PSK: Bölge’de sınırlar geçersiz hale geliyor

Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi Ortadoğu’daki değişim ve demokrasi süreçlerinin en aktif ve dinamik unsuru oldu. Ama ne yazık ki son bir iki yıla kadar bu devrimci, demokrat ve değişimci unsur, ulusal ve uluslararası nedenlerden dolayı gelişmelerde bir türlü özne olmayı başaramadı.\n
28.02.2015, Cts - 13:34
PSK: Bölge’de sınırlar geçersiz hale geliyor
Haberi Paylaş
Bir müddet önce yapılan PSK Yurtdışı Koordinasyon Kurulu (YDKK), siyasi gelişmeleri ve 2014 yılında yapılan çalışmaları değerlendirdi, önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmaları tespit ederek aşağıdaki bildiriyi kamuoyuna yayınlamayı karar altına aldı.

Ortadoğu’da, emperyalistler ve yerli işbirlikçilerinin çıkarları ve bölge halklarının iradeleri hilafına çizilen yapay sınırları delik deşik edip geçersiz hale getiren gelişmeler yaşanıyor. Suriye’deki iç savaşın kısa bir dönemde, bölge devletleri ve onların uluslararası destekçilerinin müdahalesi sonucu bölgesel vekalet savaşına dönüşmesi, IŞİD’in Irak ve Suriye’deki saldırıları ve bu ülkelerde kontrol ettiği topraklarda Hilafet Devleti’ni ilan etmesi, Peşmerge güçlerinin Kuzey Kurdistan topraklarından geçerek Kobani’ye yardıma gitmesi, masa başında çizilen sınırların giderek anlamsız hale geldiğini gösteriyor.

Sözkonusu gelişmelerden en çok etkilenenlerin başında ise Kürd halkı, özgürlük ve ulusal kurtuluş mücadelesi geliyor.

Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesi Ortadoğu’daki değişim ve demokrasi süreçlerinin en aktif ve dinamik unsuru oldu. Ama ne yazık ki son bir iki yıla kadar bu devrimci, demokrat ve değişimci unsur, ulusal ve uluslararası nedenlerden dolayı gelişmelerde bir türlü özne olmayı başaramadı.

Son dönemde Güney ve Güneybatı Kürdistan’da yaşanan gelişmeler, Kürdlerin bölgenin kaderini belirlemede önemli bir aktör haline geldiğini gösteriyor. Kuzey Kürdistan’da da bu kadar belirgin olmasa da benzeri bir süreç yaşanıyor.

Bağdat-Hewlêr arasındaki sorunların köklü bir çözüme kavuşturulamaması ve Kürdistan Bölgesi’nin Bağdat’tan bağımsız olarak petrolünü dünya pazarlarına sunmasına paralel olarak, ülkemizin bu parçasında bağımsızlığın ilan edilmesi fikri giderek güçleniyor.

Bölgede kendini güçlü bir biçimde gösteren IŞİD’in Güney Kürdistan’a saldırısı, Güney’de bağımsız Kürd devleti tartışmaların soğumasına ve yapılması düşünülen referandumun ertelenmesine neden olmakla birlikte, uzun vadede Bağımsız Kürd devleti fikrine hizmet ediyor.

IŞİD saldırıları Hewlêr-Bağdat yakınlaşmasını sağladığı, yeni merkezi hükümetin kurulmasına da hizmet ettiği gibi, Güney Kürdistan’a ve Peşmerge güçlerine uluslararası prestij de kazandırıyor. Suriye ve Irak ordu birliklerini bozguna uğratan IŞİD’e direnen ve ona yenilgiyi tattırarak tılsımını bozan Peşmerge, uluslararası arenada teröre karşı savaşan bir güç olarak tanınıyor.

IŞİD’e karşı savaşta Güney Kürdistan’a askeri ve ekonomik yardımda bulunan Batılı ülkelerin sayısı giderek artıyor. Güney Kürdistan, IŞİD başta olmak üzere öteki radikal terör örgütlerine karşı mücadelede bir üs görevini yürütüyor. IŞİD’e yönelik hava saldırılarını gerçekleştiren Koalisyon Güçleri Karargahı Hewlêr’de bulunuyor. Bağımsız bir Kürd devletinin huzur ve güvenin sağlanmasına, Ortadoğu’daki enerji kaynaklarının güvenliğine hizmet edeceği fikri giderek yaygınlık kazanıyor.

Bugüne kadar Güney Kürdistan siyasi önderliğinin ulusal kazanımların korunup güvence altına alınması ve demokrasiyi geliştirip kurumlaştırılması politikasını destekleyen PSK-YDKK, bundan böyle de bu desteğini sürdürecektir.

PSK-YDKK, Kürdistan Bölgesi Siyasi Önderliği’ne, IŞİD saldırılarının açığa çıkarttığı güvenlik zaafı ile Êzidi Kürdlerde oluşan güvensizliği bir an önce giderme, bu amaçla Êzidilerin haklı taleplerine olumlu cevap verme çağrısında bulunur.

PSK-YDKK, yurtdışında faaliyet yürüten Kürdistani yapıları, başta diplomatik çalışmalar olmak üzere faaliyetlerinde bağımsız Kürdistan talebine önem vermeye çağırır.

Kürdistan tarihinde önemli bir yer tutacak olan Kobani zaferi, öncelikle Kürd halkının özgürlüğe olan tutkusu ve bu uğurda gösterdiği derenişin sembolü, uluslararası destek ve Kürd örgütleri işbirliğinin ürünüdür.

Bu gerçeğin bilincinde olan PSK-YDKK, Güneybatı Kürdistanlı örgütlerden, kendini Kobani’de gösteren Kürd örgütleri arasındaki işbirliğini ve ruhunu devam ettirmeyi, bu amaçla;

Dihok Anlaşması’nın hayata geçirilmesi için çaba göstermelerini,

PKK-PYD çevresinden tekçi ve kendini dayatan anlayıştan, kendi dışındaki örgütlerin çalışmalarını engellemekten vazgeçmesini ister.

İran İslam Cumhuriyeti’nin propaganları ve bu propagandaya inanmaya teşne olan devletlerin iddialarının aksine, “Reformcu Ruhani” iktidarında da Doğu Kürdistanlıların hayatında olumlu hiç bir gelişme yaşanmadı. Aksine İran İslam Cumhuriyeti, Ruhani döneminde de baskılarını artırarak sürdürdü, idamlara özellikle de Kürd gençlerin idamına hız verdi. İran’da idamların yaşanmadığı, “kaçakcılık” iddiasıyla sınırlarda insanların öldürülmediği gün yok gibi.

İran İslam Cumhuriyeti’nin idam uygulamalarını protesto eden, başta BM olmak üzere Batılı devletleri, uluslararası kurum ve kuruluşları idamların önüne geçmek amacıyla harekete geçmeye çağıran PSK-YDKK, idam kararının uygulanmasını bekleyen Kürd tutuklarının kurtarılması amacıyla, yurtdışında faaliyet yürüten Kürdistanlı yapılardan el ele vererek çaba göstermeleri ister.

Doğu Kürdistanlı örgüt ve yapılar arasındaki dostluk ve işbirliğinden memnun olan PSK-YDKK, dost ve kardeş örgüt İran Kürdistanı Demokrat Partisi ile bu partiden ayrılıp “Kürdistan Demokrat Partisi” adıyla mücadele eden eski arkadaşları arasında yürütülen birlik çabalarını destekler, tarafları daha duyarlı davranmaya çağırır.

Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ı Kürd sorunu ve demokrasi konusunda önemli gelişmelerin yaşanacağı bir dönem bekliyor. Bu dönemde kamuoyunun hakkında hemen hemen hiç bir şey bilmediği “Çözüm süreci”nin kaderi belli olacak.

MİT-İmralı diyalogu ile başlayan “süreç”, Kürd sorununu çözmeden ziyade PKK’nin silahsızlandırılmasını amaçlamaktadır.

Silahlı mücadelenin bundan sonra Kuzey Kürdistan özgürlük mücadelesine katabileceği hiç bir şey olmadığı, aksine zarar verdiği bilincinde olan ve bu nedenle sadece PKK’nin silahsızlanmasını amaçlasa da “sürecin”başarılı olmasını isteyen PSK-YDKK, AKP hükümetini, silahların tamamen susması ve devreden çıkartılması için, gerilların sivil hayata dönmesi ve siyasal yaşama katılması için gerekli yasal ve toplumsal adımları atmaya çağırır.

Öcalan ile MİT’in İmralı’da pişirdikleri aşa su katılmasını istemeyen AKP hükümeti ile PKK, kendileri dışındaki güçlerin özellikle de Kürdistani güçlerin sürece dahil olmasını istemiyorlar. Sürecin devam ettiğini söylüyorlar şu veya bu tarihte müjde verecekleri propagandası eşliğinde kendi politikalarını hayata geçiriyorlar.

Oysa Kürd sorunu sadece PKK’nin silahsızlandırılması ve PKK ile hükümetin görüşmesi yoluyla çözülemez. Sorun Kuzey Kürdistan’da yaşayan tüm sınıfsal ve etnik gurupları ilgilendiriyor. Bu nedenle tüm toplumsal ve siyasal yapılar sürece dahil olmalı, sürece kendi renklerini de vermelidirler.

Sorunun köklü çözümünün eşitlik temelinde, Kürdlere geleceklerine ilişkin kararları verme hakkının tanınmasıyla mümkün olduğuna inanan PSK-YDKK, bu amaçla tüm yurtsever ve demokrat çevreleri, “sürece” müdahil olmak ve Kürdistan özgürlük mücadelesini başarıya ulaştırmak için el ele vermeye, AKP ile PKK’nin farklı söylemlerle dile getirdikleri “Türkiyelileşme” politikasına karşı Kürdistani politikaya kararlıca sahip çıkmaya, bu politikanın gereği olarak ortak noktalarda güç ve eylem birliği yapmaya çağırır.

2015 Haziranında yapılacak olan parlamento seçimi önümüzdeki dönemde siyasal gelişmeleri belirleyecek bir diğer unsurdur. Bu seçimi ötekilerden ayıran bir özelliği “çözüm süreci” açısından taşıdığı önemdir. Seçim sonuçları “çözüm süreci”nin geleceğini ve biçimini etkileyecektir.

2015 Haziran seçimleri aynı zamanda yeni anayasa açısından da önemlidir. Görüldüğü kadarıyla seçimlerden birinci parti olarak çıkması beklenen AKP, kendisi için bile olsa ve özellikle de başkanlık sistemini kurmak için bu kez yeni anayasa konusunda israrlı olacaktır. Biz Kürdler açısından ise, yeni anayasanın Kürd sorununa yaklaşımı daha önemlidir.

PSK-YDKK, Kürdistanlı siyasi yapıları, “çözüm süreci” ve yeni anayasa alanlarında önem arz eden 2015 seçimlerinde ve sonraki dönemde ortak bir tutum takınmaya, el ele vermeye çağırır.

Mecliste görüşülen ve kismen yasalaşan AKP hükümetinin hazırladığı “İç Güvenlik Yasa Tasarıları”, valileri, kaymakam ve polis şeflerini ali kıran baş kesen haline getiriyor, değişim ve demokrasi açısından geriye gitmeyi ifade ediyor.

Meclis’te kabul edilen yasaların iç güvenliği sağlamayacağı, aksine daha ağır güvenlik sorunlarına neden olacağını düşünen PSK-YDKK;

AKP’yi tasarıları geri çekmeye,

Değişim ve demokrasiden yana olan güçleri, var olan hak ve özgürlükleri korumak ve yeni mevziler elde etmek amacıyla el ele vermeye, başta sivil itaatsizlik olmak üzere şiddeti dışlayan eylemlerle AKP tekçi ve otoriter yönetimine karşı çıkmaya çağırır.

PSK-YDKK, eril iktidar ve erkek egemen düşüncesinin sonucu olan ve son dönemde giderek artan kadın cinayetlerini protesto eder, kadınların hak ve eşitlik mücadelesine olan desteğini bir kez daha yineler.

2015 yılı 1915 Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yılıdır.

1915 yılında Osmanlı topraklarında bulunan Ermenilere ve Süryanilere yapılanlar katıksız bir soykırım uygulamasıdır.

PSK-YDKK, Ermeni soykırımının yüzüncü yılında coğrafyamızın kadim halklarından biri olan Ermenilerin acılarını paylaşır, üye, taraftar ve sempatizanlarını bu vesileyle etkinlikler yapmaya, başta Ermenilerinki olmak üzere yapılacak eylemlere katılıp destek sunmaya çağırır.

2015 yılı aynı zamanda 1925 Kürd Milli Hareketi’nin 90. yıldönümüdür.

Azadi Örgütü’nün önderlik, Şeyh Said Efendi’nin liderlik yaptığı 1925 Kürd Milli Hareketi, başta Kürdler olmak üzere Türk dışındaki tüm ulusal gurupların inkarı ve asimile edilmesi temelinde kurulan kemalist TC devletine karşı yürütülen ve Kürdlerin ulusal demokratik haklarını elde etmeyi amaçlayan ulusal bir hareketti.

PSK-YDKK, 90. yılında Kürd Milli Hareketi’nin sömürgeci TC devleti tarafından asılan liderlerini bir kez daha saygıyla anar, yurtsever, demokratik Kürd örgütlerini Şeyh Said ve ardaşlarının, Seyid Rıza ve arkadaşlarıyla Said-i Kurdi’nin mezarlarının bulunması için el ele vermeye çağırır.

PSK 10 Kongresi’nde alınan legalleşme kararını, bu kararı hayata geçirmek üzere hazırlanan yol haritası ve bugüne kadar yaşanan gelişmeleri değerlendiren PSK-YDKK, tüm üye ve taraftarlarına 10. Kongre kararına daha çok sahip çıkma ve hayata geçirilmesi için daha fazla çaba gösterme çağrısında bulunur.

Şubat 2015

Kürdistan sosyalist Partisi-PSK

Yurtdışı Komitesi

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3770 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:54:47