Zana: Kürtler arası ilişkide çelişkiden çok dayanışma var’
Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ile Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder bir hafta boyunca Hewler, Süleymaniye ve Kandil’de çeşitli temaslarda bulundu. Kısa bir süre önce İmralı’da Öcalan’la da görüşen Zana ve Ö.
01.08.2014, Cum - 12:26
Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ile Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder bir hafta boyunca Hewler, Süleymaniye ve Kandil’de çeşitli temaslarda bulundu. Kısa bir süre önce İmralı’da Öcalan’la da görüşen Zana ve Önder bu gezi kapsamında Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, Başbakan Neçirvan Barzani, Irak Eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve KCK Yürütme Konseyi üyeleriyle bir araya geldi.
Zamanlaması itibariyle de dikkat çeken temasların ayrıntılarını Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ile konuştuk.
Mam Celal’in sağlık durumundan, Rojava ’ya, Öcalan’ın Barzani ve Talabani’ye mesajından Kürt Ulusal Kongresi’ne, Kobani’de artan IŞİD saldırılarından çözüm sürecine kadar birçok konuda merak edilenleri sorduk.
‘Öcalan Daracık bir mekandan dünyayı izliyor’
-Öcalan’la görüşmeden sonra Federal Kürdistanı’na birlikte yaptığınız ikinci ziyaret bu. İlkinde de Ortadoğu’daki gelişmeleri değerlendirmek için gittiğinizi açıklamıştınız. Bu defa da basına aynı açıklama yapıldı. Bunu biraz açabilir misiniz?
Zana: Sayın Öcalan, 2013 Newroz bildirisiyle bir barış sürecini başlatırken, tüm Ortadoğu halklarına dönük özel bir vurgu yapmıştı. Kendisiyle yaptığımız görüşmelerde de bu süreci tanımlarken bölgenin bir savaş ve çatışma zemininden çıkarılmasına dönük önemli tespitleri oldu. Son görüşmede kaldığı yeri biraz daha fazla gözlemleme olanağım oldu. Daracık bir mekândan hem ülkeyi hem bölgeyi hem de dünyayı izliyor. Gözlemleme olanağının yetmediği alanlara dair de güçlü sezgileri ve tarihsel birikimiyle önemli saptamalarda bulunuyor. Bizler esas olarak onun önermelerine dönük şimdilik bölgede ve Kürdistan’da bir diplomasi yürütüyoruz. “Gelişmeleri değerlendirmek” cümlesinin içi böyle doldurulabilir.
-Görüşmenizde son günlerde Kobani’de artarak süren IŞİD saldırıları gündeme geldi mi?
Zana: Sayın Öcalan’la görüşmelerimizde Rojava ya da diğer adıyla Batı Kürdistan’a yönelik bir genel seferberlik çağrısı vardı. Bu seferberliğin başta savunma ve diplomasi olmak üzere sosyal, siyasal, ekonomik, sanatsal ve çevresel bütün alanları kapsaması gerektiğini düşünüyor. Benim izlenimim de bu alanları kapsamadığı sürece Rojava devriminin ayaklarının eksik kalacağı yönündedir. Mesela Van’da yaşadığımız deprem trajedisi hepimizi derinden sarsmıştı. Bugün dönüp baktığımızda o günleri ‘ekmek taşıyan gözü yaşlı amca’nın fotoğrafı ile, enkaz altında kalan ‘Yunus’un gözleri’ ile hatırlıyoruz. Yani insanlığın hafızasında bazen bir fotoğraf bir bütün olarak yaşanan trajediyi anlatabiliyor. Bu açıdan Sayın Öcalan’ın dışlayıcı değil kapsayıcı diyerek vurguladığı seferberlik çağrısını yaşamsal buluyoruz.
‘Öcalan’dan Barzani’ye dostluk mesajı ve öneriler götürdük’
Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’ye bir mektup götürmüştünüz ilk gezinizde, bu defa da Öcalan’dan Barzani’ye mektup var mıydı?
Zana: Daha Önce Sayın Barzani’ye mektup yazdığı için bu defa mektup yoktu. Bu sefer ki mektubu Mam Celal’e yazmıştı. Sayın Barzani’yle paylaşılmak üzere bu defa değerlendirmeler, öneriler ve dostluk mesajları vardı.
-Mesajın içeriğiyle ilgili bilgi verebilir misiniz?
Zana: Öz itibariyle Kürt Ulusal Konferansı’nın toplanmasına ya da en genel anlamıyla dört parça Kürdistan’da ve diasporada yaşayan Kürtlerin bir iç hukuk ve ulusal demokratik bir birlik ve dayanışmasının gerçekleşmesine dönük değerlendirmeleri vardı. Bölgede son günlerde gelişen gündeme ve Rojava’ya dönük özel vurgular vardı.
-Yazılı olmasa da Öcalan’ın Barzani’ye aktarmanızı istediği özel bir mesajı var mıydı?
Zana: Özel mesajlar adı üzerinde “özel”dirler. İleride gerek görürlerse Sayın Barzani ve Sayın Öcalan gerekli açıklamaları yaparlar. Etik gereği bizlerin bunu söylemesi doğru olmaz.
‘Kürtler arası ilişkide çelişkiden çok dayanışma var’
-KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan artan IŞİD saldırıları sonrası Rojava’ya sahip çıkılmasını istemişti. Karayılan’ın çağrısına Barzani’den “Rojava için ne gerekiyorsa yapacağız” yanıtı gelmişti. Bununla ilgili yeni bir gelişme var mı? KDP ile PKK görüştü mü?
Zana: Zaten buluşuyorlar, görüşüyorlar ve kendi aralarında tartışıyorlar. Kürt siyasi yapılanmalarının birbirleriyle yaşadıklarının tarihi sadece uyuşmazlıklar üzerinden okunmamalı. Dar zamanlarda gösterdikleri dayanışma her zaman değerli olmuştur. Bizim edindiğimiz genel izlenim gidişatın olumlu olduğu, bütün güçlerde moral motivasyonun yüksek olduğu, bu temelde bir çelişkiden çok ortak paydalarda buluşmanın gerçekleşeceği yönünde.
Sorunuzdaki aktörlerin birbirine karşı tutumlarını da bu çerçevede görmek ve değerlendirmek gerekiyor.
‘Her söz ve girişimde barış ve Kardeşlik gözetilmeli’
-Barzani yakın zamanda yaptığı Ankara ziyaretinde hem Başbakan Erdoğan hem de Cumhurbaşkanı Gül’le görüştü. Görüşme, IŞİD’in geniş bir alanı denetime aldığı, Hewlér Bağdat ilişkilerinin kopma noktasına geldiği, bağımsızlık referandumunun gündemde olduğu ve Rojava’ya yönelik saldırıların başladığı bir döneme denk geldi. Bu buluşmalarla ilgili neler söyledi?
Zana: Böylesine hassas bir süreçte bu konudaki değerlendirmeler spekülatif tartışmalar başlatabilir. Elbette bu yönlü değerlendirmeler de oldu ama bunların süreç geliştikçe konuşulması daha anlamlı olur. Her sözümüzü ve her girişimimizi barışı ve kardeşliği gözeterek yapmak zorundayız.
-Çözüm sürecinin gidişatını konuşabildiniz mi?
Zana: Bu konuda üzerlerine düşen bütün girişimleri yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini kararlılıkla ifade ettiler.
-Barzani’den Öcalan’a bir mektup veya mesaj var mı?
Zana: Dostluk, kardeşlik ve dayanışma duygularıyla selamlarını iletti. Mesajın içeriği ise doğal olarak Sayın Öcalan’a yönelik. Mesajın açıklanıp açıklanmaması tarafların kendi inisiyatifinde bulunuyor.
‘Artık Kürtler Bölge aktörleri için risk değil bir şans’
- Peki o zaman şöyle sorayım, Mesut Barzani ile yaptığınız görüşmeden izlenimleriniz nelerdir?
Zana: Güney Kürtlerinin tarihsel mücadelesi onların deneyimini arttırdığı gibi sorumluluklarını da katladı. Şu anda Sayın Barzani’nin bölgede oynadığı rol dünya çapında takdir görüyor. Tabii bu takdir aynı zamanda dünyanın en sorunlu bölgelerinden biri olan Ortadoğu’nun pek çok çözümsüz problemini de Kürt yönetiminin omuzlarına yüklemiş durumda. Mesela IŞİD saldırıları ile yüzbinlerce insan Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin alanına akın etti. Gelen insanların konaklama, beslenme, sağlık, korunma başta olmak üzere pek çok ihtiyacının giderilmesi gerekiyor. Bu açıdan Güney Kürdistan bölgesi sadece Kürtler için değil Araplar, Türkmenler ve diğer etnik ve dini grupların tümü için bir sığınak olmuş durumda. Bu gelişmeler Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin de yükünü arttırıyor.
Oluşan bu fotoğrafa geniş bir çerçeveden baktığımız zaman şunu görürüz; bundan 15 sene önce Kürtler bölge aktörlerinin gözünde bir risk unsuru olarak değerlendiriliyor ve önemleri göz ardı ediliyordu. Oysa bugün gelinen aşamada, bütün Kürtlerin bölgenin istikrarı için şansa dönüşme ihtimali taşıdıkları görünüyor.
Federal Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile de buluştunuz, keza parlamento başkanı ve diğer siyasi partilerin grup başkanlarıyla da bir araya geldiniz. Bu görüşmeler nasıl geçti? Bir nezaket ziyareti miydi?
Zana: Aslında bir bütün olarak Güney Kürdistan yönetiminin Türkiye’deki çözüm sürecinin kalıcılaşması için büyük bir samimiyetle çaba sarf ettiklerini söyleyebiliriz. Bu çabanın emektarları Bölge Başkanlığı, Parlamento, bütün siyasi partiler ve Kürdistani tüm güçlerdir. Bu çerçevede Sayın Neçirvan Barzani ile görüşmemiz de çok olumlu geçti. Görüşmemizden sonra Başbakanlık resmi sitesine çözüm sürecine olan inanç ve güvenlerini belirten bir resmi açıklama koydular.
Bu görüşmede çözüm süreci ve Kürtlerin iç ilişkileri konularının yanı sıra, DİHA çalışanlarının karşılaştıkları sorunlardan Hakkari’deki aşiret kavgalarına kadar pek çok sorunu değerlendirdik. Sanırım bu sıkıntılar önemli ölçüde aşılacaktır. Bunun yanı sıra parlamentodaki görüşmemiz çok önemliydi. Başta Meclis Başkanı olmak üzere bütün siyasi partilerin temsilcileri ve başkanlık divanıyla bir araya geldik. Sayın Öcalan’ın mesaj ve selamlarını ilettik. Onlar da ayrı ayrı özel selamlarını iletmemizi istediler.
‘Mam Celal’in Dönüş zamanlaması harikaydı’
-Gelelim Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile buluşmanıza… Görüşme fotoğrafları şahane, Mam Celal gayet formda görünüyor, yine de sağlığı merak ediliyor malum sıhhatine dair epey rivayet var. Hâlâ fotoğraf dışında bir görüntüsü de yok. Nasıldı? Talabani’nin geri dönüşü Irak ve Kürt siyaseti açısından nasıl bir anlam ifade ediyor?
Zana: Açık söylemek gerekirse, giderken onu yatakta görebileceğimizi düşünüyorduk. Ancak görüşmede kendisi her zamanki sıcak ilgisi ve babacanlığı ile bizi kabul ederken çok mutlu olduk. Fotoğraflarda da göründüğü gibi çok dinç ve gayet şık bir haldeydi. Politik gelişmelere vakıf ve hafızasının eski canlılığını koruyor olması ayrı bir mutluluk kaynağı oldu bizim için. Açıkçası kendisine gerçekten ihtiyaç duyulan bir anda Kürdistan’a dönüşünün zamanlaması bir harikaydı.
Hatta dönüşünün haftasında bir krize dönen Cumhurbaşkanlığı seçimini çözmek için teşebbüslerde bulundu. Bu amaçla Kürdistan Bölgesi Başkanı, Başbakanı, YNK ve tüm Kürt siyasi partileri arasında yapılan görüşmeler ile yeni Cumhurbaşkanının Kürtlerin ortak adayı olarak sunulmasını kararlaştırdılar.
-Ve sonra Kandil’e geçtiniz. Kimlerle görüştünüz Kandil’de?
Zana: Bildiğiniz gibi Sayın Önder, Sayın Buldan ve Sayın Balüken ile birlikte Kandil’e gittik. KCK Yürütme Konseyi’nden arkadaşlarla yaptığımız görüşmeleri, çözüm sürecini ve Rojava’nın durumunu konuştuk. PKK’nin gelişmeler konusundaki tutumunun ve rolünün altını çizdik. Sayın Öcalan’ın PKK’ye gönderdiği mesajları, İmralı’ya giden HDP heyetindeki üç arkadaşımız görüştüler.
-Bütün bu görüşmelerden sonra Kürt Ulusal Kongresi’yle ilgili yeni bir gelişme var mı?
Zana: Bölgedeki savaş koşulları belki bunu biraz güçleştirdi ama aşılabileceğini düşünüyorum.
‘Kürt siyasi partileri yakın gelecekten ortak paydalarda buluşacak’
-Talabani’nin dönüşü ve Federal Kürdistan’ın bağımsızlığına ilişkin Mesut Barzani’nin yaptığı açıklamaları KCK yöneticileri nasıl değerlendiriyor?
Zana: Her Kürt partisinin bir gerçekliğe tekabül ettiğini ve değerli olduğunu düşünüyorlar. Az önce ifade ettiğim gibi bu güçlerin zaten kendi aralarında görüşüyor ve tartışıyor olmalarını yakın gelecekte ortak paydalarda buluşabileceğimizin işareti olarak görebiliriz.
‘Umutlu olmak için güç birliği şart’
-Bundan önce de benzer şekilde bir dizi görüşme yaptınız, her ikisini değerlendirmenizi istersem neler söylersiniz?
Zana: Hayatın gerçekliğinin ve yaşanan son gelişmelerin bütün kesimleri daha da olgunlaştırdığını söyleyebiliriz. Geçmişte de dünya güçleri Kürt aktörleri ile tek tek ilişki kuruyor ama Kürtlerin kendi aralarında ilişki kurmasına imkân tanımıyorlardı. Oysa şimdi, Kürtler birbirleriyle görüşüp, ilişkilerini geliştiriyorlar.
Kürtlerin geldiği bu aşamayı ‘tanıma, tanımlama ve tamamlama’ olarak adlandırıyorum. Tanıma, Kürt kesimlerinin birbirini tanıması. Tanımlama, her Kürt yapısının diğerlerini meşru kabul etmesi. Tamamlama ise her yapının, eksiklerini gördüğü diğer yapıların tamamlayıcısı olmasıdır. Çünkü Kürtler umutsuzluğun hâkim olduğu bir coğrafyada umut olmak istiyorlarsa, her şeyden önce güç birliğini hayata geçirmeleri gerekiyor.
Kürtler kendi birliklerini sağlam temeller üzerinde yükseltirken, Türkiye’nin demokratikleşme hızını da arttıracak potansiyele sahipler. Türkiye’nin evrensel hukuka referans gösteren demokratik bir hukuk devleti olması için ayrılıklara değil birlikteliklere ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız.
Nerina Azad
Bu haber toplam: 23594 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:40:43