Lice’de 1993 yılında 16 sivilin öldürüldüğü, 36 kişinin de yaralandığı olaylara ilişkin açılan davanın karar duruşması bugün görülüyor..
Duruşmadan gelişmeler şu şekilde:
-Duruşmada katılan vekillerinin süre talebi ve sanık Eşref Hatipoğlu’nun sanık olduğu diğer dosyasının celbi talepleri reddedildi.
-Davacı Şiyar Kaymaz, “Ben olay tarihinde 13 yaşındayken Eşref Hatipoğlu 23 Ekim 93’te olayın ertesi günü tüm Licelileri meydana toplayıp, yüzümüze bakarak siz daha yaşıyor musunuz’ dedi. Bugün siz, gözümüzle gördüğümüz şeye inanmıyorsunuz” dedi.
“İzmir’den Lice dosyasına bakıyorsunuz”
- Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın ise “ Güvenlik gerekçesi ile mahkeme dosyayı Diyarbakır’dan Eskişehir’e oradan İzmir’e gönderdi. Siz de İzmir’den oturup Lice dosyasına bakıyorsunuz, keşif dahi yapma ihtiyacı duymuyorsunuz. Israrlı talebimizi de reddediyorsunuz. Bu dosyada sanıkların da sanık müdafilerinin de güvenlik sorunu yoktur. Temizöz davası 4 yıl Diyarbakır’da görüldü, sorun yaşanmadı. Bu dosyada Tahir Elçi ve Selçuk Kozağaçlı katılan vekilleriydi. Bugün Kozağaçlı tutuklu, Elçi katledildi. Varsa bizim için güvenlik sorunu vardır” diye konuştu.
-Davanın avukatlarından Yunus Muratakan “Klasörlerce verilen ifadeler, toplanan deliller, bilirkişi incelemesi dahi yapılmayan mevcut otopsi raporları, 16 Licelinin öldürülmesine karşın 25 yıldır sürüncemede bırakılan davada savcının verdiği mütalaa 2 paragraf!” diye tepki gösterdi.
Davanın geçmişi
Dava, “güvenlik” gerekçesiyle önce Eskişehir’e, ardından da İzmir’e nakledilmişti. Davanın tek sanığı olan emekli Albay Eşref Hatipoğlu ise, 27 Temmuz tarihinde İzmir Foça’da trafikte yol tartışması yaşadığı Sinan Akbal’ı silahla omzundan vurması nedeniyle tutuklanarak cezaevine konuldu.
Olayın failleri olarak gösterilen dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tunay Yanardağ hakkında "Taammüden öldürme", "Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik", "Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma" suçlarından açılan davada, ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 24 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.
Ancak dava devam ederken sanıklardan Üsteğmen Tunay Yanardağ, 23 Ağustos 2015’te Singapur'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Ölümü üzerine Yanardağ’ın dosyası düşerken, davanın tek sanığı olan Eşref Hatipoğlu ise tutuksuz yargılanıyor.
Yargılamanın başladığı günden bu yana mağdur avukatlarının dile getirdiği taleplerin büyük çoğunluğu mahkeme heyeti tarafından her defasında reddedildi. Bu talepler arasında Lice’de keşif yapması, olaylar yaşandığında Lice’ye girmesi engellenen Deniz Baykal’ın tanık olarak dinlenmesi, yine gazeteci Mithat Bereket, yaşamını yitiren Bahtiyar Aydın’ın ablası Birsen Aydın Fındık ve Şemdin Sakık’ın tanıklığına başvurulması, sanık Tunay Yanardağ’ın ölümüne ilişkin DNA incelemesi, sanık Eşref Hatipoğlu ile sanık olarak tespit edilecek diğer isimlerin tutuklanması ve Genelkurmay eski başkanı İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenilmesi yer aldı.
Savcı beraat istedi
Mahkeme’nin 12’nci duruşmasında iddia makamı 25 yıllık geçmişi olan Lice Davası’nda mütalaasını açıkladı. Mütalaasında PKK’nin ilçedeki askeri üsse saldırısı sonrası çatışmaların çıktığını öne süren savcı, Jandarma Bölge Komutan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da beraberindeki heyetle ilçenin doğusundaki komando bölüğüne helikopterle inmek istedikleri sırada atılan roket ve silah atışlarından yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiğine yer verildi.
Aydın’ın yaşamını yitirmesinin ardından komutanın geçtiği Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Eşref Hatipoğlu’nun da yaralandığına yer verilen mütalaada, Hatipoğlu’nun görev yaptığı 1992 ile 1995 yılları için “PKK terör örgütünün saldırılarının daha da yoğunlaştığı dönem olduğu, sanığın böyle bir ortamda güvenlik güçlerinin amiri pozisyonunda olduğu, görevi gereği teröre karşı gereği için çok sayıda emir ve talimat vermesinin normal olduğu, teröristlere karşı operasyon yapılması ve silahlı çatışmaya girilmesi ve bu emirlerin verilmesi görevi olduğu, suç tarihinde Lice’de meydana gelen olay nedeniyle bölge komutanı olan Bahtiyar Aydın’ın şehit olduğu, açılan ateşin nereden hangi terör unsurlarınca yapıldığının açıkça belli olduğu, sanığın herhangi bir kişinin öldürülmesi için emir verdiğine, halkı isyana ve birbirlerini öldürmeye teşvik ettiğine, cürüm işlemek için teşekkül oluşturduğuna dair hakkında cezalandırmaya yeterli şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil bulunmadığı…” değerlendirmesinde bulunuldu.
Hazırlanan mütalaada yaşamını yitiren sanık Tunay Yanardağ hakkında ise, “Aynı suçlardan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de sanığın suç tarihinde Üsteğmen rütbesinde Jandarma İstihbarat Tim Komutanı olarak Asayiş Komutanlığı’na bağlı olarak görev yaptığı, olay sonrasında Tünay Yanardağ’ın, Bahtiyar Aydın’ın Lice’ye gitmesini sağladığı ve öldürttüğüne yönelik duyum raporlarına dayanılarak, suçlamada bulunulmuş ise de buna ilişkin sanığın bu suçları işlediğine dair hakkında cezalandırmaya yeterli delil elde edilmediği anlaşılmış ise de sanığın 19/08/2015 tarihinde öldüğü, toplanan tüm delillerden anlaşılmıştır. Sanık Eşref Hatipoğlu’nun isnat edilen suçları işlediğine dair hakkında cezalandırmaya yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilmediğinden CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatına, sanık Tünay Yanardağ hakkında kamu davası açılmış ise de sanık öldüğünden TCK’nın 64/1 maddesi gereğince hakkında açılan kamu davasının düşürülmesi” talep edildi.
Reddi hakim talep edilmişti
Davanın görülen son duruşmasında mağdur ailelerin avukatı Av. Yunus Muratakan, taleplerinin sürekli reddedilmesine ilişkin “reddi hakim” talebinde bulundu, ancak bu talepte reddedildi.