Yaklaşık 57 bin nüfuslu Şırnak\'ta 12 mahalle var ve çatışmalar şehrin genelinde yaşandı. Kent sakinlerinin çoğu, Cizre, Uludere, İdil, Silopi, Beytüşşebap ve Güçlükonak ilçeleri ve köyleri ile bölgedeki diğer illere dağıldılar.
Şırnak\'ı terk etmek istemeyen 3 bin aile ise şehrin çevresinde kurdukları çadırlarda yaşıyor. Aileler yasağın kalkmasını bekliyor. Gabar ve Cudi dağının birleştiği Kasrik Boğazı\'ndan geçerek Şırnak\'a doğru ilerliyoruz.
Yüksekçe bir yerde konumlu olan Şırnak\'ın üzerinden dumanlar yükseliyor. Yol boyunca bazı yerlerde küme küme kurulan çadırlar görüyoruz.
Ahırlar barınak oldu
Sêgira olarak adlandıran yerde de yirmi çadır kurulmuş. Daha önce hayvanlar için yapıldığı anlaşılan ahırlar da çatışmalardan kaçan Şırnaklılar için barınak olmuş.
Yaklaşık üç aydır çadırlarda kalan 200\'ü aşkın kişi gidecek bir yerleri olmadığı için çadır kurmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.
Etrafımıza toplanan onlarca çocuk ise üç aydır okula gidemediklerini belirtiyor.
Dokuz yaşındaki Havin de onlardan biri. Mehmetçik İlkokulu üçüncü sınıfına gittiğini söyleyen küçük kız, okula gitmeyi özlediğini söylüyor.
Tahir Sunar, iki eşi ile birlikte eski bir ağılda kalıyor. Eşi Emine, Şırnak üzerinde yükselen dumanları göstererek ağlıyor.
\"Evimize ne olduğunu bilmiyoruz\"
Sekiz çocuk annesi Saadet Bahşiş de ailesinin farklı yerlere dağıldığını anlatıyor.
Çocuklarının bir kısmı Silopi\'ye bir kısmı Siirt\'e gitmiş. Bahçelievler\'deki evlerinin ne durumda olduğunu bilmiyor.
\"Dört katlı evimiz vardı ama o mahallede birçok ev yakılmış. Orada neler olup bittiğini bilmiyoruz çünkü mahalle sakinlerinin hemen hemen hepsi Şırnak\'tan ayrıldı.
Çocukların soğuklardan dolayı hastalandığını anlatan Saadet, susuzluğun çok büyük sorun olduğunu söylüyor. Yemekleri ateşte pişirdiklerini söyleyen kadın, çok güç koşullarda yaşadıkları yeri göstererek anlatıyor.
Başka yerlere neden gitmediklerini sorduğumda \"Şırnak\'tan uzaklaşmak istemiyorum. Çıkıp izliyoruz. Yakılıp yıkılıyor, elimizden bir şey gelmiyor ama uzağa gitmeyeceğiz\" cevabını veriyor.
\"Evimiz yıkılmışsa, yerine çadır kuracağız\"
Emine Sunar da oğlunun beş katlı evinin yıkıldığını anlatıyor.
\"Üç aydır çadırda yaşıyoruz, yasağın kalkmasını bekliyoruz. Hiçbir yere gitmeyeceğiz, yasak kalkar kalkmaz, evimiz yıkılmış olsa da çadırı kurup orda kalacağız, toprağımızı bırakmak istemiyoruz.\"
Bütün eşyalarının evde kaldığını anlatan Emine, patlama ve silah seslerinden geceleri yatamadıklarını anlatıyor.
\"Hepimiz çok korkuyoruz. Şırnak\'tan buraya kadar mermiler geliyor. Geçen gün komşumuz çadırının önünde oturuyorken gelen bir kurşunla yaralandı. Hayatta kalmak için kaçtık ama burada hiçbirimizin can güvenliği yok. Barıştan başka hiçbir şey istemiyoruz, insanlar ölmesin artık, yeter!\"
Beton ahırın bir bölümüne örülen briketler ile derme çatma bir oda ve banyo yapılmış.
Çatısı olmayan evin üstünü de mavi bir branda ile kapatmışlar. Evin kadınları, bütün eşyaların daha sonra hayırseverler tarafından verildiğini aktardılar.
Saadet\'in 19 yaşındaki kızı da üniversite öğrencisi. Ne adının yazılmasını istiyor ne de fotoğrafının çekilmesini.
Eylül ayından beri Şırnak\'a gelmediğini ve okulların tatil olmasından sonra iki gün önce döndüğünü anlatıyor.
Gördüğü manzaranın kendisinde bir öfkeye neden olduğunu ifade ediyor. Kime öfkelendiğini sorduğumda ise cevap vermek istemiyor.
Genç kadın, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını söylediğinde gözleri doluyor. Yaşanan çatışmalardan haberdar olduğunu ama insanların bu kadar perişan olduğunu tahmin edemediğini dile getiriyor.
\"Anadolu şehirlerinden birinde üniversite okuyorum. Oralarda hayat gayet normal. Her şey çok güzel. Ama memleketimin haline bak, şehirlerimiz, evlerimiz yakılıp yıkılıyor. Artık dönecek bir evimiz var mı yok mu bilemiyoruz.
\"Ne olacak, nasıl olacak, bilemiyorum. Hiçbir şey yerinde değil. Eskisi gibi de olmayacak. İnsanlarımız çadırlarda, çocuklar ortalıkta sersefil olmuş durumda. Durum ne zaman normale döner, hiç bilmiyorum. Sizce nasıl duygular içinde olmam gerek, söyler misiniz?\"
\"Çocuklar sık sık hastalanıyor\"
Hatun Belge, kuması Seyran ile aynı çadırda kalıyor. Dokuz kişinin kaldığı çadırda küçük çocuklar televizyon izliyor.
Seyran, bebeği Berivan\'ı ayaklarında sallayarak yatırmaya çalışıyor. Hava sıcak ve çok fazla sinek var. Çocuğu yatırmakta güçlük çekiyor.
Üç çocuğu özürlü olan Seyran, Dicle Mahallesi\'ndeki evlerinin akıbetini bilmediğini söylüyor.
Üç ay boyunca, yağmur, kar, fırtına ve soğukta çok zor koşullarda kaldıklarını, çocuklarının sık sık hastalandığı anlatıyor.
O da komşuları gibi evine dönmek istiyor ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının o da farkında.
Biraz sonra Emine adındaki yaşlı kadın da çadırlarına geliyor ve yaşam koşullarının çok kötü olduğunu anlatıyor.
O da komşu çadırlardaki aileler gibi Şırnak\'taki evinin ne durumda olduğunu bilmiyor. \"Tek istediğim şu savaşın bir an önce bitmesi ve hepimizin yerine yurduna dönmesi\" diyor.
Telefonla ulaştığımız Şırnak Belediye Eş Başkanı Serhat Kadırhan, 3 bin ailenin Şırnak\'a yakın Dergül bölgesinde kurulan çadırlarda kaldıklarını aktardı.
Şırnak Belediyesi\'nin çadırlarda kalan ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalar yaptıklarını söyleyen Kadırhan, yapılan tespitler sonucunda Şırnak\'tan giden 1500 ailenin ise Uludere ilçesi ve Balveren Köyü\'nde kaldığını belirtti.
\"1500 aile yaklaşık 5 bin insan demek. Ayrıca Şırnak\'tan gidenlerden Silopi\'de bin aile, Cizre\'de 400 aile, Güçlükonak\'a yakın Germav denen bölgede 400, Eruh\'ta 400, Siirt\'te yaklaşık 2000 aile var. Şırnak\'tan çıkmayan yaklaşık beş bin kişi ise Gündoğan ve Yenişehir mahallelerinde kalıyor. Aydınlıkevler, Atatürk ve Yeşilyurt\'ta da kalan çok az sayıda insan olduğunu biliyoruz.
Şırnak Belediye Eş Başkanı Kadırhan, Şırnak merkezde İsmetpaşa, Gazipaşa, Cumhuriyet, Dicle ve Yenimahalle, Bahçelievler mahallelerinin büyül oranda yıkıldığını; Aydınlıkevler, Atatürk ve Yeşilyurt mahalllerinin ise bir bölümünün yıkıldığını belirtti.