İşkence iddialarının gündeme gelmesine yol açan olaylar Halfeti ilçesinin Dergili Mahallesi'nde çıkan çatışmayla başladı. PKK’lılar ve güvenlik güçleri arasında çıkan ve bir polisin yaşamını yitirdiği olayla bağlantılı 54 kişi gözaltına alındı. Operasyon sürerken gözaltına alınanlara işkence yapıldığı iddiaları gündeme geldi.
Şanlıurfa Barosu İnsan Hakları Merkezi dün sosyal medya hesabı üzerinden bir fotoğraf yayınlayarak iddiaları sürdürdü. Fotoğrafta elleri arkadan kelepçelenmiş ve yüzükoyun yere yatırılmış bir grup görülüyor. Baro İnsan Hakları Merkezi fotoğrafın Bozova İlçesinde bir jandarma karakolunda çekildiğini belirtti.
İddialarla ilgili VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Baro Başkanı Abdullah Öncel, gördüğü manzaranın korkunç olduğunu söyledi.Öncel, “Bir meslektaşım üç gün önce beni aradı, babasının Halfeti’deki olaylardan dolayı gözaltına alındığını söyledi. 24 saat kısıtlılık süresi dolmasına rağmen avukatlarla görüştürülmediğini söyledi. İlgili Cumhuriyet savcısını aradım, neden görüştürülmediğini sordum, kısıtlama kararı olduğunu söyledi. Görüşmeden 10 dakika sonra polis avukat arkadaşı aradı ‘Gelin görüşün’ dedi. Avukat arkadaşlarımızın ilk etapta gördükleri manzara korkunç. Şüphelilerle polis nezaretinde görüşmesi istenmiş. Avukat arkadaşlarımızın itirazına rağmen, bu direngenlik devam ediyor. Şüphelilerin çoğunun yara bere içinde, yüzlerinde morluklar, şişlikleri var. Arkadaşlarımızın söylediği şeyler korkunç. Tutanak tutmak istediklerini ancak şüphelilerin ‘İşkence var mı?’ şeklindeki sorularına rağmen, ’Hayır biz içeri girerken, gözaltına alınırken, mukavemetle karşılaştık. O yüzden bu yara bere mevcut’ diye beyan verdiler. Avukat arkadaşlar ısrarla ‘Bakın net şekilde sabit izler var, kafanız kırık, gözünüz yarılmış, kimisinde çizikler var’ demesine rağmen arkadaşlar beyan vermekten, konuşmaktan, altına imza atmaktan korkmuşlar. İddialara ilişkin başsavcıyla görüştüm, durumu kendisine anlattım. ‘Çok ciddi iddialar var. Lütfen hassasiyet gösterin soruşturma hukuk kuralları çerçevesinde gitsin’ dedim. Konuyu araştıracağını söyledi. İddialar devam edince, ben ve yönetim kurulu arkadaşlarımız TEM şubesinde gittik, 4 şüpheli ile yüz yüze görüşme imkânı bulduk. Manzara vahimdi, arkadaşlarımızın anlattıklarının benzeri şeyler gördük. İşkence olduğunu, işkence emarelerini öğrendikten, hemen sonra harekete geçtik. Bütün birimlerimiz, arkadaşlarımız çalışıyor. Biraz sonra işkence iddialarına ilişkin suç duyurusunda bulunacağız. Gerekli hukuki girişimlerde bulunacağız. Hem fotoğraflarla ilgili, hem de dün gördüğüm manzara ile ilgili suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Olayla ilgili araştırma yapmak üzere Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubeleri Şanlıurfa’ya bir heyet gönderdi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Şube Başkanı Av. Barış Yavuz iddiaların kabul edilemez olduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Yavuz, “Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. İşkence mutlak bir yasaktır, bir istisnası yoktur, istisnası olmayan mutlak bir yasaktır. Bugün hala bu kadar ağır bir şekilde yapılıyor olduğunu görmek gerçekten kabul edilebilir bir durum değildir. Pervasızca uygulanıyor, bu uygulama neden yapılıyor? Çünkü işkencenin yapılabilirliğine dair en üst makamların onayı olursa sonucu da böyle olur. En alttakiler de kalkar böyle işkenceyi uygular, bunu yasak olduğuna dair bir bilince yaymazsanız, mutlak bir yasak olduğunu, hiçbir şart altında istisnası olmadığını, her bunu her bir seviyeye kadar indirmezseniz, yaptıkların hep işkence olduğunu bilerek ve isteyerek yaparlar. Ters kelepçenin bile tek başına bir işkence olduğunu söylüyoruz” dedi.
Bu arada olayla ilgili HDP de bir açıklama yaptı. Halfeti’de Anayasanın ihlal edildiği vurgulanan açıklama da “Güvenlik güçlerinin Halfeti’ye bağlı çeşitli köylerde gelişigüzel en az 38 kişiyi gözaltına alması, bu kişileri ters kelepçeleyerek yere yatırması, bu kişilere ortaçağ işkence biçimlerini aratmayacak şekilde zulüm etmesi, Türkiye’nin imzaladığı tüm işkence karşıtı sözleşmelerin de rafa kaldırıldığını gösteriyor. Mafyavari söylemlerle işkence uygulayan güvenlik güçlerine, Türk Ceza Kanunu’nun 94’üncü Maddesi uyarınca, işkence suçunun zaman aşımına tabi olmadığını, kendilerini şu anda koruyup kollayanların baki olmadığını hatırlatırız” denildi.