Demokratik Toplum Kongresi (DTK), son zamanlarda Kürdistan Bölgesi’nde gündeme gelen ve kısmi bir gerginliğe yol açan gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
“Ulusal birliğimizden vazgeçmeyeceğiz!” başlığıyla yapılan açıklamada, Kürt halkının yaklaşık iki yüz yıldır kendi kaderini tayin etmek için korkunç bedeller ödeyerek olağanüstü bir mücadele yürüttüğüne vurgu yapıldı.
“Kürdistan'ın fiziksel olarak emperyalist güçlerin eliyle parçalanması ve bölgesel ulus devletlerin kurulmasıyla bu bedel artarak devam etti” denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Ancak Kürt halkını fiziksel olarak dört parçaya bölen emperyalist bölgesel ve sömürgeci kesimlerin Kürtleri ulusal ve toplumsal olarak bölmeye güçleri yetmedi. Çünkü Kürtler arasında çizilen yapay sınırlar Kürt milletinin kadim bağlarından daha güçlü değildi. Bu nedenle Bakûr, Başur, Rojhilat ve Rojava Kürtleri her zaman ulusal, toplumsal ve siyasal birlikten yana yaşamını sürdürerek ve bu duyguları büyütmek için nice bedeller ödeyerek bugüne geldi. Bugün yapay sınırlara rağmen Kürtler arasında akrabalık ilişkilerinin yanısıra ticari, sanayi ve üretim faaliyetleri gelişerek devam etmektedir.
Tüm insanlığın büyük bir salgınla uğraştığı bir dönemde bir kaç gündür Başur Kürdistan'ında Kürt siyasi hareketleri arasında gelişen kimi durumlar dikkat çekicidir. Demokratik Toplum Kongresi olarak daha önce yaptığımız açıklamalarda Kürtlerin son zamanlarda dünyanın gündemine oturduğunu, Uluslarası alanda Kürt halkının yaşadığı sorunların artık bölgesel olmaktan çıkıp küresel bir zemine taşındığını söylemiştik. Yine ısrarla bu durumun risklerinin ve olanaklarının içi içe olduğunu ve Kürt milletinin dört parça Kürdistan'da tüm siyasi bileşenleri, aydınları, yazarları, kadınları ve sivil toplumu ile birlikte bu konuda duyarlı ve dikkatli olmaları konusunda kimi çağrılar yapmıştık. Bugün yine birliğe ihtiyacımızın olduğunu hissediyor ve kimiz çağrılar yapmayı ulusal bir sorumluluk olarak görüyoruz.
“Biz Kürtler, Tarihimizden Ders Alarak Yolumuza Devam Etmek Zorundayız”
Biz Kürtler, tarihimizden ders alarak yolumuza devam etmek zorundayız. Güncel gelişmeleri lehimize çevirmenin yol haritası tarihimizde mevcuttur. Bugün yoksul ve mazlum Kürt halkı her parçada binbir emek ve zorlukla ulusal, toplumsal ve siyasal mücadelesini büyüterek uluslararası zemine taşımıştır. Bu mücadelede en büyük bedeli halkımız vermiş, onuru ve haysiyeti için canını ve malını gözünü kırpmadan feda etmiştir. Bu mücadelede Kürdistan yerle bir edilmiş, köylerimiz boşaltılmış ve yüzbinlerce insanımız katliamlardan geçirilmiştir. Bunu yeniden herkese hatırlatma gereği duyuyoruz.
Ödenen ağır bedellere rağmen milletimizin kimsenin önünde diz çökmeden onurunu ve haysiyetini koruyarak bugüne gelmesi tüm Kürtleri gururlandıran bir durumdur. Peki halkımız ne için yapmıştır bunu, hangi yaşamın uğruna bu kadar bedeli ödemiştir? Bu soruları halkımız her gün feda ettiği yeni bedellerle bizlere yeniden hatırlatmaktadır. Daha yakın zaman önce Kürtler onuruna sahip çıkmak ve değerlerini korumak için Rojava Kürdistan'ında 15 binin üzerinde gencecik insanını feda etti.
“Halkımızın Talepleri Gayet Sade ve Anlaşılırdır”
Buradan Demokratik Toplum Kongresi olarak halkımıza ve Kürt siyasetine çağrı yapmak istiyoruz: Kürt halkının Kürt siyasi hareket ve partilerinin kendi aralarındaki gerilimlerine ve bu gerilimler üzeriden Kürt milletinin kutuplaştırılmasına çok açık bir şekilde karşı olduğunu herkes bilmelidir. Halkımızın siyasi parti ve hareketlerden birlikte hareket etmelerini, ulusal bir ruhla ulusal haklarını önceleyerek hiçbir bölgesel ve küresel gücün oyununa gelmeyecek şekilde politika yapmalarını ve Kürt halkının yaşadığı binlerce soruna çözüm bulmasını istiyor. Halkımızın talepleri gayet sade ve anlaşılır durumdadır.
Kürdi parti ve hareketleri, aydın, sanatçı, yazar ve akademisyenleri, Kürt kadınlarını, Kürdi sivil toplumu ve Kürt iş çevrelerini halkın bu sesine kulak vermeye çağırıyoruz. Kürtler arası hiçbir gerilim, kim tarafından çıkarılırsa çıkarılsın, hangi şekilde ve ne sebeple olursa olsun asla kabul edilemez. Bu anlamda Kürt halkı her konuda birliğe ihtiyaç duyarken Kürt siyasetini de halkın talepleri doğrultusunda siyaset yapmaya ve sorumluluk almaya davet ediyoruz.
“Kürtleri Bölmeye Çalışmak Bu Coğrafyadaki Barışı Bozmakla Eş Değerdir”
Bölgesel devletlere ve halklara çağrımızdır. Kaos ve gerilimden Kürt halkı zarar göreceği gibi bölgesel barışın yanısıra bölgesel halklar da nasibini alacaktır. Buradan hareketle bölgesel devletlere ve asırlardır bir arada yaşadığımız komşu halklara şunu söyleme gereği ve sorumluğu duyuyoruz: Kürtler Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasında toplumsal, kültürel ve siyasal barışın anahtarıdır. Kürtleri bölmeye çalışmak bu coğrafyadaki barışı bozmakla eş değerdir. Tüm bölgesel güçleri planlarını yeniden gözden geçirmeye ve Kürt halkının ulusal, siyasal ve kültürel varlığına saygı duymaya çağırıyoruz. Komşu halklarımızı da yaşadıkları devletleri Kürtlerle kavga etmekten vazgeçirip Kürtlerle birlikte yaşamı savunmaya ve bu konudaki politikaları desteklemeye çağırıyoruz.
Küresel güçlere çağrımızdır. Yıllardır Kürt halkını hesaplarınıza alet ediyorsunuz. Kürt halkının komşu halklarla çatışması ve düşmanlık yapması için binbir oyunu devreye koyuyorsunuz. Hem Kürt halkı hem de komşu halklar üzerinden tetiklediğiniz oyunlardan bir an önce vazgeçin. Kürtler için atacağınız en makul adım Kürtler'in ulusal haklarına saygı göstermek ve bölgesel barışa katkı sunmaktır.”