ANF\'de yayınlanan habere göre YDG-H tarafından yapılan açıklamada, \"Medyada açık bir biçimde görüldüğü üzere 28 Kasım günü takip edilen iki arkadaşlarının sivil polisler tarafından sivil bir ticari taksi içerisinde durdurulduğu, burada yaşanan çatışmada 2 polisin öldürüldüğü\" belirtildi.

\"Bu çatışmanın hemen akabinde biri mermisi bitmiş, diğeri ise bozulmuş olan silahıyla alandan ayrılmaya çalışan üyelerinin tesadüfen Tahir Elçi ve beraberindeki sivil toplum kuruluşları üyesi grubun basın açıklaması yaptığı sokağa girdiği\" belirtilen açıklamada \"YDG-H\'lilere burada polisler tarafından ikinci bir müdahalede bulunulduğu, kameralara yansıdığı üzere burada YDG-H\'liler tarafından hiçbir mermi sıkılmadığı ve sadece alandan hızlıca çıkmaya çalıştıklarına\" dikkat çekildi.

Tahir Elçi\'nin katledildiği sırada karşı taraftan da Sur\'da bulunan diğer YDG-H üyeleri tarafından da karşı bir müdahalenin olmadığının vurgulandığı açıklamada \"Özel savaş medyası tarafından sanki karşılıklı bir silahlı çatışmanın yaşandığı gibi bir algı yaratılarak Tahir Elçi\'nin planlı ve kasıtlı bir biçimde orada bulunan polislerce katledilmesinin üstünün kapatılmak istendiği.\" ileri sürüldü.

Açıklamanın devamında, \"Bu olay sonrasında alana gelen olay yeri inceleme ekiplerinin delilleri karartmak amacıyla alanda rastgele ateş açtıkları, olay yerini incelemek ve delilleri toplamak için alana gelen savcıların alana girişini, sözde çatışma var, iddiasıyla engellediklerine\" dikkat çekilerek, \"Ne güçlerinin ne de Suriçi halkının burada savcıları engellemeye dönük hiçbir müdahalesinin olmadığı, bu durumun kameralara görüntülerinde de açıkça görüldüğü\" belirtildi.

Açıklama, \"Olay sonrasında Suriçi bölgesinde başlatılan sokağa çıkma yasağında özel savaş güçlerinin sivil halkın mal ve evlerine dönük çok yoğun bir saldırı yürütüğü, bir ev ve dükkanda ağır hasarlar oluştuğu\" bilgisiyle sona erdi.