Irak ile Irak Kürdistan Bölgesi’nde (IKB) bir süredir yaşanan ekonomik krizle birlikte başlayan müzakereler henüz bir sonuca varılamadı.
Bağdat yönetimi 1 Haziran’da Erbil’in açık bir şekilde yanıtlaması için 3 başlık altında 12 maddelik dosyayı iletti.
Uzmanlar ve siyasetçiler tarafların anlaşmaması halinde Erbil-Bağdat hattında durumun daha kötüye gideceği görüşünde.
Merkezi hükümet ile yerel bölgede gösteriler
Irak’ın orta ve güney kesiminde, geçen yılın 1 Ekim’inde işsizlik, yolsuzluk hizmet eksikliği gerekçesiyle başlayan gösteriler, geçen zaman içinde hükümetin lav edilmesi, yönetim sisteminin değiştirilmesi erken seçim taleplerine dönüştü.
Gösterilerde şimdiye kadar 600 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.
Söz konusu gösteriler aralıklarla devam ederken, Irak Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde bu yılın nisan ayından bu yana küçük çaplı gösteriler düzenlendi.
Aktivistler, gösterilerin Erbil’e ulaşmamasını, sıkı tutulan güvenlik gerekçelerine dayandırıyor.
Kovid-19’un ülkede ortaya çıkmasıyla da yaşanan ekonomik kriz daha çok derinleşti.
Bağdat’tan “dış borçlanma” planı
Irak Maliye Bakanı Ali Allavi, 7 Haziran’da Bağdat’ta düzenlediği basın toplantısında, ülkesinin içinde bulunduğu ve memur maaşlarının ödenmesinde gecikmelere neden olan mali krizden dolayı dış borçlanma yolunu seçerek, Dünya Bankası’ndan kredi çekmeye çalışacaklarını açıkladı.
Allavi, bu yılın bütçesinin parlamentodan geçmesinin zor olduğunu belirterek, 2021 yılı bütçesi üzerine çalışmaya başladıklarını, memur maaşlarının kesintisiz ödenmesi için de ülkedeki bazı yerel bankalardan borç para almayı sürdüreceklerini sözlerine ekledi.
Irak İmar, İskan ve Belediyeler Bakanı Bengin Rekani ise, devletin kasasında bir aylık memur ve çalışanların maaşını ödeyecek miktar bulunduğunu açıkladı.
Irak Parlamentosu Maliye Komisyonu Üyesi Şerwan Mirza, Kürdistan Bölgesi’ndeki memur ve çalışanların maaşını Irak’taki memurlarla eşzamanlı ödeneceğini ve krizin aşılması için Erbil yönetiminin petrol gelirlerini Irak Milli Petrol Pazarlama Şirketi'ne (SOMO) ödeyeceğini, bu şekilde merkezi hükümetin yükünü hafifletileceğini savundu.
Irak hükümeti bu süre zarfında Merkez Bankası’ndaki 71 milyar dolar yedek rezervinden 36 milyar dolar kullanmayı planlıyor.
Bağdat, her ay 4 trilyon dinar (3 milyar 352 milyon dolar) maaş için bütçe ayırırken, petrol fiyatlarının 30 doların altına düşmesi nedeniyle mevcut giderin 3’te 1’ini dahi karşılayamıyor.
Hükümet ayrıca, son iki ayda memur maaşlarında oluşan açığı kapatmak için 3 lokal bankadan kredi çekmişti.
Resmi verilere göre, Irak Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil’de bin 726, Süleymaniye ve Halepçe’de 431 ve Duhok’ta da 130 olmak üzere toplam 2 bin 287 fabrika kapısına kilit vurmak zorunda kaldı.
Bu şirketlerde 9 binden fazla kişi işsiz kalırken, şu anda bin 444 fabrika işlev durumdadır.
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilen Mustafa Kazimi’nin kabinesi 7 Mayıs’ta Erbil’in de desteğiyle parlamentodan güvenoyu aldı.
Kazimi, 7 Haziran’da düzenlediği kabine toplantısında ilgili tüm bakanlık kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan çalışanlara yönelik kesin bir verinin hazırlanarak 30 gün içinde kendisine iletilmesini talep etti.
Irak Maliye Bakanlığı verilerine göre ülkede, 3 milyon 500 bin memur, 2 milyon 500 bin emekli olmak üzere 6 milyon kişi devletten maaş alıyor.
Bir diğer anlamda ülkenin yüzde 25’i devletten her ay maaş alırken, ülke kaynağının yüzde 90’ı petrol ihracatından sağlanıyor.
Irak Başbakanı Kazimi, 20 Mayıs’ta Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki memurların maaş bütçesi için 400 milyar dinar gönderilmesini kabul ederek, parayı Erbil’e gönderdi.
Memur maaşlarının yarısı için 453 milyar dinar üzerinde anlaşmaya varan taraflar, nisan ayında Bağdat’tan Erbil’e memur maaş bütçesi gönderilmemişti.
11 Haziran’da Bağdat yönetimi tarafından gönderilen 400 milyar dinarla ne yapıldığı muhalefet tarafından sorgulanması; hatta sosyal medya üzerinden yayılan “400 milyon dinara ne oldu?” hashtagi sonrası IKB Maliye ve Ekonomi Bakanlığı tarafından konuya ilişkin yazılı açıklama yaparak, şöyle denildi:
400 milyar dinarın 12 milyarı özel bankalara olan borçlardan dolayı kesintili olarak gelmiştir. Kalan 388 milyar dinarın 165 milyar 725 milyon dinarı iç sermayedarlardan alınan borçlar ödendi. Şimdi ise söz konusu mebladan 222 milyar 357 milyon dinar kalmış durumda. Kalan miktarla ya üzerine ekleyip memur maaşları ödenecek ya da diğer borçlar kapatılacak.
IKB’nin gelir kaynakları ise, Bağdat’tan gelen bütçe, petrol gelirleri ve sınır kapılarından.
Kovid-19’un ortaya çıkışıyla petrol varil fiyatı 30 doların altına düşmesi, Bağdat’ta yaşanan ekonomik krizin derinleşmesi Erbil’in bütçesinin de ödenmesini engelledi.
Sınır kapılarının 2 aydan fazladır kapatılması ve geçişlere sınırlandırılması da yine Erbil’in ekonomisini etkileyerek, memur maaşlarını uzun süredir ödenmesine engel oldu.
Hükümet, hazineye düşen her kuruşun halka hizmet etmek için kullandıkları ve durumun normalleşmesiyle krizi aşacaklarının teminatını verirken, muhalefetin büyük bir bölümü söz konusu açıklamaya güvenmediğini dile getirdi.
Mesrur Barzani başkanlığındaki IKB’nin 9’uncu kabinesi 10 Temmuz 2019 yılında göreve başlaması bu yılın şubat -mart ayına kadar aylık 100-150 milyon dolar bütçe ile 250 milyon dolara ulaştı.
Erbil-Bağdat arasında özellikle son bir aydır yapılan ekonomik görüşmeler sürerken, gelecek hafta Irak Kürdistan Bölgesi’nden bir heyet de Bağdat’ı ziyaret edecek.
Taraflar arasındaki müzakerelere ilişkin gelişmeleri, Değişim Hareketi (Goran Hareketi) Diplomasi İlişkileri Üyesi Şunas Şerko Cıdi ve Ekonomi İstatistikleri Enstitüsü Sorumlusu Bilal Seid, Independent Türkçe’ye değerlendirdi.
"Taraflar karşılıklı olarak taviz vermeye hazır değil"
Değişim Hareketi (Goran Hareketi) Diplomasi İlişkileri Üyesi Şunas Şerko Cıdi, Erbil ile Bağdat arasında yapılan görüşmelerde belirsizliğin hakim olduğunu belirterek, “Irak Kürdistan Bölgesi cephesinde Bağdat ile yapılan görüşmelerde belirsizlik var çünkü bir neticeye varıp varmayacakları belli değil. Şu an konuştuğumuz ana kadar da her an her şey değişebilir. Ancak şimdiye kadar görünen IKB Hükümeti’nin Bağdat ile anlaşmada neticeye ulaşmayacağı düşüncesi ağır basıyor”dedi.
Irak ve IKB’de yaşanan ekonomik krizin hükümetlerin masaya oturmasına yönelttiğini kaydeden Cıdi, sözlerine şunları ekledi:
Irak ve IKB anlaşmaya mecbur hissediyor. Bağdat’ın Erbil’den son taleplerinin hepsinin uygulamaya geçilmesi gerçekten de çok zor; ancak iki tarafında birbirine ihtiyacı var. Gerek şahsım gerek partim iki tarafın mutlaka anlaşması gerektiği düşüncesidir. Anlaşmanın yöntem ve hayata geçirilmesi uzun bir zamana dayanacağı bir gerçek. Görüşmelerde bazı konular IKB açısından açık olmazken, bazı konular da Irak tarafından açık değil. IKB Hükümeti, Bağdat’a her şeyi teslim etmeye hazır olmadığı gibi, Bağdat’ta bazı konularda taviz vermeye hazır değil. Şimdiye kadar da iki tarafın yüzde 50 anlaşma sağladığını söyleyebiliriz.
IKB hükümeti kabinesinde 3’üncü parti konumundaki Goran Hareketi'nin Bağdat ile müzakere heyetinde yer aldığını hatırlatan Şunas Şerko Cıdi, “Hükümetimizle yaptığımız anlaşmalardan biri de başta petrol anlaşmaları olmak üzere Irak hükümeti ile anlaşılması gerektiğidir. Şayet anlaşma yapılamazsa IKB’nin geleceğinin muğlak olacağını düşünüyoruz. Anlaşma sağlanmaması halinde, memur maaşlarını ödeyemeyecektir, bu durumda gösteriler başlayabilir. Parti olarak iki taraf arasında uzun vadeli anlaşmanın imzalanmasından tarafız. Çünkü kısa vadeli anlaşmalar sorunların tekrarlanarak devamı niteliğindedir” diye konuştu.
IKB’deki partiler arasında uyuşmazlıkların olduğunu ancak hükümette yer alan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve partisi arasında uzlaşının olduğunu, Bağdat ile görüşmelerde bir ekip olarak çalıştıklarını söyledi.
Bağdat’tan Erbil’e 12 maddelik soru
IKB merkezli Ekonomi İstatistikleri Enstitüsü Sorumlusu Bilal Said, özellikle Irak Kürdistan Bölgesi’nde 2017 yılında yapılan bağımsızlık referandumu sonrası bölgenin büyük bir değişime sahne olduğunu söyledi.
Söz konusu değişimin Bağdat ile Erbil yönetimlerinde yaşandığına dikkat çeken Said, “Kürdistan’da yönetim Neçirvan Barzani’nin Başkan, Mesrur Barzani’nin Başbakanlık koltuğuna oturması, Bağdat’ta ise uzun süren siyasi krizden sonra yönetime Adil Abdulmehdi’den Mustafa Kazimi’ye geçmesiyle iki taraftan da yönetimde değişmeler Erbil-Bağdat arasındaki müzakerelere de yansıdı” ifadelerini kullandı.
Bağdat ile Erbil görüşmelerinin tekrar başlamasının iç talebin yanı sıra uluslararası devletlerin talebi üzerine de gerçekleştiğini söyleyen Said, “İki yönetimin alt tabanı taraflar arasında ekonomik uzlaşmanın sağlanmasını istiyor. Irak’ın ve IKB’nin temel kaynağı petrol geliridir. Petrol fiyatlarının düşmesi iki taraf arasında ayrışmaya neden olduğunu söyleyebiliriz. Bağdat yönetiminin bu yılın 22 Mayıs’ında IKB'ye 400 milyar dinar gönderdiği sırada da anlaşma yapılmayana kadar hiçbir şekilde kendilerine para gönderilmeyeceğini açık bir şekilde belirtti. Görüşmeler halen sürüyor. İki tarafın içine sinmese de anlaşma sağlanacaktır yapılmadığı takdirde başka mekanizmaları hayata geçirmeleri gerekiyor” dedi.
Taraflar arasında son yaşanan gelişmede 1 Haziran’da Irak Maliye Denetleme Divanı tarafından Erbil yönetimine, petrol, sınır kapıları ve ek kaynaklarına ilişkin 12 maddelik soru listesini yanıtlanması için gönderdi.
"IKB'nin 2013 yılındaki güçlü ekonomisine kavuşmasını bekleyemeyiz"
Bir diğer anlamda Bağdat, Erbil yönetimini ekonomik yönden detaylı bir şekilde denetim altına almaya çalışıyor.
Ülkenin orta ve güney kesiminde uzun bir süredir süren gösterilerin IKB’ye de sıçrayıp sıçrayamayacağı sorusuna Bilal Said, şu yanıtı verdi:
IKB'yi zor bir süreç bekliyor. Mevcut durumda IKB, petrolünü satmaya çalışırsa ki serbest piyasa bunu destelemeyecek. Irak ise petrolün varilini mayıstan itibaren 21 dolardan ihraç ediyor. Hatta nisan ayında 14 dolardan ihraç etti. IKB bundan daha düşük fiyata satıyor. Bu durumda IKB'nin önündeki tek seçenek Irak ila anlaşmaya varmasıdır.
IKB'nin 2003 yılı ile 2013 yılı arasında 91 trilyon bütçe Bağdat’tan aldığını hatırlatan Said, "Ancak ne yazık ki bunu yeterli ve gerekli şekilde kullanamamasından dolayı da gelinen aşamada zor duruma düştü. Bu duruma IKB sokaklarında haliyle tepki doğuyor. Bu süreçte IKB, petrol dışında tarım ve diğer alternatif kaynaklara yönelmesi gerekiyordu. Gelinen aşamada IKB’nin 2013 yılındaki güçlü ekonomik gücüne kavuşmasını bekleyemeyiz ancak Bağdat ile yapılan son görüşmelerde bir mutabakata kavuşursa bir nebze de olsa ekonomisini düzeltebilir” diye konuştu.
Irak Parlamentosu Maliye Komisyonu Üyesi ise Erbil’in tüm gelir kaynaklarını Bağdat Hazinesine aktarması halinde IKB’nin yıllık bütçesinin yüzde 17 olabileceğini açıkladı
Gülbahar Altaş ([email protected])