Rûdaw TV’de yayımlanan bir söyleşide soruları yanıtlayan Stig Piras, Irak’taki mevcut durum, Kürtlerin kendi aralarındaki ilişkilerine bakışı, Erbil-Bağdat ve Irak-Danimarka ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Irak\'a ilk kez 3 Mayıs 2003\'te, Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin hemen ardından genç bir diplomat olarak gelen Piras, o günleri, “O zamanlar Irak, diktatörlüğün yıktığı bir ülkeydi. Sadece bu da değil, 1990’larda ülkeye uygulanan ağır ekonomik yaptırımların da yıktığı ve tabii ki, bir sonraki adım için ne yapacağını bilmeyen bir ülke. Irak halkı ülkenin diktatör tarafından yönetilmesine alışmıştı ama birdenbire diktatör kalmadı” sözeleriyle anlattı.
Stig Piras, “Irak’ta en azından ekonomik ilerleme görüyorum. Irak\'ın o zamanlar ne kadar fakir olduğunu hatırlamak çok önemli. Ama bugün Irak çok daha zengin ve gelişmiş. Doğru, Irak\'ın bağımsız bir ekonomiye ulaşmak ve özel sektörü geliştirmek için hala uzun bir yolu var, ancak bugün ülkedeki durumun 2004\'te ayrıldığımdan çok daha iyi olduğunu söyleyebilirim” dedi.
“Irak’ın bir hükumete ihtiyacı var”
Saddam sonrası Irak’ta gerçekleşen 5 parlamento seçiminin “ülkenin demokrasisi adına büyük bir başarı” olduğunu ifade eden Piras, mevcut siyasi bunalım hakkında, “Bu tür siyasi gerilimler olduğunda şiddetin ortaya çıkması her zaman beklenen bir tehdittir. Avrupa\'da bile bu tür durumları büyük gösteriler ve mitingler takip ediyor. İnşallah yakında Irak\'ta bir hükümet kurulduğunu göreceğiz. Bu ülkenin bir hükümete ihtiyacı var. Yapılacak çok şey var. Çalışabilecek ve reform yapabilecek bir hükümete. Ancak Irak\'ın genç bir demokrasiye sahip olduğunu da bilmemiz gerekiyor. Bu demokrasilerde bazı şeylerin yerli yuerine oturması için zamana ihtiyaç var. Bu yüzden biraz daha itidalli olmamız gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
“IŞİD\'in kökleri daha çok endişe verici”
IŞİD’in güvenlik boşluklarından faydalandığını, ancak mevcut durumda güvenlik güçlerinin örgüte karşı mücadelede görevlerini yerine getirdiğini anlatan Stig Paolo Piras, “Doğrudan bir IŞİD tehdidi göremiyorum ama bence IŞİD\'in kökleri daha çok endişe verici. IŞİD\'in destek aldığı durum budur. Kazanımları olmadığını, devletin onlara hizmet vermediğini, iş olanakları ve eğitim imkanı sağlamadığını düşünen kesimler olduğunda, bu tehlike var olur” yorumunda bulundu.
Danimarka\'nın Irak Büyükelçisi Stig Piras, ülkesinin IŞİD’e karşı uluslararası koalisyonun bir parçası olduğunu, Irak’taki NATO güçlerine öncülük ettiğini, tüm bunların başta Irak’ın istikrarı için yapıldığını söyledi.
“Silahlı gruplar devlet kontrolünde olmalı”
Irak’ta devletin kontrolü dışındaki silahlı grupların (Heşdi Şabi bünyesindeki bazı gruplar) varlığının demokratik kurumların kontrolü açısından sağlıksız bir durum yarattığını vurgulayan Piras, “Irak’ın uzun vadede ihtiyacı olan şey bu milis güçlerinin tamamıyla devlet kontrolü altına alınmasıdır. Elbette bu sorunla nasıl başa çıkılacağına karar vermek Iraklıların görevidir” dedi.
“Kürtler tek ses olursa çok daha güçlü olurlar”
Görev süresi boyunca Kürdistan Bölgesi’ni ziyaret ettiğini ve çok memnun kaldığını anlatan Stig Piras, Kürt partiler arasındaki çelişkiler ve bu çelişkilerin Irak’taki siyasi ortama yansıması hakındaki bir soruya, “Kürtler tek ses olursa çok daha güçlü olurlar. Her iki tarafı da (Kürdistan Demokrat Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği) her daim birlikte çalışmaya ve birbirleriyle koordine olmaya çağırdım. Önemli konularda yaşanan çelişkilerin çözümsüz kalmasının Irak’ın çıkarlarına sonuçlanmayacağından emin olun. Ancak demokratik sistemlerde her zaman farklı fikirler vardır. Siyasi partilerin aynı fikirde olmadığını öğrenmeliyiz. Demokrasilerin ilginç tarafı da budur” sözleri ile yanıt verdi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin siyasi tarafları bir araya getirme girişiminin Irak’taki tüm uluslararası temsilcilikler tarafından desteklendiğini dile getiren Danimarkalı Büyükelçi, şu ifadeleri kullandı:
“Sanırım Irak\'taki tüm uluslararası taraflar da bunu bekliyor ve Irak Kürdistanı\'ndan daha birleşik bir ses duymak istiyor. Bu çok önemli. Özellikle bugün Irak\'taki siyasi duruma Şii gruplar, Sünni gruplar ve Kürt gruplar arasında yaşananlara baktığımızda, Kürt grupların kendi içlerinde çok daha fazla örgütlenmiş olmaları gerekiyor. Bölünmüş Kürdistan Bölgesi\'nin hiç kimseye bir faydası olmadığını da söyleyeyim. Bu nedenle tarafları bir araya getirme çabaları çok önemlidir ve yapılan şey Bağdat\'ta Kürtlerin sesinin daha güçlü hale getirilmesi içindir.”
“Erbil ve Bağdat arasında karşılıklı güvene ihtiyaç var”
Irak ile Kürdistan Bölgesi arasındaki ilişkilerin anayasal temele dayandığına, tarafların konumunun bu anayasada belirlendiğine işaret eden Piras, “Tabii ki, Erbil ve Bağdat arasındaki ilişkilerde inişler ve çıkışlar oldu, ancak kökleri, her iki tarafın da saygı duyması gereken iyi bir temele dayanıyor. İki taraf arasında karşılıklı güvene ihtiyaç var. Sanırım bu temeller üzerine daha iyi ilişkiler inşa etmek için hala bir çaba var. Bu ilişki mevcut durumda hassas bir noktada, ancak ortak hedeflere olan inanç ve anlayış, iki taraf arasındaki ilişkiler için çok önemlidir” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Piras, iki taraf arasındaki ilişkiler için üçüncü bir tarafa ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, “Bence Irak bağlamında planlı ve inandırıcı bir diyalogla ulaşılabilecek çok şey var. İki taraf arasındaki ilişkilerin tarihine baktığımızda Kürdistanı\'ndaki bağımsızlık çabalarının Bağdat tarafından hazmedilemediğini görüyoruz. Ama dediğim gibi, ilişkiler çok inişli çıkışlı oldu. Gelecekte daha iyiye doğru ilerleneceğini umuyorum. Bu konuda da bazı işaretler var” dedi.
“Irak’ın istikrarı Danimarka’nın istikrarı demek”
Irak ile Danimarka arasındaki ilişkiler hakkında bir soruyu yanıtlayan Büyükelçi Piras, “Irak bizim için her zaman önemli bir pazar olmuştur. Danimarkalı şirketler daima burada bulunmuştur. Elbette bu ilişkiler diktatörlük dönemi ardından başlayan yeni süreçte daha da gelişti” diye belirtti.
“Irak’ın istikrarı ile Danimarka’nın istikrarı arasında doğrudan bir bağlantı var” diyen Stig Paolo Piras, IŞİD’in Irak ve Suriye’de bir çok bölgeyi kontrol etmesinin ardından yaşanan göç dalgası ile Avrupa’nın “siyasi DNA’sında bir değişim” olduğunu belirterek, aynı zamanda Avrupa ülkelerinde de terör eylemlerinin yaşandığını hatırlattı.
Büyükelçi Stig Paolo Piras, Danimarka’nın büyük bir ülke olmadığını, buna rağmen Irak’la ülkesi arasında bugün 100 milyon dolara varan bir doğrudan ticaret hacmi bulunduğunu söyledi.
İki ülke arasında, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi ülkelerin aracılığıyla da ticaret yapıldığını dile getiren Piras, karşılıklı ticaret hacminin daha da büyütülmesi için siyasi ve güvenlik konusunda isitkrara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Eylül 2005’ta Danimarka\'da yayın yapan Jyllands-Posten isimli gazetede Hz Muhammed’in karükatürünün yayınlanmasının ardından Irak bu ülke ile ticaretini durdurmuştu.
Büyükelçi Piras, birilerinin yaptığı “çirkin bir davranış” nedeniyle tüm bir ülkeyi sorumlu tutmanın adil olmayacağını belirterek, “Fakat bu konuyu burada kimse bize hatırlatmadı. İsveç’te de yaşandı. Fakat sanırım diğer toplumların kültürünü öğrenmek açısından çok iyi bir ders oldu. Yine düşünce özgülüğü ile dini hassasiyetler arasındaki ilişkiyi de öğrenmiş olduk” dedi.
“(Duhok’ta mayına basan Danimarkalı bisikletliler) Yanlış zamanda yanlış yerdeydiler”
Geçtiğimiz Mayıs ayında Hakkari’nin Çukurca ilçesi ile Duhok’un Amedi ilçesi arasındaki Serzêr Kapısı’ndan Kürdistan Bölgesi’ne geçiş yapan Danimarkalı bisikletçiler Torbjorn Haubroe Methmann ve Johannes William Karlsson, Kani Masi kırsalında yola döşenen mayına basmıştı. Olayda 28 yaşındaki Methmann hayatını kaybetmişti. Olayda görgü tanıkları ve yerel yöneticiler PKK’yi suçlarken, PKK ise bu konuda bri sorumlulukları olmadığını açıklamıştı.
Büyükelçi Piras, bu konuda herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığı şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi:
“Bu olay hakkında size hiçbir şey söyleyemem. Bu tür özel konular hakkında konuşma yetkim yok. Söyleyebileceğim tek şey, iki genç Danimarkalı öğrencinin bisiklet turu düzenlediği, ancak yanlış zamanda ve yanlış yerde olduuydu. İçlerinden biri öldü. Ne yazık ki, sadece olayı doğrulayabilirim, başka bir şey söyleyemem.”
“Danimarka Kürt dostlarımız için büyük bir kalbe sahip”
Danimarka’nın Almanya ve Fransa gibi büyük bir ülke olmadığını, bu yüzden her yerde konsolosluk açamadığını anlatan Piras, “Onlar büyük ülkeler, Fransa bizden on kat daha büyük. Çok aktif bir konsolosları var ve aynı zamanda Kürt Ticaret Odası Başkanı. Ben de sık sık onu ziyaret ediyorum. Çok güçlü kültürel ilişkilerimiz var. Danimarka’da çok sayıda Kürt yaşıyor, gelip gidiyor. Danimarka\'da Kürt restoranları var. Emekli olduktan sonra Kürdistan\'a dönen Danimarka vatandaşlarımız da var. Şu anda Erbil\'de konsolosluğumuzun olmadığı doğru ama biliyorsunuz ki Bağdat\'taki büyükelçiliğimizi de yeni açtık” dedi.
Konsolosluk gibi diplomatik temsilciliklerin açılması için zamana ve fona ihtiyaç olduğunu belirten Piras, “Bir de bizim için ne faydaları olduğunu görmemiz gerekiyor. Biz büyük bir ülke değiliz. Bu yüzden gerekli hallerde Avrupa Birliği’nin Erbil’deki temsilciliğinden destek alıyoruz” diye belirtti.
Büyükelçi Stig Piras, “Küçük ülkeler kendileri için bu tür çözümler bulabilir. Irak\'ın diğer ülkelerden de bu tür çözümlerden yararlandığına eminim. Ayrıca Danimarka Kürt dostlarımız için büyük bir kalbe sahip ve Danimarka\'da çok aktif olan birçok Kürt var. Bu aynı zamanda dostluğumuzun güçlü bir işaretidir” diye ekledi.