CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde 21 Ağustos'ta 'kaybolması'ndan 19 gün sonra evinin yakınlarındaki derenin kenarında çuvala konmuş halde ölü bulunan sekiz yaşındaki Narin Güran'ı cinayetinde köylülerin 'suskun' kalmasına tepki gösterdi. Tanrıkulu, Güran cinayetle ilgili suskunluğu eleştirerek Tavşantepelilere ‘cesaret’ çağrısı yaptı.
Tanrıkulu, "Diyarbakır adalet değerlerine çok önem veren bir kent ve kültür. Narin'in köyünden mutlaka bir cesaretle bu bilgileri paylaşacak birilerini olması lazımdı" dedi. "İnsanlar bir ölüm olayı karşısında suskun kalıyorlarsa, hele ki Diyarbakır gibi bir yerde bilgilerini, görgülerini, tahminlerini paylaşmaktan çekiniyorlarsa gerçekten bu bir sorundur" ifadelerini kullanan Tanrıkulu, şöyle devam etti:
"8 yaşında korumasız bir çocuğun zorla kaybedilmesi, alıkonulması, öldürülmesi söz konusu. Buna karşı susmamak için milletvekilliği veya başka bir sıfata gerek yok."
'Bilgisi olan o köylülerin...'
"Vicdanımız korku nedeniyle kırılmışsa, suskun hale gelmişse biz ne için yaşıyoruz? İnsan ne için yaşar?" diye soran CHP'li vekil, "Vicdanı için yaşar, değerleri için yaşar" deyip ekledi:
"Ben ölümden bahsediyorum. Arkasında hangi neden olursa olsun küçük bir kızın köy içerisinde kaybedilmesinden bahsediyorum. Bilgisi olan o köylülerin, orada yaşayanların, akraba, yakın, kardeş ne varsa vicdanen çıkıp ya kendi ailesine söyleyecek ya da gidecek adli makamlara bilgi verecek."
'Önceki aramalarda nasıl ulaşılamadı?'
Tanrıkulu, arama çalışmalarına ilişkin çelişkilere de dikkat çekti:
"19 gün sonra sonuçta suyun içerisinde deforme olmuş, çürümeye yakın hale gelmiş bir çocuğumuzun cesediyle karşılaştık. Böyle bir olayda kaybı nerede ararsınız? Bataklıktır, su kaynaklarıdır, ormanlık alandır, varsa uçurumdur. Küçük bir nehir var, onun derinleştiği yerde 19 gün boyunca saklamışlar. Teknik cihazlarla yapılan aramalarda nasıl ulaşılamadı?"
Eski başkanı olduğu Diyarbakır Barosu'nun bu tür olaylarda geri adım atmayacağını da belirten Tanrıkulu sözlerine şöyle son verdi: "Diyarbakır Barosunun tarihi, böyle olaylarda tek bir milim geri adım atmamakla anılır. Ben de Diyarbakır Barosu önceki dönem başkanı, halen üyesi ve Diyarbakır Milletvekili olarak tek milim geri adım atmayacağımızı söyleyebilirim."