Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe köyünde 21 Ağustos'ta kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında ölüsü bulunan Narin Güran cinayetinde yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
Dere yatağında çuvalda, üstü 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş cesedi bulunan Narin Güran cinayetinin hazırlanan Adli Tıp Raporu’nda dikkat çeken bir ayrıntı göze çarptı. Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre, yapılan incelemede Narin’in sol elinin üç parmağının avuçlamış şekilde olduğu görüldü. Raporda “Parmakları birleşmiş görünümde olup sol avuç içinde bir adet uzun saç teli ve birkaç adet yaklaşık 0,5 cm uzunluğunda kıl mevcuttu” denildi.
Kök hücre tespiti
Diyarbakır Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 91 bulgu daha detaylı incelenmek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Gönderilen 91 bulgu arasında Narin’in avucundan çıkan saç teli ve kıl örnekleri 77 nolu bulgu olarak yer aldı. İstanbul Adli Tıp Kurumu yaptığı incelemede bu saç ve kıl örnekleri için 'Sol avuç içinde bulunan saç ve kıl örneklerinin yapılan makroskobik incelemesinde köklü yapıda olduğu tespit edildi' ifadeleri yer aldı.
Raporda Narin Güran’ın avucundan çıkan saç teli ve kıl örneklerinin kime ait olduğuna dair bir detay yer almıyor. Herhangi şüpheli birileriyle de karşılaştırma yapılmadığı gözlenen saç teli ve kıl örneklerinin, yer aldığı birçok bulgunun DNA analizine cevap vermediği belirtildi.
Avucundan çıkan bu saç ve kıl örnekleri Narin’in katiliyle boğuştuğu veya direndiğini de akıllara getirmeye başladı.
Elde edilen saç ve kıl örneklerinin, tutuklu bulunan şüphelilerin DNA’larıyla karşılaştırılmasının istenmesi mahkemenin vereceği karara bağlı. Mahkeme tarafından alınacak bir kararla saç teli ve kıl örneklerinin tutuklu şüphelilerin DNA’larıyla karşılaştırılması yapılır.
Adli Tıp raporu ortaya çıktı
Öte yandan, Narin Güran'a ait Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu, A Haber'de yayınlandı.
İstanbul'da yapılan en geniş raporda şu ifadeler yer alıyor:
"Otopsi fotoğraflarının kurumumuz tarafından yapılan incelemesinde elde edilen bulgular da dikkate alındığında; Çocuğun ağız burun kapanması ve boyuna basıya bağlı oksijensiz bırakılması dışında başkaca bir travmatik tesirle öldüğünün tıbbı delillerinin bulunmadığı, 7. Adli dosyada kayıtlı bilgilerde; çocuğun 21/08/2024 tarihinde kaybolduğu, 08/09/2024 tarihinde dere yatağında üzerinde kaya parçası bulunan çuval içerisinde ölü olarak bulunduğu, otopsisinde dış muayenede ağızda dudak içlerinde kanama alanları, boyun bölgesinde ciltte ve yumuşak dokularda kanama alanları görüldüğü, iç muayenesinde boyun yumuşak dokularında kanama alanları görüldüğü, bu bölgelerden histopatolojik inceleme amacıyla doku örnekleri alındığı, yapılan incelemede kanama alanları tespit edildiği, boyun bölgesinde tiroid kıkırdakta kırık görüldüğü, iç organlarda tespit edilen makroskopik bulgular, iç organların histopatolojik tetkikinden elde edilen bulgular, otopsi fotoğraflarının kurulumuzca yapılan değerlendirmesinden elde edilen bulgular dikkate alındığında çocuğun ölümünün ağız burun kapanması ve boyunu bası sonucu oksijensiz bırakılmasına bağlı meydana gelmiş olduğu oy birliği ile mütalaa olunur."