Zebari, Kürt bölgesindeki sığınmacıların çoğunlukla otellerde ve evlerde kaldığını, kamplarda barınanların yüzde 20-30 civarında olduğunu kaydetti.
\"İnsani bir trajediyle karşı karşıya olduklarını\" vurgulayan Zebari, \"Sığınmacıları kabul etme sürecini aştık. İhtiyaçlarını temin etmede ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bu durumdan endişeliyiz. Sığınmacıların sağlık ve eğitim ihtiyaçlarını giderme, onlara iş bulma, psikolojik sorunlarını çözme noktasında ciddi desteğe ihtiyacımız var\" diye konuştu.
Zebari, mali kriz içinde olan \"Kürdistan bölgesinin\" sığınmacı kriziyle tek başına baş edemediğini, bu nedenle merkezi Irak hükümetinin, komşu devletlerin ve uluslararası camianın yardımına ihtiyaçları olduğunu dile getirdi.
Hali hazırda gelen yardımların da kesilmesinden endişe ettiklerini anlatan Zebari, uluslararası toplumun yardımda önceliği Suriye\'ye verdiğini, Irak hükümetinin bu konuda dünyayı ikna edemediğini savundu.
Dindar Zebari, \"Kürdistan hükümetinin\" 2013 yılında sığınmacılar için 100 milyon dolarlık bir bütçe ayırdığını ancak yaşanan ekonomik kriz nedeniyle şimdi bu bütçeye sahip olamadığını aktardı. Merkezi Irak hükümetinin bu konuda kendilerine gereken yardımı yapması gerektiğini ifade eden Zebari, Bağdat\'ın sadece bir kere her bir sığınmacı aileye 800 dolar ödediğini, bunun dışında herhangi bir şey yapmadığını iddia etti.
Zebari, İnsan Hakları İzleme Örgütü\'nün (HRW), \"IŞİD\'in yerinden ettiği Arapların evlerine dönmelerine Kürdistan yönetiminin izin vermediği\" yönündeki iddiasına ilişkin, \"Bu rapor bizi endişelendirdi. Çünkü işin içinde bilinmeyen farklı amaçlar var. Kuruluşun cevabını veremediğimiz hiçbir sorusu olmamıştır. Çalışma, insan hakları raporu görüntüsünden oldukça uzaktır. Siyasi muhalefet hüviyetli bu rapor, Irak\'ta anarşi çıkarmaya dönük bir hava içeriyor. Kürtler ve Araplar arasında sorun çıkarmayı amaçlıyor\" şeklinde konuştu.
\"IŞİD\'in içinde olan, onlara destek veren, yardım-yataklık eden ve örgüt propagandasını yapan kişilerin, Kürdistan bölgesinde yeri olamaz\" diyen Zebari, \"HRW yetkililerine raporun IŞİD\'in ajandasından farklı olmadığını ve teröristlerin iddiasıyla aynı olduğunu söyledik. Çünkü IŞİD\'in amacı Iraklı unsurlar arasında fitne çıkarmaktır. Raporun içeriği de bundan farklı değildir. Çalışma Iraklı halklar arasından fitne çıkarmaya dönük mesnetsiz bir iddiadan ibarettir. Evlerine dönmek isteyen Arapların, Kürdistan bölgesi asayişi tarafından engellendiği iddiası doğru değildir. Bahsedilen bölgelerde savaş devam ediyor. IŞİD\'den kaçıp Kürdistan bölgesine sığınanların yüzde 70\'i Arap vatandaşlarımızdır. Şu an Erbil\'de oturanların yüzde 20\'si Arap. Bunların işleri ve ticaret bölgeleri Kürdistan\'dır. Gidiş gelişlerinde de hiçbir güçlükle karşılaşmıyorlar\" değerlendirmesinde bulundu.
Kürdistan dış ilişkileri sorumlusu yardımcılığı görevini de yürüten Dindar Zebari, yakın zamanda Musul\'un Zummar bölgesinin terör örgütü IŞİD üyelerinden temizlendiğini ancak alt yapı yok edildiği ve savaş hala devam ettiği için hiçbir Arap vatandaşın evine dönmediğini söyledi. Terör örgütünün geri çekildiği köy, kasaba ve yollara mayın döşediği bilgisini paylaşan Zebari, insanların tüm saydığı nedenlerden dolayı evlerine dönemediğini, Kürt bölgesinin herhangi bir engellemesinin söz konusu olmadığını tekrarladı.
\"322 terör şüphelisi gözaltına alındı\"
Sığınmacıları Kürt bölgesine kabul etmekle birlikte şüpheli kişilere yönelik soruşturmalarının devam ettiğini anlatan Zebari, şimdiye kadar IŞİD\'le ilişkisi tespit edilen 322 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Zebari, bunlardan 83\'nün serbest bırakıldığını, 239 kişi hakkında ise incelemenin sürdüğünü ifade etti. Ailelerin cezaevindeki yakınlarını ziyaret edebildiklerini aktaran Zebari, şüpheli kişilerin avukat tutabildiğini, söz konusu zanlıların terör yasasına göre yargılanacağını dile getirdi.
Gözaltına alınan Arapların, Kürt asayiş güçleri tarafından işkenceye uğradığı yönündeki iddiaları da reddeden Dindar Zebari, \"Asayişte kimse işkence görmez. Tutuklananların tamamı mahkemeye sevk edilir. Akıbetlerine mahkemeler karar verir. Bu anlamda Kürdistan bölgesi, kapılarını uluslararası kuruluşlara ve HRW\'ye açmıştır. Bu kuruluşlar gelip tutukluların durumunu yerine inceleyebilir\" dedi.