Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı Kürdler için çok önemlidir
Panelde kısa bir konuşma yapan İBV Başkanı İbrahim Gürbüz, Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı yakın olduğunu belirterek, artık Kürdlerin de kendilerine ait bir devletlerinin yolda olduğunu söyledi. Kürdler’in yüksek Kürd bilincine sahip olması gerektiğini vurgulayan Gürbüz, şöyle konuştu: “Halklar kendi geleceklerini kendileri belirlemelidir. Uluslararası statüye sahip olmak Kürdler için elzemdir ve önemlidir olduğunu söyledi.
Gürbüz’ün ardından Rojek Rojava belgeselinin yapımcısı ve yönetmeni Bahoz Deniz konuştu. Güneybatı Kürdistan’dan selamlar getirdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Deniz, belgeselin 1.yıl dönümüne yetişsin diye kısa tuttuklarını ancak önümüzdeki günlerde belgeselin uzun halinin yayınlayacağını söyledi.
“Biz, Güneybatı Kürdistan Devrimi’ni bir kadın devrimi olarak görüyoruz”
Deniz’in ardından HDP milletvekili Sebahat Tuncel söz aldı. Güneybatı Kürdistan devriminin tüm Ortadoğu halkları için bir umut ifade ettiğini belirten Tuncel, “Yeni bir yaşam kuruluyor. Biz, Güneybatı Kürdistan Devrimi’ni bir kadın devrimi olarak görüyoruz. Güneybatı Kürdistan Devrimi kadın özgürlük mücadelesi açısından iyi bir örnek. Aynı zamanda bu devrim dünya halklarına, Ortadoğu halklarına yeni bir umut veriyor. Bu nedenle de devam etmeli. Devrimin aynı zamanda, örgütlü bir yapının olması da bizim için önemli. Ortadoğu’daki Kürdistan halkının eşitlik mücadelesinin 200 yıllık bir süreci var. Eğer Kürdistan halkı 4 devletin baskısına maruz kaldıysa bu emperyalistlerin uyguladığı bir politika olduğunu Kürtler’in de buna karşı mücadele ettiğini biliyoruz” şeklinde konuştu.
Ayrıca Tuncel, Ulusal konferansın toplanmasının Kürdler’in geleceği açısından önemli olduğunu belirtti.
‘Sınırlar alınınca Türkiye’de çalkalanma oldu’
Tuncel’in ardından gazeteci yazar Fehim Işık söz aldı. Işık, Suriye’de devam eden savaşın Arap Baharıyla başladığını belirterek, El Kaide, El Nusra ve IŞİD hakkında kısa bir bilgi verdi. Işık, Güneybatı Kürdistan Devrimi’nin sürecine ilişkin yaptığı konuşmada sözlerine şöyle devam etti: “El Nusra Serakiniye’yi YPG’nin kontrolünden çıkardı. YPG’nin direnişi sonrasında sınır bölgesinin kapısı El Nüsra’nın elinde kaldı. Sınır bölgesinin dışında Serakine’yinin içini ve bölgenin birçok yerini YPG aldı. Kısa bir süre sonra 20 maddelik bir ateşkes anlaşması imzalandı. YPG’ye yine saldırdı El Nüsra. El Nüsa ile 20-25 gün süren çatışmalar yaşandı. Bu kez YPG sınır kapısını da aldı. Bu da Türkiye’de bir çalkalanmaya neden oldu. İşte İŞID o dönem ortaya çıktı” diye konuştu.
“Kobani’nin düşmesi Amed’in düşmesidir”
Adana ve Hatay’da El Nüsra’ya ait militanların sokaklarda ezdiğinin bilindiğini söyleyen Işık, “Ne olursa olsun Güneybatı Kürdistan’daki direniş hiç azalmadı hep devam etti. 2013 Temmuz ayında bu kez IŞİD’in saldırısına maruz kalan Güneybatı Kürdistan, en büyük direnişi sergiledi. Devrimde demokratik özerklik ve kantonlar ilan edildi. Sırası ile Ciziri, Kobani ve Efrin Kantonu ilan edildi. Işık, “Eğer Kobani’yi alırsa IŞİD, Afrin’i de alacaktır. Bu da Türkiye’ye gelecek anlamına geliyor. Bugün IŞİD’i destekleyenler bilsinler ki eğer 700 kmlik sınır IŞİD’in eline geçerse yanıbaşındaki Türkiye rahat edeceğini sanmasın. Bugün bile IŞİD’in Türkiye’de çok kolay eylem yapabilir. Böyle bir kanlı örgüte sahip çıkanların bu nedenle dikkatli olması gerekiyor. Ama bölgede çok yalnız bırakılmış bir halktan söz ediyoruz. Örgüte karşı direnen bir halktan söz ediyoruz” dedi. Işık son olarak, “Kobani’nin düşmesi Amed’in düşmesidir” diyerek konuşmasını bitirdi.
Konuşmaların ardından soru cevap bölümü ile program sona erdi.