Mardin Barosu Dilsel ve Kültürel Haklar Komisyonu konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Mardin Valiliği tarafından düzenlenen Mardin 1. Kitap Fuarı’nda Kürtçe, Arapça ve Süryanice eser veren hiçbir yazarın adının geçmediği ve bu dillerde yayınlanan hiçbir kitaba yer verilmediği kaydedildi.
Açıklamada bu durumun ayrımcılık olduğu belirtilerek Mardin'de yapılacak bütün etkinliklerde adı geçen dillerin ve kültürlerin uygun bir şekilde yer bulması gerektiği ifade edildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Kentimiz Mardin tarih boyunca zengin bir kültürel çeşitliliği bünyesinde barındırmış, bu zenginlik farklı dillerin ve kültürlerin bir arada yaşama ve etkileşim içinde olma geleneğiyle de şekillenmiştir. Ancak 19-28 Şubat 2024 tarihleri arasında Mardin Valiliği ve Mardin Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Mardin 1. Kitap Fuarında bu kültürel zenginlik göz ardı edilmiş ve Mardin'in ana dilleri olan Arapça, Kürtçe ve Süryanice hiçbir kitaba yer verilmemiş ayrıca kamuoyuyla paylaşılan etkinlik programda Kürtçe, Arapça ve Süryanice eser veren hiçbir yazarın adı geçmemiştir. Bu durum sosyal medyada da tepkiyle karşılanmıştır.
Mardin Barosu Dilsel ve Kültürel Haklar Komisyonu olarak, Mardin'in ana dillerinden olan Kürtçe'de her sene yüzlerce eserin yayımlanmasına, onlarca yayınevinin faal olduğunun bilinmesine ve kentimizde Kürtçe'de ciddi bir okuyucu kitlesinin mevcudiyetine rağmen Kürtçe'nin ve kentimizin diğer dillerinin görmezden gelinmesini kabul etmiyoruz.
Seçmeli dersler arasında yer alan Kürtçe'nin geçtiğimiz sene en çok Mardin'de seçildiği, Mardin Artuklu Üniversitesi'nde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü ve bu bölümde eğitim gören lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin varlığı göz önüne alındığında bunun bir ihtiyaç olduğu da ortadadır. Kürt kültürünün ve dilinin Mardin'in kültürel dokusunda önemli bir yer tuttuğunu hatırlatarak çok dilli ve çok kültürlü bir şehir olan Mardin'de tüm dillerin ve kültürlerin eşit şekilde temsil edilmesi ve görünür kılınması gerektiğini savunuyoruz.
Kamu hizmetlerinin eşitlik prensibi içerisinde yürütülmesi ve kültürel mirasın korunması ulusal ve uluslararası düzenlemelerle güvence altına alınan bir insan hakkıdır. Bu nedenle bu ayrımcı uygulamayı kabul etmediğimizi bildiriyor, kentimizde yapılan etkinliklerde tüm dillerin ve kültürlerin bu hukukî normlara uygun bir şekilde yer bulması gerektiği çağrısında bulunuyoruz.”