teslimiyetle sonuçlanan ve Kurdistan hakikatine yenilen bir serüvenin parçası olmak düşüyor. Kurdistan\'da artık iki yol/iki ideoloji vardır, bağımsızlık yolu ve kölelik yolu. Ve artık iki tip Kurd vardır, devlet isteyen onurlu Kurd ve kölelik isteyen, köle ruhlu Kurd! Bilinmelidir ki, bugün Kurdistan\'da teslimiyeti ve köleliği asla kabul etmeyecek yüzbinlerce Kurdistan evladı vardır. Yeter ki önlerine engel olmayacak, onların zafer yolunu aydınlatacak rehberleri olsun.
Bu hakikatler ışığında en başında belirttiğimiz gibi, vatanı ve milleti için bir şeyler yapabilme potansiyelinde olan kuzeyli her Kurdî bireyi, kurumu, örgütü misyonlarını oynamaları ve vatanlarına olan vefa borçlarını ödemeleri için Kurdistan sahnesine bekliyoruz.
Tüm bu gerçeklere binaen, Kurdistanî üniversiteli öğrenciler olarak, vatanımızın kuzeyinde kendisini Kurdistanî olarak gören, dillendiren, bilen, hisseden ve hatta iddia eden siyasi/sivil her kurum, parti, platform, cemaat ve hareketi ulusumuzun ve vatanımızın çıkar ve menfaatlerini gözetecek ve bu uğurda yıllardır sıyrılamadıkları bireysel veya grup çıkar ve menfaatlerini bir kenara atarak, gerçek bir Kurdistanî cephe oluşturacakları kutsal bir ittifaka davet ediyoruz. Ülkemizin kuzeyinde aylardır süren ve an itibariyle devam eden ve edecek olan isimsiz ve amaçsız savaş durumu tüm Kurdistanî\'ler tarafından izlenmekte ve cılız dahi olsa tepkiler verilmektedir. Milletimiz bu amaçsız savaşa sırtını dönerek, korku ve çaresizlik içinde kaderinin değişeceği günü beklemektedir. Alternatif bir kanat veya cephe olmadığı için, halkımız bu amaçsız savaşta iki ateş arasına sıkışmış olmakla birlikte, sığınacak üçüncü bir limandan yoksun bırakılmaktadır. Bunun tek sorumlusu Kurdistanî diye geçinen bizleriz ve milletimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeyerek, istemeden veya farkında olmadan ihanet içine düşmekteyiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki, ulusal ve milli ittifakların aması veya şartı olmaz. Toprağımız, bayrağımız, marşımız, şehitlerimizin mirası ve milletimizin acıları, ittifak oluşturmamızda diğer tüm ideolojik, menfi, siyasi rant ve kaygıları örtecek genişlikte ve büyüklüktedir. Bu gerçekliğe dayanarak, kuzeydeki tüm siyasi ve sivil kurum, kuruluş, parti ve cemaatlere; amalar ve bahaneler arkasına sığınma haklarının olmadığını belirterek tarihi misyonlarını yerine getirmeleri çağrısında bulunup, milli-ulusal bir cephe üzerinde ittifak etmeleri zorunluluklarını onlara hatırlatıyoruz. Bu tarihi fırsatı kaçırıp, görevini yerine getirmekte aciz olacak her kişi ve kurum Kurdistan ve onun evlatları tarafından asla affedilmeyecektir!
Ji ber van rastiyan, Bijî Kurdistan bimre koledar!
Komeleya Xwendevanên Kurdistanî (KXK) Ankara/İstanbul/Amed