KKP; önümüzdeki sürece ilişkin politik mücadele ve propagandanın ana çizgilerini belirlerken şunlardan hareket eder;
*Covit-19 ekonomik, sosyal, siyasal süreçleri etkiliyor, derinleştiriyor, şekillendiriyor. Bunu en net kapitalizmin üç yapısal krizini hızla derinleştirmesi (yani kendi kurumlarıyla yaşadığı iki arada bir derede kalma krizi; doğa-çevre ile büyüyen çelişkisi ve zenginlik içinde yoksulluğun derinleşmesi) üzerinden izliyoruz. “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” belirlemeleri yeni bir durumdan çok var olan kriz ve çelişkilerin derinleşmesini ifade ediyor. Covit-19 açıkça “Ey insan Dünya salt sana ait değil. Sen efendi diğer canlılar ihtiyaçlarının emir eri değil! Senin olduğu kadar bütün canlılara, mikroorganizmalara ait. Bu gerçeği kabul edip canlılara saygılı davranmazsan kaçacak yer bulamazsın” dedi.
*Corona ile birlikte ekonomik, siyasal, askeri güç dengelerinde Batı’dan Doğu’ya (Asya’ya) güç kayması hızlanacak. Çin uluslararası alanda ABD ile askeri değil ekonomik yani Yumuşak Güç olarak yarışacak. Zaten başından beri küresel yarışa askeri değil ekonomik gücüyle katılma stratejisini uyguluyor. ABD halen süper askeri güç ama sağlıkta en dipte. Küba küçük bir sosyalist ülke ama sağlıkta süper güç! Bu realite çok şeyi değiştirecek.
*Kürdistan’ın merkezinde yer aldığı bölgede; halklar ve coğrafya, savaş yorgunu! 25 yıldır sürdürülen postmodern savaşın görünür gelecekte bitirileceğinin işaretleri yok. Savaşı yürüten bölge sömürgeci devletleri ve emperyalist güçlerin tümü “barış ve istikrarı için ülkeleri işgal ettikleri” yalanını sürdürüyorlar!
*Kürt halkının ulusal özgürlük ve bağımsızlık mücadelesine karşı statükocuların işbirliği derinleşiyor! Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (KBY) karşı Türkiye ile İran 16 Ekim 2017 Kerkük konseptini sürdürüyor. Irak Federal Hükümeti ise işgal ve saldırılara görünürde karşı çıksa da kapalı kapılar ardındaki gizli anlaşmalarda destekliyor. Hedef KBY’nin yarı bağımsız Konfederal statüsünü geriletmek ayrı Peşmerge Ordusuna son vermek.
*Rusya-Türkiye-İran statükocu üçlü; 1 Temmuz'da, Rojava Özerk Yönetimi’ne (RÖY) “Ya Özerklik Statüsünü fesheder kentleri, sınırları Suriye’ye devredersin ya da Azez, El Bab-Efrin, Girê Spî, Serêkanî’de olanların bugün Kobanî-Minbiç-Ayn İsa'da tekrarlanması için Türkiye'nin önünü açarız” diyorlar! Ya kırk katır ya kırk satır ikilemi!
*İran ve Türkiye, "Irak-Suriye parçalanırsa sıra bize gelir" tehdit algısından hareket ediyor. Rusya-Çin’de ise "İran-Türkiye parçalanırsa sıra bize gelir" tehdit algısı hakim. Yani Kürtlerin ulusal özerklik veya bağımsızlık hedefinin önündeki statüko duvarı Moskova-Pekin’e kadar uzanır. Bunlar Kürdistan ulusal mücadelesinin yüzleştiği birden kuşatma ve saldırı halkaları!
*Covit-19 ile birlikte ekonominin geleceği esas gündem. IMF Başkanı Georgieva “Dünya karanlık dönemden geçiyor. IMF tarihinde hiçbir zaman dünya ekonomisinin böylesine durma noktasına geldiğine tanıklık etmedik” diyor. Bu koşullarda burjuvazi ve siyasal temsilcileri; kapitalizmi kurtarmak için "kahrolsun neoliberalizm"e sarıldılar. Çünkü Covit-19 insanı eve hapsetmeyi, kapitalist serbest piyasa ekonomisini ulusal sınırlara sıkıştırmayı ve küreselleşme trendini frenlemeyi başardı. İlk kez bir salgın insanı, ekonomisi ve habitatıyla birlikte hedefledi. İşinden-ekonomik-kültürel-siyasal faaliyetinden kopartıp evde karantinaya zorladı.
*Türk ekonomisinde toparlanmanın işaretleri yok, tersine küresel kaynaklar %4 ile 5 arasında küçülecek diyorlar. Yani ekonominin Tsunamisi “geliyorum” diyor. Hükümetin “normalleşme” adımları işçi-işsiz-yoksul için yaşamı anormalleşiyor çünkü işçinin işten çıkarılması normalleşiyor. Zam yağmuru işsiz, yoksulun yaşamını cehenneme çeviriyor.
*Korona Virüs “Tarım ve hayvancılığın önemini” gözler önüne serdi. KKP yıllar önce “21. Yy da Özgürlük ve Sosyalizm Manifestosu”nda Tarım 21. Yy da stratejik önem kazanacak demişti.
*Covit 19 ile birlikte iktidarlar “daha çok devlet, daha az özgürlük” politikalarını güçlendiren adımlar atıyor. “Fırsat bu fırsat” diyen Cumhur İttifakı; kayyımlar, baskı, tutuklatma ve kadınları hedef alma, hak ve özgürlükleri kısıtlayan yasaların yıldırım hızıyla Meclisten geçirilmesi ile özgürlükleri kuşatıyor, sosyal hakları kuşa çeviriyor.
*Türk rejimi Kürt meselesini çözmek yönetmek yerine çözüm-çözümsüzlük ikileminde içeride ve sınır ötesinde meselenin arkasından şiddet-savaş sarmalına sürükleniyor! Cumhur ittifakı açık dövüşüyor! İktidarı için Kürt siyasetini özelde HDP’yi "tehlike" gördükleri için kolu kanadı ötesinde belini kırmaya çalışıyor. Millet İttifakı ise “23 Haziran gibi Kürtler yine AKP’ye karşı mecburen bize oy verir” kaçak ve oportünist dövüşüyor. Demokrasi Cephesini değil, AKP’yi iktidardan düşürüp kendilerine iktidar yolunu açacak seçim ittifakı taktiğini izliyor! Ve taktik ittifakta bile, Kürt siyasi temsilcilerine özelde HDP’ye kapalı.
*Küçülen ekonomiye, artan kadın cinayetlerine, füze gibi tırmanan işsizliğe, kepenk açmayan esnafa, tırmanan dövize çözüm üretemeyen Cumhur İttifakı; muhtemel erken seçimi 1 Kasım 2015 politikalarıyla kazanmak istiyor. Zaten 7 Haziran 2015 seçim öncesi-sonrası HDPyi baraj altında bırakma amaçlı siyasi mesajlar yüklü saldırı politikasını şimdiden izliyor. “Erken seçim yok” dense de seçim gündemden düşmüyor! Çünkü ekonomik kriz ağırlaşıyor, işsizlik büyüyor Başkanlık Sistemi dikiş tutmuyor, Irak-İdlib-Mavi vatan-Libya’nın iç siyaset girdisi belirsiz.
Bunlardan hareketle KKP PM;
1 – Savaşa karşı barış şiarıyla, 25 yıldır süren ve bölgeyi kan gölüne çevirip milyonlarca insanı evinden, ülkesinden eden savaş “hayır” demeye ve sömürgecilerin, emperyalistlerin; Kürdistan-Irak-Suriye-Lübnan-Yemen-Libya başta olmak üzere işgal ettikleri yerlerden çıkartılmaları için halkları mücadeleye çağırır.
2 – Sömürgecilerin Kürt/Kürdistani olana koordineli saldırılarına karşı parti ve hareketlerimizi; Ulusal stratejiyle aralarındaki dar çıkar ve erken iktidar kavgalarını aşarak birlikle hareket etmeye... Rusya-Türkiye-İran tarafından, Türk sopası gösterilerek Rojava’ya statüsüzlük dayatmalarını reddederek bu şer ittifakına karşı ulusal birlikle mücadele etmeye… Türkiye ve İran’ın karadan, havadan süren saldırı ve işgallerine karşı “hangi parçada olursa olsun halkımızın kazanımları bizimdir” ulusal bilinciyle KBY ile dayanışma geliştirmeye... RÖY ile KBY kazanımlarını ortak ulusal payda görüp savunmaya… Bölgesel-küresel desteği genişletmek için KBY ile RÖY’lerini koordineli diplomatik faaliyet sürdürmeye çağırır!
3 – Peşmerge içindeki işbirlikçi sömürgeci elin kopartılması; KBY’de ulusal birlik sağlanarak bağımsızlığa odaklanması, siyasal parti ile demokrasinin nefes alabilmesinin adımlarından biri olarak; Peşmergenin hızla YNK-KDP Peşmergesi olmaktan çıkartılıp partilerüstü Ulusal Orduya dönüştürülmesi yönünde KBY Hükümetine çağrıda buluyoruz.
4 - Rojava Kürdistan’ında PYNK ve ENKS’yi; 16 Haziran 2020 Ulusal Birlik çerçeve anlaşmasının halkta, siyasetimizde yarattığı heyecan ve umudun sönümlenmesine izin vermeden Duhok 2014 Anlaşmasının yol haritasını belirleyip hayata geçirmeye çağırır.
5 - Dört parça Kürdistan komünist, sosyalist hareketini, ulusal özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde öncelikle kendi aralarında ortaklaşmaya, bu amaçla gerçekleştirilen Hewlêr ortak Konferans hedeflerini kalıcılaştırmaya çağırır.
6 – Kürdistan ve Dünya Komünist hareketini, burjuvazinin kapitalizmi kurtarmak için “Kapitalizm iyi Neoliberalizm kötü” politikalarına karşı “kahrolsun kapitalizm çözüm sosyalizmle gelecek” şiarı uğruna işçi sınıfı ve emekçi halkları örgütlü mücadeleye ve şimdi “Kapitalizm out Sosyalizm in” şiarını haykırmaya çağırır.
7 – AKP iktidarının; kapitalizmin ağırlaşan krizini çözmek amacıyla işçi sınıfının Kıdem Tazminatına el koyma, 25 yaş altı, 50 yaş üstü işçileri; sigorta, ihbar-kıdem tazminatı, işe iade davası açma hakkı vb. olmadan çalışmaya zorlayacak “İstihdam kalkanı Paketi”ne ve zam yağmuru, işsizliğe karşı mücadeleye çağırır. Ağırlaşan sosyal sorunlar altında bunalan işsiz ve yoksulları, intihar etmelerinin çözüm getirmediğini, içe doğru çöküş-tükeniş olan intihar yerine öfke ve kararlılıkla kapitalizme ve siyasal iktidarlarına karşı mücadeleye çağırır.
8 - Şırnak halkının bir Uzman Çavuşun bir çocuğa aleni cinsel saldırısını kitlesel olarak protesto ederek uzun süredir süren taş çatlatan sessizliği bozmasını alkışlar ve halkımızı artan siyasi, sosyal saldırılara karşı demokratik tepki vermeye çağırır.
9 - Siyasetin, iktidar için oy hesabıyla peşinden koştuğu, teknolojiyle gözünü açan, eğitimli işsiz, zenginlik içinde yoksul, umut karartan Neoliberalizm ile büyüyen, doğa-hayvan haklarına duyarlı, iktidarlara tepkili ve isyan-hareket potansiyeli yüksek 2000li yıllarda doğan Z Kuşağı Gençliği sömürgeci kuşatmaya, özgürlükleri kısan tek adam rejimine, sosyal yaşamınızı ve geleceğinizi karartan kapitalizme karşı mücadeleye çağırır.
10 –Halkımızı, halklarımızı, bütün ilerici, demokrat, sosyalist dinamikleri; kadınlara özelde Kürdistan kadınlarına yönelik Cumhur İttifakının artan saldırganlığına karşı kadının direnişini sahiplenip birlikte büyütmeye çağırır.
02.08.2020
KKP Parti Meclisi